-ERDOĞAN'DAN CHP LİDERİNE: YETKİYİ NEREDEN ALDIN? KONYA (A.A) - 28.08.2010 - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tunceli'ye gidiyor ana muhalefet partisinin genel başkanı, diyor ki 'Genel af çıkaracağız' bir defa ana muhalefetin genel başkanı sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Biz parlamentonun yüzde 65'ine sahip olan AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez su. Neyi çıkarıyorsun sen?'' dedi. Erdoğan, partisinin Hükümet Meydanı'nda düzenlediği mitingde konuştu. Erdoğan, Anayasa değişiklik paketiyle ilgili şunları söyledi: ''Biz ne yapmak istiyoruz, peki muhalefet ne yapmak istiyor. Bunların anlattıklarında bu değişiklik yapmak istediğimiz anayasa bununla ilgili bir şey duydunuz mu? Ben yine özellikle şunu hatırlatmak istiyorum. Allah aşkına, Tunceli'ye gidiyor ana muhalefet partisinin genel başkanı, diyor ki 'Genel af çıkaracağız' bir defa ana muhalefetin genel başkanı sen bu yetkiyi nereden aldın? Sen genel af çıkarma yetkisini nereden aldın? Sana bu yetkiyi kim verdi? Biz parlamentonun yüzde 65'ne sahip olan AK Parti sana orada bir gıdım su içirmez su. Neyi çıkarıyorsun sen?'' Erdoğan, şunları söyledi: ''Çıkmış bizim için kalkıp diyor ki 'Terörist başını affedecekler.' Yazıklar olsun ne benim ne arkadaşlarımın genlerinde böyle bir şey yok. Ama terörist başını size, yani bizden önceki iktidara teslim ettikleri zaman, teslim edenlere, onu idam etmeyeceğiz sözünü veren sensin Bahçeli sen.'' Konuşmasında, ''Ramazan-ı Şerif'in mübarek olmasını Allah'tan temenni eden'' Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ramazan, sofralarımıza bereket, ruhlarımıza huzur, tüm insanlığa barış getirsin diyorum. Konya bir büyük şehir, Konya bir ulu şehir. Konya, kudretiyle dünyayı titretmiş, adaletiyle dünyaya hükmetmiş Selçuklu'nun baş şehridir. Konya, Sadrettin Konevi'nin, Şeyh Edebali'nin, Ahi Evran'ın, Şemsi Tebrizi'nin, elbette Hazreti Mevlana'nın şehri. Bizim aynamız, ilim şehri, kültür şehri, medeniyet şehri Konya'dır. Bizim aynamız, ferasetiyle, basiretiyle bu aziz millettir. Biz Hazreti Mevlana'nın diliyle konuşuruz. Biz Konyalı Şeyh Edebali'nin diliyle konuşuruz. Biz Yunus Emre'nin diliyle konuşuruz, biz Ahi Evren'in, Hacı Bektaş Veli'nin diliyle konuşuruz. Dilimiz Aşık Veysel dilidir. Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece, gideceğiz gündüz gece. Dilimiz Mehmet Akif'in dilidir. 'Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda. Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Bizim dilimiz Necip Fazıl'ın dilidir. (Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte! Ölsek de sevinin, eve dönsek de! Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.)'' -''VAN'DA, BİNGÖL'DE NE KONUŞURSAK...''- ''Van'da, Bingöl'de ne konuşursak, gideriz, Rize'de, Trabzon'da da onu konuşuruz'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu: ''İstanbul'da, İzmir'de nasıl konuşursak, Antalya'da, Adana'da da öyle konuşuruz. Aydın'da başka, Adıyaman'da, Tunceli'de başka dil kullanmayız. Erzurum'da başka, Samsun'da başka söylemeyiz. Sadece Türkiye içinde değil, Brüksel'de, Madrid'de, Toronto'da, New York'ta, Melbörn'de, Şam'da, Tahran'da da aynı dili konuşuruz, çünkü biz vakti zamanı gelince, Konya'da aziz milletimize vereceğimiz cevabı veyahut da aziz milletimize vereceğimiz hesabı biliriz. Sizden aldığımız güçle, sizden aldığımız yetkiyle sizin desteğinizle sizin hayır duanızla gittiğimiz her yerde konuştuğumuz her yerde hakkı savunduk adaleti savunduk. Balkanlar'a gittik 'huzur' dedik. Kafkasya'ya gittik 'kardeşlik' dedik. Ortadoğu'da, 'barış' dedik. Tiflis için ne istiyorsak, Bakü için de aynısını istiyoruz. Kabil için, Bağdat için ne istiyorsak, Saraybosna için de, Piriştina için de aynısını istiyoruz. Haiti'nin çocukları, Şili'nin çocukları, Pakistan'ın çocukları için istediğimizi, cesaretle, kararlılıkla, Bağdat'ın çocukları, Gazze'nin çocukları, Kudüs'ün çocukları için de istiyoruz.'' -''ZULME KARŞI KAYITSIZ KALAMAYIZ''- ''Herkes gözünü yumsa, herkes kulağını tıkasa, herkes sırtını dönse, biz zulme karşı kayıtsız kalamayız. Zira bizim tarihi terbiyemiz bunu gerektirir. Tarihimizden, milletimizden aldığımız güçle 'hak' diyoruz, 'hukuk' diyoruz, 'adalet' diyoruz'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bakın, Hazreti Ali ne güzel söylemiş: 'Haksızlık karşısında susan, dilsiz şeytandır.' Biz haksızlık karşısında susmadık, susmayacağız. Biz Alaaddin Keykubat'a, Kılıçarslan'a, Gıyaseddin Keyhüsrev'e, Alparslan'a, Osman Gazi'ye, Fatih Sultan Mehmet'e, Yavuz Sultan Selim'e, onların hatırasına asla mahcup olmayacağız. Bu millet tarihi boyunca nice zorlukların üstesinden geldi, nice badireleri, atlattı. Bu millet, dirayetiyle, ferasetiyle,birlik ve bütünlüğüyle önüne çıkan her engeli evelallah aşacak güce fazlasıyla sahiptir.''