ERDOĞAN'DAN BAYKAL'A ''ULAN'' YANITI TBMM (A.A)

-ERDOĞAN'DAN BAYKAL'A ''ULAN'' YANITI TBMM (A.A) - 05.04.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kendisine yönelik ''ulan'' sözüne yanıt verirken, ''Eski Genel Başkan hepinizin malumudur, milletin de malumudur. Şimdi kendisine bir güç devşirebilmek için şahsıma bakıyorsunuz 'ulan, mulan' gibi ifadelerle hakaret ediyor. Benim kalkıp da senin seviyene inmek gibi bir derdim yok'' dedi.     Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, 23. Dönemin son grup toplantısını gerçekleştirdiklerini hatırlattı. ''AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesinde, bu ülkenin nasıl yegane umuduysa bugün de aynı şekilde Türkiye'nin yegane umududur'' diyen Erdoğan, 14 Ağustos 2001'de partilerini kurarken ve 3 Kasım 2002'de seçimlere girerken, ''Her şey Türkiye için'' dediklerini kaydetti.  ''Dikkat edin bugün birileri, bizim bu yola çıkıştaki o heyecan dolu ifademizi güya kapacağını zannediyor. Çünkü bunlar mukallittir, bunlar taklitçidir. Bunlardan bir şey olmaz'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''O gün nasıl bir umut, nasıl bir heyecan içindeysek hiç azaltmadan, eksiltmeden aynı umut ve heyecanı taşımaya devam ediyoruz. Bugünlere engelleri, bariyerleri aşarak geldik, bugünlere sorunları tek tek çözerek geldik. Milletle gönül bağımızı daha da güçlendirerek, sevdamızı, aşkımızı çoğaltarak bugünlere ulaştık. Halkımıza ben şu anda Parlamento çatısı altından, ekranları başında bizi izleyenlere şöyle sesleniyorum; Bize çıraklık döneminde nasıl desteğinizi verdiyseniz, kalfalık döneminde nasıl desteğinizi verdiyseniz ve çıraklıkta da kalfalıkta da eğer bizlerden memnun kaldıysanız, diyorum ki; gelin ustalık dönemini de sizlerle beraber inşa edelim.'' -BAYKAL'A ELEŞTİRİ- Erdoğan, CHP'nin 1940'larda takılıp kaldığı yerden bugünlere hala gelemediğini belirterek, şöyle konuştu: ''Hatta daha gerilere gidebilirsiniz. 'Cumhuriyeti kuran biziz'' diyorlar ya... Aynen oradalar hala. Kendi iç çekişmelerinden, iç sorunlarından Türkiye'nin, milletin sorunlarına kulak vermeye fırsat bulamadı, bugün de hala bulamıyorlar. Yaptıkları tek şey var; hakaret. Bu hakaretin bedelini de 12 Haziran'da yine ödeyecekler. Eski Genel Başkanı hepinizin malumudur, milletin de malumudur. Biliyorsunuz, malum Genel Başkana neden, niçin böyle bir görevi devretmek zorunda kaldığı ortada. Tabii O'na kalsa devretmeyecekti de işte durum oldu. Şimdi kendisine bir güç devşirebilmek için şahsıma bakıyorsunuz 'ulan, mulan' gibi ifadelerle hakaret ediyor. Benim kalkıp da senin seviyene inmek gibi bir derdim yok. Zaten bu siyasette milletim, her zaman sana tokadı attı. Milletimin tokadıyla kalmadı, en sonunda partinde düne kadar yanında olanlar da sana tokadı attı. En yakınında olan, ziyaretine gelip 'ben siyasette yokum' diyen de yanından ayrılıp açıklamayı yaptı, ertesi gün 'Genel Başkanlığa adayım' dedi. O da sana bir tokat attı ama şimdi maşallah boy boy resimler çektiriyorlar, beraber kurdeleler kesiyorlar. Adaylığı garantiye almak istiyor herhalde. Şimdi böyle bir durum var ama onun da kararını Parti Meclisi verecek.'' -''TAKLİDİ BECEREMEYENLER, MİLLETTEN TAKDİR GÖREMEYECEK''- Erdoğan, ''1940'larda tek parti olmanın imtiyazıyla milletin derdine kulak tıkayan CHP'nin, bugün de aynı şekilde milletin taleplerine, hissiyatına, arzularına kulak tıkamaya devam ettiğini'' belirterek, şöyle devam etti: ''Bu CHP; il başkanlarının illerde valilik yaptığı bir partidir. Bunların demokrasi anlayışı budur. İl başkanı, o ilin valisi. Böyle demokrasi olur mu ya? İşte biz, bugünlere böyle geldik. Şimdi kalkmışlar bunlar Türkiye'de demokrasi dersi veriyor gençler. Bu CHP, böyle bir CHP'dir. Bunu böyle bilin. Hem il başkanı olacak hem de gidip o ilin valisi olacak. Bunlar demokrasiyi böyle tanıdılar, böyle tanımladılar, böyle anladılar. Bunlar, hani Atatürk'ün 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesi var ya, ona hiçbir zaman tahammül edemediler. Bu partinin adındaki 'halk' ifadesine bakmayın, bu parti halksız bir CHP'dir. Bunlarda halk yok.  Şimdi seçim sandığı ufukta gözüktü. Geçici bir süre için CHP'nin aklına millet, milletin sorunları geldi. Dikkat edin yeni gibi lanse ettikleri her uygulama, her söylem tereddüte yer bırakmayacak şekilde AK Parti'nin taklidinden ibarettir. Ortaya attıkları her vaat, AK Parti'nin zaten uyguladığı çözümlerin, hani çocuklarımıza gösteriyoruz ya 'kes, yapıştır, kopyala' formülüyle orantılıdır. Budur. Yeniden ve abartılı olarak öğretilmesinden başka bir şey değildir. Hani geçmişte vardı ya 'O ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum' diyen siyasetçiler yok muydu? İşte CHP'nin bugün ulaştığı seviye, 20 yıl önceki o seviye. Taklidi bile doğru dürüst beceremeyenler, hiç şüpheniz olmasın milleten takdiri de göremeyecek.  -''MHP, MUHALEFET ETME GREVİNİ YAPAMADI''- Erdoğan, MHP'ye yönelik eleştirilerini ifade ederken, 22 Temmuz'da Parlamentoya girme başarısını göstermişken, 4 yılda muhalefet etme görevini yerine getiremediğini belirtti. Erdoğan, ''2000 ve 2001 krizlerinin mimarı olan, Türkiye ekonomisini adeta dibe vurduran, bir gecede Türkiye'yi yoksullaştıran MHP, Meclis dışında kaldıktan sonra 2007 seçimlerinde eline geçen fırsatı heba etmiştir. Allah aşkına şu geride kalan 4 yıla bakın, MHP üst yönetimine ait tek bir olumlu, yapıcı, pozitif eleştiri bulabilir misiniz?'' dedi.  -''TERÖRDEN İKİ KESİM İSTİFADE ETTİ''- Başbakan Erdoğan, bugüne kadar terörden iki kesimin istifade ettiğini ifade ederek, ''Birincisi silah tüccarları, ikincisi de istismarcılar'' dedi. Bölgenin meseleleri çözüldükçe, o istismarcıların çözümü engellemek için her yola, her tahrik eylemine başvurduklarını kaydeden Erdoğan, ''Sivil itaatsizlik diye ortaya konan eylemlerin, bölge halkının hissiyatını istismar yoluyla, seçim hesabı yapmaktan başka bir şey olmadığını'' bildirdi. Erdoğan, ''Burada cuma namazı kılınıyor. Siz kalkıp da hemen şöyle biraz öte tarafta, orada kılınan cuma namazını adeta sabote edercesine, orada elde megafonla alelacele toparlanıp bir cuma namazı kılmaya kalkarsanız, buna ayrımcılıktan başka bir şey denmez, bu ayrımcılıktır. Bu, mukaddes dinimizin içerisine de bölücülüğü sokmaktır. Bunlar bunu da yaptılar. Ben işin teferruatına, detayına da girmiyorum. Bu tahrik eylemleri paniğin, telaşın tükenmişliğin emaresidir'' diye konuştu. -''12 HAZİRAN HAKİKATİN TECELLİ EDECEĞİ BİR TARİHTİR''- Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Benim milletin kimin kiminle iş tuttuğunu, kimlerin nasıl bir kirli ilişki içinde olduğunu, hangi çirkin senaryoların ortaya konduğunu artık çok net olarak görüyor. Bunu sadece kendileri görmüyorlar. Eski, bayat senaryoların hala iş göreceğini zannediyorlar. 12 Haziran'da milletim onlara nasıl bir yanılgı, yanlış içinde olduklarını inşallah gösterecektir. 12 Haziran, senaryoların değil, hakikatin tecelli edeceği bir tarihtir. Tabii, burada, terör örgütünün son günlerdeki eylemlerine de milletimin özellikle dikkatini çekiyorum. Seçimin hemen öncesinde ortaya konan bu eylemler, her seçim öncesinde olduğu gibi, Türkiye'de iç siyaseti dizayn etme girişimlerinin aleni bir uzantısıdır. Şunu da açık açık söylüyorum. Bu eylemler sadece Doğu ve Güneydoğu'da halkı tahrik yoluyla değil; Hükümeti yıpratmak, batıdaki vatandaşları tahrik etmek yoluyla seçimleri etkilemeye dönük çok boyutlu senaryonun bir parçasıdır.  Türkiye artık bu oyunlara gelmeyecek. Türkiye, bu kirli senaryolara gelmeyecek, bunları bozacak ve mutlaka aşacaktır.''