Erdoğan'dan Avrupa Parlamentosu'na: Boşuna heveslenmeyin, işimiz bitmedikçe Afrin'den çıkmayacağız

Erdoğan'dan Avrupa Parlamentosu'na: Boşuna heveslenmeyin, işimiz bitmedikçe Afrin'den çıkmayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Parlamentosu'nun "Afrin harekâtını durdurdun" çağrısına ilişkin olarak, "Avrupa Parlamentosu'nda bizim harekatı durdurmamız isteniyormuş.Genişlemeden sorumlu bayan var bir tane, o söylüyormuş.Boşuna heveslenmeyin. İşimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız bunu bilesiniz. İşimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız" ifadesini kullandı.

Tabela, yazışma ve konuşmalarda yabancı kelimeleri kullanma alışkanlığının "tahammül sınırı"nı aştığını belirten Erdoğan, "Osmanlı Türkçesi'nin okullarda öğretilmesi gerekiyor" dedi. 

Zeytin Dalı Harekâtı'yla ilgili de bilgi veren Erdoğan, "Etkisiz hale getirilen terörist sayısı 3 bin 525 oldu" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, Liseliler Destan Yazıyor Şiir ve Kompozisyon Yarışması Ödül Töreni'nde konuştu.

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

- Türkçe, dünyanın en kadim dillerinden biridir. Türkçe en azından ilk yazılı metni Orhun Abideleri ile gücünü ve yaygınlığını ispatlamış bir dildir. Dilimizin siyasi tartışmaların tarafı haline getirilmiş olmasını yakın tarihte yaşadığımız en ciddi sıkıntılardan biri olarak görüyorum.

Bu cinnet dönemini geride bıraktığımıza inanıyorum

- Dil devrimi adı altında Türkçemiz, tatsız, tuzsuz, ruhsuz kelimelerin tasallutu altına sokularak kadim medeniyet ile arasındaki bağ kopartılmaya çalışılmıştır. Bizim aslında damarlarımız kesilmiştir. Bir milletin siz dil noktasında bu damarı kestiğiniz anda dedesi ile arasındaki bağı kesmiş oluyorsunuz. 

- Bu cinnet dönemini geride bıraktığımıza inanıyorum. Kadim Türkçe'nin önemli bir zenginliği olarak gördüğümüz Osmanlı Türkçesi'nin okullarda öğretilmesini önemli bir adım olarak görüyorum.

Yabancı kelimelere, Türkçe olmayan yazışmalar artık tahammülümüz kalmadı

- Türkçemizde internet ortamı başta olmak üzere pek çok mecrada yeni bir bozulma süreci yaşıyoruz. Bu konuda aileden, okula, basın yayın kuruluşlarından iş dünyasına kadar herkese düşen önemli görevler var. 

- Yabancı kelimelere, Türkçe olmayan yazışmalar artık tahammülümüz kalmadı.Osmanlı Türkçesi'nin okullarda öğretilmesi gerekiyor.

- Sigara konusunda da kampanya başlatmıştık. En yakın arkadaşlarımız dahi konuşuyoruz, konuşuyoruz, söz diyor, bir ay sonra yine afedersiniz leş gibi sigara kokuyor. Gençler sizleri çok seviyorum. Okulların önünde elinde sigara gördüğüm zaman kahroluyorum. Ciğerlerini, kalbini adeta tehdit ediyor. Buna fırsat vermeyin. Allah'ın bizlere emameti olan bu vücudu hep beraber kullanalım. Kızlar, siz zaten içmiyorsunuz biliyorum. 

Bizim kıraathanemize ne oldu? 

- Türkçe dışı tabelalar gördüğüm mekanların sorumlularına bu isimlerin değiştirilmesini, bugün sesleniyor ve tavsiye ediyorum. İnternet cafe. Cafe. Bizim kıraathanemize ne oldu? Vardı ya bizim kıraathanemiz. Kumar oynama yeri değildir, okuma yeridir. Okuma yeridir. Oralarda hem kitaplarımızı okuyalım, hem çayımızı hem kahvemizi içelim hem de okula gidelim. Şimdi evler bile adeta cafe house oldu. Böyle şey olur mu? Bu konuda arzu ettiğim hassasiyeti henüz göremediğimi de ifade etmeliyim. Bu işin de üstesinden el birliği ile geleceğiz, bunu başaracağız. 

- Bu defa daha önceki darbelerin hiçbirinde görülmemiş bir hadise yaşandı. Şahsım, böyle bir darbe girişimini asla kabul edemezdi, kabul etmedim ve tüm devlet mekanizmalarını darbecilere karşı koymak için davet ettik. Milletimi de meydanlara davet etmek suretiyle bu belayı defettik. 

"O gece lisesli gençlerimiz de meydanlardaydı"

- O gece liseli gençlerimiz de meydanlardaydı. Onlar da bu darbeye karşı koydu. Binbir zorlukla, cep telefonu aracılığıyla televizyon kanallarını kullanarak milletimizle buluştuğumuz an, aslında darbe teşebbüsünün akamete uğramaya başladığı andır. Darbeciler bulunduğumuz alana gelirken biz de milletimizde Marmaris'ten yola çıkmıştık.

- Rabbimizin yardımıyla İstanbul'a indiğimizde, bizi karşılayan on binlerle milletimizle tarihi bir karşı koyuşa başladık. Ertesi gün de darbecileri derdest ederek bu büyük ihaneti önlemiş olduk. 15 Temmuz gecesi öyle sahneler yaşanmış, öyle kahramanlık örnekleri sergilenmiştir ki.

- Gerçekten anlatılmakla... Tankın altına yatanından üstüne çıkanınla, darbeciden hesap soranından kurşunların üstüne üstüne yürüyenine kadar milletimiz tüm fertleriyle adeta destan yazmıştır. Şimdi de liseli öğrencilerimiz bu destanı şiire, hikayeye dönüştürerek ebedileştiriyor.

- Sizlerin bu tür durumlarda ne yapacağı sorusu, orta yaşın üzerindekilerin zihnini kurcalıyordu. 15 Temmuz'da gördük ki bu millet, 7'den 70'e herkes, kanındaki o cesaret ateşini yeri geldiğinde yakabilmektedir. O kor ateş, bize ezanımızın, bayrağımızın, vatanımızın, bizatihi milletimizin güvencesi altında olduğunu göstermiştir. 15 Temmuz'dan önce ve sonra, özellikle terörle mücadele harekatlarımızda bunun sınırsız örnekleriyle karşılaşıyoruz. 

 3 bin 525 terörist etksiz hale getirildi

- Fırat Kalkanı, 2 bin kilometre alanı TSK kontrol altına almıştır. Oradan kaçmak zorunda kalan kardeşlerimiz, şimdi evlerine dönmüştür. Oraların güvencesi de bizim emniyetimiz altındadır. Suriye'nin kuzeyinde gençler, bunu çok iyi bilmeniz lazım. Bir terör koridoru oluşturmaya çalıştılar. Kimler? Teröristler. Bunlar oradan Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, buralara tacizde bulundular. Havan toplarıyla, çeşitli silahlarla. Hep sabrettik. Sabrettik, sabrettik, sabrettik. Artık yeter, dedik. Ve Afrin harekatının talimatını verdik.

- Afrin harekatının talimatını verdik, teröristlerin hesabı farklıydı. Hesapların üzerinde bir hesap var işte. O da Allah'ın hesabı. Değerli kardeşlerim, sevgili gençler. Şu anda etkisiz hale getirilen terörist ne oldu? 3 bin 525. Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan.

- Bu iş bitiyor, bitecek az kaldı. Fırat Kalkanı Harekâtı, sınırlarımızı korumak söz konusuysa asla mücadeleden geri durmayacağımızın ispatıdır.

 İşimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız bunu bilesiniz

- Avrupa Parlamentosu'nda bizim harekatı durdurmamız isteniyormuş. Genişlemeden sorumlu bayan var bir tane, o söylüyormuş. Boşuna heveslenmeyin. İşimiz bitmedikçe oradan çıkmayacağız bunu bilesiniz. Türkiye bir şamar oğlanı değildir, kendi iradesini kullanabilen bir ülkedir. Bu iş bitecek. 3.5 milyon Suriyeli benim ülkemde yaşıyor şu an. Ey Avrupa Parlamentosu, sen bugüne kadar hangi yükü aldın da konuşuyorsun?

- Biz geleceğine güvenle bakan bir ülkeyiz. Dün Çanakkale'de, Kafkasya'da, Kut-ül Amare'de ortaya çıkan ruh bize Kurtuluş Savaşını kazanma imkanı verdi. Pazar günü Çanakkale'deyiz. Sadece zafer türküleri söylemeyeceğiz, aynı zamanda 18 Mart Köprüsü'nün temel atma törenini yapacağız. Bugün de 15 Temmuz'da ve sınırötesi harekatlarımızla büyüyen bir nesle teslim edeceğiz, 2050, 2070 vizyonlarımızın başarıya ulaşacağının huzuru içindeyiz. Yerle yeksan olmuş bir Türkiye'yi 2023 hedeflerimize kadar getirdi. İnşallah ülkemizde yepyeni bir dönem açacağız.

- Gençler, sizlere güveniyorum. Sizlerden tek istediğim şu, biz tek milletiz. Tek vatanız, tek bayrağız, tek devletiz. Bizi bölemeyecekler. Bizi parçalayamayacaklar. 81 milyon tek milletiz. Bir yaratanı yaratandan ötürü sevdik, makam mevki için değil. Bizde bölücülük olamaz. 

Türkiye Cumhuriyeti'nden başka bizim, devletimiz yoktur

- Ah ah gençler. Daha şurada, fazla geriye gitmeyelim 1900'lü yıllarda 500 bin kilometrekareyi yine kaybettik düştük 780 bin metrekareye. Onun için sizlerden beklentimiz tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet. Türkiye Cumhuriyeti'nden başka bizim, devletimiz yoktur. Bu çatıda birleşeceğiz. Birileri Güneydoğu'da devlet kuracakmış, birileri çıktı paralel devlet falan diye. Sonra 90'larda kaçtı gitti Pensilvanya'ya. E kursaydın ya devleti, niye kaçtın? Şimdi arkasını birilerine dayamış, oralardan dünyanın değişik yerlerine mesajlar gönderiyor. İnlerine gireceğiz inlerine.

- İşte bugün, buraya gelirken Hakkari'de onlarca teröristi etkisiz hale getirdik. Sadece Afrin'de değiliz, buralarda da mücadelemiz devam ediyor. Çıkmış oradan Avrupa Parlamentosu da karar alıyor. Dürüst olun dürüst. 2053 Türkiyesi'ni bu vizyonla kurmaya hazır mısınız? Biz o günleri göremeyeceğiz. Birilerinin gençlerimizi sürekli tenkit eden, küçümseyen, iğneleyen tavrını asla doğru bulmuyoruz. Pırlanta gibi gençliğimiz var. Şahsen gençlerimize, daha önce hiç olmadığı kadar güveniyorum.