Erdoğan'dan Başbuğ'a destek

Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un dün yaptığı sert çıkışa destek verdi. Erdoğan da medyayı eleştirdi ve kimsenin TSK'nın moralini bozmaya hakkı olmadığını söyledi.  Olimpiyat Oyunları-Paralimpik Oyunları'nda madalya alan sporcuları kabulünde yaptığı konuşmada, toplantının gündemine geçmeden önce bir iki hususu açıklığa kavuşturmakta yarar gördüğünü belirten Erdoğan, şunları söyledi: ''Türkiye çeyrek yüzyıldır bölücü bir terör belasıyla mücadele etmektedir. Bu mücadelede zafiyete, tereddüte asla yer yoktur. Kimse hükümetimizi, güvenlik kuvvetlerimizi, zaaf ve tereddüt içinde göstermeye yeltenmesin. Bu bireysel olarak yapacağımız bir iş değildir. Bu, milletçe hep beraber yapacağımız bir mücadeledir. Terörle mücadele çok boyutludur. Asker ve polis, tüm güvenlik kuvvetlerimiz bu mücadeleyi kahramanca yürütmektedir. Eli silahlı teröriste karşı başka bir yol bilen varsa söylesin. Başbuğ: Eleştiri sınırı aşıldı Basın da eleştirilir Terörle mücadelenin başarısı, ortak bir kararlılıkla karşı durulmasına bağlıdır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da haklı olarak buna vurgu yaptı. Elbette basın hürdür, eleştirme hakkı vardır. Buna mukabil kendilerine yapılan eleştirilere de cevap hakkı vardır. Verilen cevabın üslubundan ve sertliğinden şikayet edenler, önce dönüp bir de kendilerine baksınlar. Hiç ayna karşısında durmadan bu süreci devam ettirme hakkına da sahip değiller. Özgür basının da uymak zorunda oldukları meslek ahlak kuralları var. Eleştiri başka bir şeydir, ölçüsüz ve ön yargılı kampanya yürütmek başka bir şeydir. Türk Silahlı Kuvvetlerimize ve onun komutanlarına karşı kampanya yürütülmesinin bedelinin, faturasının nasıl bir moral değer ortaya çıkaracağının hesabı acaba hiç yapılıyor mu? Acaba komutanlarımıza karşı yapılan bu kampanyanın cephedeki er, erbaş, oradaki komuta kademesinin üzerinde meydana getirdiği tesir hiç düşünülüyor mu? Kusura bakmasınlar; basın da görevini kendi sınırları içerisinde yapmalıdır.Basın nerde durduğunu bilmeliTerör sadece Türkiye'nin değil, insanlığın ortak düşmanı. 'Bu mücadelede basın da dahil herkes nerede durduğunu iyi bilmelidir. Terörün tek amacı, propagandasını yaptırtmaktır ama ne yazık ki yazılı ve görsel medya bu konuyu gayet başarılı bir şekilde sürdürmektedir ve bu propagandayı yapmaktadır. Biz doğru yerdeyizDefalarca medya sorumlularına ricada bulundum. 'Ne olur şu işleri anlatmayın, bu acılı resimleri göstermeyin, yazmayın, televizyonlarda bunları yayımlamayın. Bakın işimizi zorlaştırıyorsunuz, adeta onlara destek veriyorsunuz, onların propagandasını yapıyorsunuz ve onlar da sizi alkışlıyorlar' dedik ama ne derseniz deyin aynı durumu devam ettiriyorlar, aynı çark dönüp duruyor. Eğer direnci kırılacak, yaptığı iş sorgulanacak, kampanyalara hedef yapılacak biri varsa o da terördür, teröristtir; yoksa terörle mücadele eden değil. Teröre karşı hepimiz aynı safta olmalıyız. Bu bir seçim değil, insani, ahlaki ve hukuki bir zorunluluktur. Kimse terörü cesaretlendirme hakkına sahip değildir, olamaz. Teröre karşı mücadelemiz bütün boyutuyla sürecektir.  Açık söylüyorum; biz haklıyız ve doğru yerdeyiz, gerisini yanlış yerde duranlar düşünsün."