Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara-Washington hattında yaptırım uygulayacak boyutta bir kriz yaratan ABD'li rahip Andrew Brunson'ın "terör örgütleriyle karanlık ilişkileri olduğunu" söyledi. Erdoğan, Türkiye'de ev hapsinde tutulan ve 12 Ekim'de duruşması olan Brunson üzerinden ABD'ye yüklenerek "Washington yönetiminin yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum" dedi. Erdoğan, konuşmasında Avrupa Birliği'ne de olumlu mesajlar verirken Kandil ve Sincar'a da operasyon yapılacağını işaret etti.
Erdoğan'ın, konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştüğü öğrenildi.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Meclis'in 27. Dönem 2. Yasama Yılı dolayısıyla bir konuşma yaptı.
Erdoğan'ın TBMM'de yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
- Türkiye, 16 Nisan'da tarihi bir halkoylamasına, 24 Haziran'da da tarihi bir seçime şahit oldu. 16 Nisan, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz büyük reformun adıdır. Bu çapta dönüşümü pek çok ülke ve halk ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak tamamlayabilmiştir. Bizse Türkiye olarak demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi gerçekleştirmeyi başardık.
TIKLAYIN - Meclis'te 27. dönem | TBMM Başkanı Yıldırım: Kimse buranın sesini kısamaz
- Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Ne yaparsak yapalım, darbelere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirdi.
- Bu kritik dönemde ülkemizi raydan çıkarmak, içeride ve dışarıda başarısızlığa uğratmak isteyenlere fırsat vermedik. Türkiye'nin tökezlemesine sebep olan tuzaklar bu defa işe yaramadı. Tüm engelleri aşarak bugünlere geldik. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, daha büyük atılımlarla çareyi milletimizde demokrasimizde aradık. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak diz çöktürmeye çalıştılar, eyvallah etmedik. PKK, DEAŞ, FETÖ... Hepsinin başını ezdik.
- Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar.
- Her geçiş sürecinde olduğu gibi bu süreçte de sıkıntılar oluyor olabilir, fark ettikçe yoluna koyuyoruz. Ekonomide asla hak etmediğimiz ve ülkemizin gerçek durumunu kesinlikle yansıtmayan dalgalanma, bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor. Tedbirler, görüşmeler ve programlarla ekonomimizi dengeye kavuşturmaya başladık. Geri bildirimlere göre hem çalışmaları gözden geçiriyor hem de yeni hedefler belirliyoruz.
Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir. Elbette her geçiş dönemi gibi bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir. Her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.
- Yetkiyi milletimizden alarak, yine milletimize hesap verme mecburiyetin olduğunu bilerek hareket ediyoruz. 2002 Kasım ayından beri milletimize çok büyük borcumuz vardı. 15 Temmuz'da can borcu da eklendi. Milletimizin teveccühüne layık olabilmek için gece-gündüz çalışıyoruz.
Türkiye’nin önündeki sıkıntıları ancak hep birlikte çalışırsak aşabiliriz. Yeni dönemin ruhu, birlikte çalışmayı, birlikte inşayı, birlikte başarmayı gerektiriyor.
Soçi'de Rusya ile İdlib çatışmasızlık bölgesindeki 3,5 milyon insanın hayatını doğrudan ilgilendiren mutabakata imza attık. Bu mutabakat aynı zamanda Suriye'de yeni anayasa ve özgür seçimler esasına dayalı umutların canlanmasına vesile olmuştur. Böylece Türkiye en büyük yükünü kendisinin çektiği Suriye krizinde doğrudan sahada inisiyatif alan ve söz söyleyen bir ülke durumuna gelmiştir. İdlib'de ülkemizin güvenliğini sağlamayı garanti ettiği bölgeye de şimdiden 60 bin üzerinde Suriyeli geriye dönmüştür.
Son yıllarda haksız ithamlarla üzerimize gelmesi sebebiyle AB ile ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Ülkemize uygulanan çifte standartlar karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını iç politika malzemesine dönüştürmesi sıkıntıların yaygınlaşmasına neden oldu. Bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz.
En büyük ticaret ortağımız olan 5 milyon civarında Türk kökenli kardeşimizin, milyonlarca samimi dostumuzun yaşadığı böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz kesinlikle söz konusu olamaz. Bununla birlikte haksızlığı düzeltmek, oradaki kardeşlerimizin hukukunu korumak için sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Geçtiğimiz aylarda İngiltere'de mutabık kaldığımız bir ziyaretimiz olmuştu. Çeşitli Avrupa ülkelerinden olumlu sesler önümüzdeki aydınlık günlerin bir müjdecisidir. Avrupa ile siyasi, ekonomik ve insani alanlarda mesafe kat ettiğimiz sürece gireceğiz. Bir başka alanımız ABD ile ilişkilerimizdir. Uzun bir geçmişe sahip olduğumuz, ABD mevcut yönetimin hiçbir mantıki, stratejik tutarlılığı olmayacak şekilde ülkemizi hedef alması bizi üzmüştür. Terör örgütünün ele başı ve pek çok mensubu bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır. Suriye'de bölücü terör örgütüyle işbirliğine giden Amerika bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır.
Uzun bir geçmişe sahip olduğumuz ABD'de mevcut yönetimin hiçbir mantıki, siyasi ve stratejik tutarlılığı olmayan şekilde ülkemizi hedef alması bizi derinden üzdü. Darbe girişiminde bulunan terör örgütünün elebaşı ve mensubu bu ülkede korunmaktadır. Suriye'de bölücü terör örgütü ile iş birliğine giden ABD bu tavrını ekonomik alana da taşımıştır. Halkbank davası... Hukuksuzluk örneği. Terör örgütüyle karanlık ilişkileri olan bir rahibi bahane ederek yaptırıma kalkan bu anlayışla diplomasinin ve hukukun içinde mücadele etmekte kararlıyız. Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti gibi değil de bir kabile topluluğu gibi gören bu zihniyete karşı ülkemizin hakkını, hukukunu korumak bizim en başta gelen görevimizdir. Amerika yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. İnşallah en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.
Kıbrıs'ta ve Ege'de Türkiye'ye rağmen hiçbir adım atılamaz. Özbekistan yeni ve çok önemli bir adımın eşiğindedir. Orta Asya'daki kardeşlerimiz ne kadar güçlü ve müreffeh olursa Türkiye ondan bu derece mutlu olur. Aynı şekilde Türkiye'nin gücü ve zenginliği de Orta Asya'daki kardeşlerimiz için önemli bir güvencedir.
ABD güvenilirliğini iyice yitirmiştir. Bizim yaşadıklarımızdan sonra dünyadaki hiçbir ülkenin Amerika ile ilişkilerine güvenle bakması artık mümkün değildir. Türkiye ekonomisi saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür. Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplininde asla taviz vermiyoruz. Adımları birer birer atıyoruz. Türkiye kimseden para talep etmiyor. Bizim tüm çabamız uluslararası sermayenin ülkemizde yatırım yapmasını sağlamak. Bunun için gereken her türlü güvenceyi veriyoruz.
Faizlerden, enflasyondan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz. Finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sıkıntıların öneminin ve aciliyetinin farkındayız. Hiçbir sanayicimizi, tüccarımızı, çalışanımızı, vatandaşımızı, vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz. Serbest piyasa ekonomisinin kurallarından taviz vermeden her türlü tedbiri uygulayacağız. Yeni bir ekonomik program hazırladık. Yatırımları teşvik edecek, üretime istihdama öncelik verecek bir ekonomi anlayışıyla Türkiye'yi yeniden yükselişe geçirmekte kararlıyız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine güvenmesini istiyoruz. En zorunu geride bıraktık, inşallah bundan sonra daha kolay olacak.
Çıktığımız bu uzun yolculukta, Meclisimizle yürüyecek başarıyı birlikte yakalayacağız. Yeni dönemde Meclisimizin yeni bir anlayışla çalışması ülkemizin en büyük kazanımı olacak. Gerekiyorsa Anayasayı iç tüzüğü değiştirerek Meclisimizin itibarını artırmamız, demokrasimiz bakımından çok önemlidir. Bu konuda ben siz milletvekili arkadaşlarıma güveniyorum.
PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil'i, yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. Irak'ın mezhepçilik hastalığından bir an önce kurtularak, kendi halkı ve tüm bölge için güvenli, huzurlu, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesini istiyoruz. Suriye'deki durum maalesef çok daha acı, çok daha vahimdir.
Kimi rejimle, kimi terör örgütleriyle iş tutan bu güçler Suriye halkının kanı ve gözyaşı pahasına kendi projelerini hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bizim seyirci kalmamız söz konusu olamazdı. Her şeyden önce bin yılı aşkın geçmişe, ortak medeniyet değerlerine sahibiz. Bunun için hayatlarını kurtarmak için yaşadıkları yerden kurtulmak zorunda olan milyonlarca Suriyeliye kapılarımızı ve gönlümüzü açtık. Halen 3,5 milyon Suriyeli ülkemizde hayatını sürdürüyor. Suriye içinde yaşanan her çatışma, bizim için yeni kitlesel göç dalgalarının habercisidir.