Erdoğan'dan 'iki yıl ömrü kaldı' haberine tepki: Bize ömür biçen küstahlar!

Erdoğan'dan 'iki yıl ömrü kaldı' haberine tepki: Bize ömür biçen küstahlar!

 

T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kanser olduğu iddialarıyla ilgili çıkan haberlere sert tepki gösterdi.

Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere'de yaşanan olayın gönül gözüyle bakanlarla, gözünü hırs bürüyenleri birbirinden ayırdığını belirterek, ''Biz orada yaşanan hadisenin acısını, sızısını yüreğimizde duyarken birileri acıyı fırsata dönüştürmek gibi insanlık dışı, vicdan dışı bir gayretin içine girmiştir. BDP ve CHP, kol kola girerek cenaze evini, acılar içindeki o köyleri birer siyaset arenasına, birer fırsat zeminine çevirmenin körlüğü, duyarsızlığı, vicdansızlığı içinde olmuştur'' dedi.

 
Erdoğan, AKP genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, karşı karşıya kalınan bazı meselelere sadece gönül gözüyle, vicdan gözüyle bakıldığını söyledi. Gözünü çıkar ve ideoloji hırsı bürümediği, siyasi hırs kalbini karatmadığı takdirde insanın zihninden önce vicdanıyla düşündüğünü kaydeden Erdoğan, şunları dile getirdi:
 
''İşte Uludere'deki hadise bu anlamda çok büyük bir imtihan olmuştur. Uludere'de yaşanan acı, gönül gözüyle bakanlarla, gözünü hırs bürüyenleri çok net olarak birbirinden ayırmıştır. Biz orada yaşanan hadisenin acısını, sızısını yüreğimizde duyarken birileri acıyı fırsata dönüştürmek gibi insanlık dışı, vicdan dışı bir gayretin içine girmiştir. 
 
BDP ve CHP, kol kola girerek cenaze evini, acılar içindeki o köyleri birer siyaset arenasına, birer fırsat zeminine çevirmenin körlüğü, duyarsızlığı, vicdansızlığı içinde olmuştur. Uludere ile ilgili basın toplantısı yapan BDP milletvekillerinin kameraların önünde pervasızca kahkaha atmaları bunların ne denli vicdanlı olduğunu, ne denli gerçekten ruhsuz, taş kalpli, iki yüzlü olduklarının ispatıdır. Uludere meselesini bir siyasi rant malzemesi olarak kullanan CHP'nin bu noktada samimiyeti, daha doğrusu samimiyetsizliği ortadadır. 
 
Uludere'deki Ortasu, Güzelyazı, Ortabağlı kardeşim lütfen şundan emin olsun, onlarla birlikte Kürt kökenli kardeşlerim, onlarla birlikte 75 milyon şundan emin olsun; Uludere olayının aydınlığa kavuşturulması için ilgili kurumlarımız her türlü çalışmayı sürdürmektedir. Kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın.''
 
AKP'yi ''vicdanı olan bir parti'' olarak niteleyen Erdoğan, bugüne kadar hiçbir meseleye oy hırsıyla, çıkar kaygısıyla, makam, mevki arzusuyla yaklaşmadıklarını vurguladı. ''Her çocuğun gözyaşı, bizim vicdanımıza akar. Her annenin, her babanın gözyaşı bizim yüreğimize akar'' diyen Erdoğan, provokasyonlara, kışkırtmalara ve engellemelere rağmen samimiyetle meselenin üzerine gittiklerine işaret etti.
 
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
''Bakın şu hususun da altını özellikle çiziyorum, değerli arkadaşlarım, biz kadere inanmış bir partiyiz. Biliyorum yarın bununla da istihzar ederler. Çünkü istihzar edecek olanların 'kader' diye bir anlayışı yoktur ama bizim böyle bir inancımız var. 
 
Biz millete hizmet yolunda, elini, yüreğini, bedenini taşın altına koymuş bir kadroyuz. Bu canın sahibi Allah'tır. Emanetini geri alacak olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz tehditlere boyun eğmedik, boyun eğmeyiz. Bize ömür biçecek olan da sadece ve sadece Allah'tır. Biz Allah'ın şu hükmüne yürekten inandık ve inanıyoruz; ecel geldiğinde ne bir saat ileri alınır ne de bir saat geri. Söylentilere kanıp bize ömür biçenler, cüretkar oldukları kadar büyük de bir küstahlık içindedir. Bu söylentileri manşetlerine taşıyanlar da, bu mihrakların taşeronluğunu yapanlar da aynı şekilde büyük bir küstahlığın içindedir.''
 
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, bazı kafe ve restoranlarda bulunan müzik kutularını hatırlatarak, atılan bir lira karşılığında seçilen şarkının dinlendiğini anlattı. Erdoğan, şöyle konuştu:
 
''Halk müziği, sanat müziği, özgün müzik, arabesk vesaire... Neyi seçersiniz bir lira karşılığı onu dinlersiniz. İşte şu anda tıpkı o bir lirayla çalışan müzik kutuları gibi manşet atan, köşe yazısı yayınlayanlar var. Jetonu alıyorlar manşet çıkarıyorlar. Jetonu alıyorlar köşe yazısı çıkarıyorlar.
 
28 Şubat sürecinde Washington'da fahri askeri ateşe gibi çalışan gazeteciler bugün demokrasi havarisi olarak, darbe karşıtı olarak arz-ı endam ediyorlar. O zaman neredeydiniz? 28 Şubat sürecinde attığınız manşetler, yaptığınız haberler, altına imzanızı attığınız provokasyonlar hafızalardan silinmedi. Siz milleti unuttu sanıyorsunuz ama milletimiz olup biten her şeyi çok iyi görüyor, çok iyi biliyor. Millet, bizler bunların nasıl mikser görevi yaptığını çok iyi biliyoruz. Biz bu provokasyonlara da aldanmayacağız, bu tehditlere de biz pabuç bırakmayacağız. Bu milletin, bu ülkenin meselelerini çözerek bu günlere geldik. Azimle, kararlılıkla, cesaretle sorunların üzerine gitmeye devam edeceğiz. Bu manşetleri atanlar iyi bilsinler, Allah'ın takdir ettiği ömrü hiçbirimiz ne bir an geri ne de bir an ileri götüremezsiniz. Plan ona aittir ve o plan işlemektedir, işleyecektir.''
 

Erdoğan: Bu acziyettir, gaflettir

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Sen (CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu), 'tutuklu gazeteci yok' diyerek, adeta İsrail'in kirli çamaşırlarını yıkayacaksın, ardından da çıkıp terör iddiasıyla yargılanan gazeteci olmayan kişilerden dolayı ülkeni dünyaya şikayet edeceksin. Bu, acziyettir, gaflettir hatta dalalettir'' dedi.

Türkiye'de bir sendikanın çok uzun süredir ülke içinde ve yurt dışında Türkiye'de gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı iddiasını yaydığını belirten Erdoğan, ''Bu sendika, Türkiye;de gazetecilerin keyfi olarak tutuklandığı iddiasını yayarak, Türkiye;nin imajını zedelemek, Türkiye;yi karalamak için çok yoğun bir gayret sarfediyor'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da bu iddialara sarılarak, aynı şekilde Türkiye'ye çok büyük zararlar veren kampanyalarda görev aldığını vurguladı.

''Türkiye, bu kadar acziyet içinde bir siyasetçi görmedi''

Kılıçdaroğlu'nun, her fırsatta, özellikle de yurt dışında, ''Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu'' ifade ettiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:

''Hatta biliyorsunuz, bir ara öyle ileriye gitti ki, 'İsrail'de tutuklu gazeteci olmadığını, Türkiye'de 100'den fazla gazetecinin tutuklu olduğunu' söylemek gibi bir gafın ya da gafletin altına imzasını attı. Daha geçtiğimiz hafta... Ey medya bunları iyi kaydedin, çünkü milletim en azından bunu iyi bilsin. Daha geçtiğimiz hafta Ramallah'ta iki Filistin televizyonunun kapatıldığını da kendisine bu vesileyle hatırlatmış olalım.

Türkiye bugüne kadar çok siyasetçi gördü, ama, kendi ülkesini başka ülkelere şikayet eden, sempati toplamak amacıyla başka ülkelere yağcılık yapan, bu kadar acziyet içinde bir siyasetçi görmedi. Şimdi şu vereceğim bilgileri Sayın Kılıçdaroğlu'nun, özellikle de CHP'ye oy vermiş, gönül vermiş vatandaşlarımın iyi dinlemesini istiyorum. Başlarında kimin olduğunu iyi bilsinler.''

Başbakan Erdoğan, bu sendika ve tutuklu gazetecilerle ilgili bir platformun Türkiye'de 105 gazetecinin tutuklu ve hükümlü olduğunu iddia ettiğini ve bir liste yayınladığını anımsatarak, bu listedeki isimleri tek tek araştırdıklarını, Adalet Bakanlığının bu konudaki bilgileri kendisine ilettiğini söyledi.

''105 kişilik listedekilerden sadece 6 tanesinin basın kartı var''

Geçtiğimiz günlerde bir köşe yazarının, 105 kişilik isim listesindekilere ilişkin bir yazısında, ''bende biliyorum ki bunların çoğu gazeteci değil. Niçin bunları iktidar açıklamıyor'' ifadelerini kullandığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Bu kişilerden 25 kişi hükümlü, 70 kişi tutuklu ve yargılaması devam ediyor. Bu listedeki 6 kişinin cezaevlerinde kaydı yok, yani hayali isimler. Yine bu listedeki 4 kişi de tahliye edilmiş. Şurası son derece önemli; bu 105 kişilik listedeki isimlerden, sadece 6 tanesinin basın kartı var. Burada kimler var; muhasebeciler, mühendisler, mizanpajcılar, ofis elemanları, gazete dağıtıcıları ve gazete çalışanları... İşte bu listede bunlar gazeteci gibi gösteriliyor.

Bu listedeki 69 kişi PKK/Kongra-Gel/KCK örgütüyle ilişkilendiriliyor. 7 kişi THKP/C ile ilişkilendiriliyor. 4 kişi DHKP/C ile, 11 kişi Devrimci Karargah Evleri ile 4 kişi MLKP ile ilişkilendiriliyor. Bu 105 kişilik listede, son dönemde darbeye hazırlık iddiasıyla tutuklu yargılanan 2 gazeteci de yok. Onların isimleri listeye alınmamış. Geliyorum hüküm ve iddialara; 'PKK üyelerine bilerek ve isteyerek yardım etmek', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak ve bulundurmak', 'bir kişinin kaçırılıp örgüt evine götürülmesi eylemine katılmak', 'terör eylemi sırasında tabanca ve sahte polis kimliği kullanmak', 'örgüt adına para toplamak', 'polis aracına silahlı saldırıda bulunmak', 'terör örgütüne üye toplamak.''

''Kılıçdaroğlu, kendi ülkesini karalayan bir genel başkan''

Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu iddialara, ilişkilere ve gerçeklere rağmen bu isimler üzerinden kendi ülkesini karalayan bir genel başkan olduğunu belirterek, ''Bu nasıl anlayış, bu nasıl bir duruş, bu nasıl ülkenin iktidarına, siyasetine talip oluş... Benim milletin zaten bunlara böyle bir şeyi vermez, o ayrı mesele, ama siyaset bunun için yapılır'' diye konuştu.

Gazetecileri Koruma Komitesi geçtiğimiz günlerde gazetecilik faaliyeti nedeniyle tutuklu ve hükümlü sayısını 8 olarak açıkladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Dikkat edin sadece 8... Bizim medyamızda göremediğiniz, göremeyeceğiniz, ya da küçük bir haberle geçiştirilen İngiltere'deki olayı da burada hatırlatayım. İngiltere'de, son 2 hafta içinde, polise rüşvet iddiasıyla 10 gazeteci tutuklandı. Demokrasinin beşiğinde oldu bu olay... Ama ben, İngiltere'de muhalefet partilerinin, gazeteciler tutuklandı diyerek ülkelerini sağda solda ülke ülke dolaşarak şikayet ettiklerini duymadım.

Bakın, CHP Genel Başkanı tarafından, sadece bu konuda yapılan kara propaganda bile Türkiye;ye yapılmış çok büyük bir haksızlıktır. Türkiye böyle bir kara propagandayı hak etmiyor, CHP seçmeni ise CHP'ye gönül veren kardeşlerimiz ise hiç hak etmiyor.''

''Pusulasını kaybetmiş genel başkan...''

''Pusulasını kaybetmiş bir genel başkan CHP'nin başında olduğu sürece, biz Allah'ın izniyle bu yolda çok rahat yürümeye devam ederiz'' diyen AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, bu rahatlıkla işi sermeyeceklerini, gevşet tutmayacaklarını da belirterek, ''İşi yine çok sağlam tutacağız. Evvel Allah 2023'e farklı bir heyecan, farlı bir coşkuyla AK Parti yürümesine devam edecek'' dedi.

''CHP muhalefette 9 yıldır konuşuyor''

Başbakan Erdoğan, Milli Eğitim Komisyonunda CHP'lilerin 12 saat konuşmakla övündüğünü de hatırlatarak, ''İşte CHP bu. Hocalarımız öyle söylerdi; 'benim oğlum bina okur, döner döner yine okur'. 12 saat konuştun da, Allah aşkına ne dedin, ne söyledin? Bırakın 12 saati, CHP muhalefette 9 yıldır konuşuyor, sadece bizim iktidarımız döneminde. 79 bin saattir konuşuyor, peki Allah aşkına bugüne kadar ne dedi, ne söyledi? Onlar konuşacak, biz yapacağız, biz bu yola aynı şeklide kararlılıkla devam edeceğiz'' diye konuştu.

Bir köşe yazarının ''yüzde 50'yi almak size her şeyi yapmak yetkisini vermez'' dediğini anımsatan Erdoğan, ''Yüzde 25'i almak, azınlıkların, çoğunluklara hükmetmesi yetkisini mi verir. Bize yüzde 50'yi veren 'sana yüzde 50'yi verdim, bu yetkiyi en ideal şekilde kullan' diye verdi. Biz hiçbir zaman azınlıklara zulmetme yetkisini kendimizde görmüyoruz, ama alışıldığı gibi geçmişte, azınlıkların çoğunluklara hükmetme yetkisini de asla bu ülkede kimseye vermeyeceğiz. Biz milletimizin 9 yıldır hissiyatıyla hareket ettik, yine aynı şekilde devam edeceğiz'' dedi.