Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, liderler bazında yürütülmesini istediği MHP ile ittifak konusunda, “Benim partim de buna dahildir. Partimin içerisinde de zaman zaman bazıları çıkıyor, bu meseleye dair konuşuyor. Size ne kardeşim? Siz niye konuşuyorsunuz? Bu konuda kimlerin konuşacağı bellidir. Bu sürece limon sıkma gibi bir yanlışı hiç kimse yapmamalı” uyarısında bulundu.
ABD'nin İran'a yaptırımlarını deldiği iddiasıyla New York’ta tek sanık olarak yargılanan eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın suçsuzluğunu jürinin de gördüğünü, fakat karar vermekte zorlandığını belirten Erdoğan, Afrika dönüşü uçakta gazetecilere konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
(Hakan Atilla davası) "Sözünü ettiğiniz davada gelinen nokta itibarıyla, Hakan Atilla’nın bir suçu olmadığının bunlar tarafından da görüldüğünü düşünüyorum. Jürinin bunu görmüş vaziyette olduğunu zannediyorum. Fakat buna rağmen jüri adeta belirsizlik içinde olduğu için karar verme konusunda da zorlanıyor, kararını veremiyor gibi görünüyor. Şimdi karar verme işini yanılmıyorsam ayın 3’üne atmış durumdalar. Bizim beklentimiz adaletin yerini bulmasıdır. Şu anda Halk Bankası, genel müdür yardımcılarının oradaki durumunu yakından takip ediyor; avukatlar işi yakından takip ediyorlar. Zannediyorum ki Hakan Atilla ile ilgili süreç, bankamızın beklediği istikamette tecelli edecektir. Bizim de beklentimiz o yöndedir. Tabii ki Hakan Atilla’nın ABD’ye yedinci girişinde tutuklanmış olması düşündürücüdür. Daha önce ABD’ye altı kez giriş çıkış yapmış. Bunlarda bir şey olmayıp, yedincisinde tutuklanması tabii ki düşündürücü. Temennimiz, Hakan Atilla’nın bir suçu olmadığının oradaki mahkeme tarafından da anlaşılmasıdır.
(MHP ile ittifak) Şu anda gerek MHP’nin gerekse bizim, özellikle ülkemizin milli ve yerli duruşunda bir ittifakımız var. AK Parti olarak biz milli ve yerli bir duruş ortaya koyuyoruz. MHP de milli ve yerli bir duruş gösteriyor. Ülkemizin aydınlık geleceği için ortak söylem geliştirmiş durumdayız. Bu bizi çok daha farklı, çok daha olumlu yerlere taşıyabilir. Çok aceleci olmamakta fayda var. Bu işi liderler bazında götürmekte fayda var. Bu konuda önüne gelen herkes konuşursa yanlış olur. Her önüne gelenin bu konuda konuşmaması lazım. Benim partim de buna dahildir. Partimin içerisinde de zaman zaman bazıları çıkıyor, bu meseleye dair konuşuyor. Size ne kardeşim? Siz niye konuşuyorsunuz? Bu konuda kimlerin konuşacağı bellidir. Bu sürece limon sıkma gibi bir yanlışı hiç kimse yapmamalı.
(Kemal Kılıçdaroğlu sizi Reza Zarrab ile ilgili görüş ifade etmiyor diyerek eleştiriyor, cevap verecek misiniz?) Kılıçdaroğlu benim konuşma gündemimi belirleyecek kıratta değil. Biz ne zaman nerede ne konuşacağımızı gayet iyi biliriz. Kılıçdaroğlu kendine baksın. Yanında ne söylediğini bilmeyen o bazı tipler var, gitsin önce onlarla ilgilensin. O haddini, ceddini, kendini, neslini bilmeyen Konya milletvekili gibi adamlarla ilgilensin. Benim gündemimde Kılıçdaroğlu yok. Biz uluslararası düzeyde ülkemizi nasıl daha iyi bir noktaya taşıyabileceğimizin, uluslararası konularda Türkiye’nin düşüncesini nasıl yansıtabileceğimizin derdindeyiz. Mesela Türkiye olarak Kudüs meselesini Birleşmiş Milletler’e taşıyabildik mi? Taşıdık. Orada alınan netice ortada mıdır? Ortadadır. Biz bunu yaptık. O ise Esed’in yanına giderken, buradan ne gibi mesaj götürürüm derdinde.
(Batı basınındaki ‘Sünni Müslümanların lideri’ nitelemesi) Olaya Sünnilik ve liderlik konusundan öte bakmak lazım. Biz, Sünni veya Şii tarzında bir ayrımcılığın içerisinde yer almayız. Bu fakirin bir ifadesi vardır: ‘Bizim Sünnilik diye bir dinimiz yok, Şiilik diye bir dinimiz yok. Tek dinimiz var o da İslam’dır’. İslam ne diyorsa, biz onu yapmakla mükellefiz. Zaten bizi ‘Sünni’, ‘Şii’ diye diye böldüler. Bu tür oyunlara gelmemek için azami derecede dikkatli olmak lazım.
“Kudüs meselesinde İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak İstanbul’da 13 Aralık’ta düzenlediğimiz olağanüstü zirveye temsil bakımından çok daha üst düzeyde katılım pekala mümkün olabilirdi. Arap Ligi’ndeki bazı ülkelerin sanki işi ucundan tutuyormuş gibi yapmakla yetinmeleri bizi üzmüştür. Ama genele baktığımızda zirveye katılım yine de oldukça iyiydi. Mesela Suudi Arabistan, zirveye İslam İşleri Bakanı seviyesinde katılmıştır. Bu elbette önemli. Ama daha üst düzeyde bir temsil daha da iyi olabilirdi. Bu iş, belki çok daha farklı bir yere gidecektir. Mesela, İİT’nin reforme edilmesine gidebilir.
Çünkü İİT’nin kuruluşu Kudüs’e dayalıdır, Kudüs içindir. Bu teşkilat işlevini çok daha güçlü bir şekilde yerine getirmelidir. İİT, Birleşmiş Milletler nezdinde ağırlığını koyabilecek güçte olmalıdır. Biliyorsunuz, dünyada bağımsızlar bloku var. İstanbul’daki zirveye, sağ olsunlar onlar da katıldılar. Fire vermiş olsalar da duyarlı davrandılar. Avrupa Birliği içinde de ufak bir fire oldu; ama süreci desteklediler.”
Biz 2017 yılını yıl boyu itibarıyla öyle zannediyorum ki inşallah 7’nin üzerinde bir büyümeyle tamamlayacağız. Bu vesileyle 2018’e güçlü bir giriş yapmış olacağız. Şu anda açıklamış olduğumuz 2018’e yönelik yol haritalarında daha hassas bir süreci ele alacağız. Yatırımlar ve kaynakların çeşitlendirilmesi konusunda özellikle BBP ve bot sistemleri ile yapılacak yatırımlar var ise bunların önünü açacağız. Olmazsa olmaz diyebileceğim yatırımlar var ise bunları milli bütçeden halletme yoluna gideceğiz. Bir diğer konu faiz politikasını hükümetimizle oturup konuşup tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor. Faiz politikamızı bu anlayışla sürdürmek bizim ekonomi konusundaki geleceğimizi olumlu etkilemez. Özel sektörün yatırım yapmasını istiyorsak, özel sektörün yatırım faizinde, kredi faizinde onları yokuşa sürmeyecek adımlar atmamız lazım. Politikaları gözden geçireceğiz. Başbakan’ın ve bizim Türkiye’ye dönüşümüzle birlikte dar çerçevede ilgili birimlerle konuyu oturup konuşacağız. Ekonomide faiz başlığı büyük önem taşıyor. Değerlendirmesini yapacağız. Kamu harcamalarında tasarruf noktasında çok ciddi tasarruflar var, buna aynı şekilde devam edeceğiz. İnanıyorum 2018 yılı çok daha başarılı bir yıl olacak.
Rusya Afrin’den daha önce çekileceğini söyledi. YPG ve PYD ile ilgili olarak bizim orada bir terör koridoruna müsaade etmemiz mümkün değil. Eğer biz Afrin’i bunlara bırakacak olursak, bu, YPG’nin terör koridorunun batı kısmını kontrol altına alması anlamına gelir. Biz gerekli görüşmeleri gerekli mercilerle yürütüyoruz. Gerekli zamanda gerekli adımlar atılır. Bir gece ansızın gereği yapılır. Bu şarkıyı unutmamaları lazım.
Şu anda Rusya ile işi gayet iyi bir noktaya getirdik. Savunma sanayiinde S-400’lerle ilgili adımı attık. Kredi anlaşması ile ilgili olarak bu cuma Ankara’ya gelecekler ve kredi ile ilgili imzalar atılacak. İlk defa şöyle bir adım atılacak. Biz krediyi dolar üzerinden borçlanmayacağız, ruble üzerinden borçlanacağız. Hazine’nin borçlanmasından daha ucuza bir borçlanma olacak. Bu dolar bazında yüzde 3’e tekabül ediyor. Bize çok ciddi imkânlar sağlayan bir adım olacak. Temenni ederim ki diğer ülkelerle de yerli ve milli paralarla borçlanmalar yapılsın.
(Afrika seyahatinde hediye edilen aslan yavruları) İkisi birer yaşında. Onların biri dişi, biri erkek. Üçüncüsü de sekiz aylık. Bir an için torunlarım ister mi acaba diye düşündüm. Berat Bey’e bir sor bakalım dedim. Torun önce hayır diyordu, sonra getirin falan demeye başladı. Ama Berat Bey de haklı olarak bunun tehlikeli olabileceğini söyledi. Neticede aslanlar, Gaziantep’e gönderilecek. Gaziantep Belediye Başkanlığı’nın çok büyük bir hayvanat bahçesi var. Belediye Başkanımız Fatma Hanım’ı aradım söyledim, bilahare haber gönderdi bize, çok da iddialı konuştu. ‘Ben elemanlarımı göndereyim, direk oradan alsınlar, Gaziantep’e getirsinler’ dedi. İnşallah üç aslan Gaziantep’in hayvanat bahçesinde yerlerini alacak. Ayrıca ceylanlar da var, ceylanlar bize gelecek.”