Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği ile üyelik müzakerelerinin devam edip etmeyeceği konusunda bir referandum düzenlenebileceğinin sinyalini verdi. Erdoğan, "Bizim AB'ye katacağımız çok şey var, onların da bize katacağı çok şey olabilir. Ama bu mantıkla giderse, bize düşen de 81 milyona gitmek. 81 milyon ne karar veriyor ona bakmak" açıklamasında bulundu.
Avrupa Birliği'nin sonuna gelinip gelinmediği yönündeki bir soruyu yanıtlayan Erdoğan "Buna dair işaretler görüyorum. Bir an önce sonuna yaklaşılsa da, biz de istikametimizi çizsek diye düşünüyorum" dedi.
Batman'daki PKK saldırısına ilişkin konuşan Erdoğan, "Onlar bizden 7 tane şehit aldı, biz onlardan 700 tane terörist öldüreceğiz. Terörün bedelini o teröristlere ödeteceğiz. Üzerine üzerine gideceğiz" dedi.
Rusya ile yapılan İdlib mutabakatına da değinen Erdoğan "İdlib bir Halep sürgün yeri haline gelmişti" yorumunda bulundu.
TRT World Forum'un kapanış oturumunda konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
BM, adalet arayışına hâlâ cevap oluşturamamıştır.
BM, Kıbrıs konusunda da bir şey yapamadı.
Suriye'de yaşananlar, Afganistan, Yemen çözüme kavuşmadı. Bütün her yerde adalet çökmüş. İsrail kabul etmedikten sonra BM'de kimse bir şey söyleyemiyor. 5 tane daimi ülkeden bir tanesi 'hayır' diyorsa mesele bitiyor.
Olması gereken 5 daimi üye dönemi geçti. Neden? Bu 2. Dünya Savaşı şartlarıydı. Aynı şartları yaşamıyoruz. Yeni bir dönüşüm, değişime gitme zamanıdır. Yeni dönüşüm- değişimde, 193 üyenin de içinde yer alacağı, dönüşümlü olarak daimi üye sıfatı alması lazım. Onun için de ben diyorum ki dünya beşten büyüktür. hele hele birden büyüktür. Uygulamalar böyle değil.
Sömürgeci bir mantıkla mücadele verenlere karşı Türkiye küresel güçleri yanına toplayarak bir adım atmanın gayretinde.
Geçici üyelerin Birleşmiş Milletler'de kıymeti yok. Sadece daimi üyelerin kararına göre elini kaldırır indirir. Geçici üye olsan ne yazar olmasan ne yazar. Sadece 'BM geçici üye' diye bir sıfat kazanırsın.
İdlib bir Halep sürgün yeri haline gelmişti. Halep'ten kaçanlar İdlib'e geldiler. 3.5 milyon insanın olduğu bir yer haline geldi.
3 tane önemli zirve yaptık; öncesinde de Astana süreci başladı. Bu süreç bize bazı tedbirlerin alınmasını tavsiye etti. Rusya-Türkiye-İran olarak çalışmaları başlattık. Gerek Soçi'de gerek Ankara ve Tahran'da çok güzel çalışmalar yapıldı. Bu çalışmaların ardından rejimin Suriye'de İdlib'i bombalaması, İdlib'te çok sıkıntılı bir havanın esmeye başlaması çok seri bir adım atmamızı gerektirdi. Putin ile görüşmemizi yaptık ve Soçi'de bir davet aldık. Putin ile bir final zirvesi yaptık diyebiliriz. Bu final idlib içindi. 10 Maddelik bir muhtıra imzalandı. Aramızdaki muhtıraları, mutabakatı devreye soktuk. Bunu devreye sokarken sayın Putin'in kararlılığı, şahsımın kararlılığı işimizi kolaylaştırdı.
Temenni ederim İstanbul'da yapılacak dörtlü zirveden de olumlu bir sonuç alırız.
'Small Grup'ta başaktörlerden hiç biri yok.
Bizim dünyadaki en büyük büyükelçiliğimiz Somali'dedir ama dünyanın en güçlü ülkelerinin büyükelçiliği bile yok.
Bizim terör noktasında mücadele kabiliyetimiz var, bugün 7 şehidimiz var. Onlar bizden 7 şehit aldı. Biz onlardan 700 terörist öldüreceğiz. Üzerine üzerine gideceğiz. Kesinlikle durmak yok. Bunun bedelini onlara ödeteceğiz ve bunda kararlıyız.
Yani ben de o işaretleri görüyorum. Bir an önce de yaklaşılsa da biz de istikametimizi çizsek diye düşünüyorum. Çünkü sene 63, sene 2018. Hâlâ bizi oyalıyorlar. Böyle bir zulüm olmaz ya. Yani hiçbir alanda bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler AB'ye üye yapıldı. Kopenhag kriterlerini a'dan z'ye yerine getirdik. Ama bunlarla yakından uzaktan alakası olmayanlar şuan üye. Ve Türkiye ile ilgili sudan sebeplerle karşımıza geliyorlar. Diyoruz ki içinizde en kıdemli başbakan-cumhurbaşkanı benim. Benim bu sürecim içerisinde AB üyelerinden bir çoğu burada yoktu. Zirve toplantılarına katılırdım.
isim vereceğim artık kusura bakmasın. Sarkzoy ve Merkel geldikten sonra liderler zirvesini kaldırdılar. Bizim de o andan itibaren bir fasılda aç kapa yapıldı. Diğer fasıllara hiç girilmedi. Yeni yeni bazı kararlar aldılar. Bu fasılların açma kapaması yapılmayacak. Eee ne yapılacak? Sadece açma. Liderler de katılmayacak. Peki, o halde biz neyi konuşuyoruz, neyi müzakere edeceğiz, kim müzakere edecek?
Size biz farklı bir uygulama yapalım diyorlar. Bu farklı uygulama ile Türkiye'ye buraya alalım diyorlar. Biz de diyoruz "Olmaz."
Son seyahatimde ben Amerika'da birkaç tane AB üyesi başkana da onu söyledim. "Yahu bak. Siz beni yoruyorsunuz, ben sizi yoruyorum. Alacaksanız alın, almayacaksanız söyleyin biz yolumuza, siz yolunuza gidin. Yormayalım birbirimizi. Bunlar ne yormaktan bıkıyor..." Almayacağız da diyemiyorlar.
AB ne kadar güçlü olursa biz de o kadar güçlü oluruz. Bizim AB'ye katacağımız çok şey var, onların da bize katacağı çok şey olabilir. Ama bu mantıkla giderse, bize düşen de - yarın gazetelere iyi başlık olur - 81 milyona gitmek. 81 milyon ne karar veriyor ona bakmak.
ABD istediğimiz silahlar için bize 'Kongre müsaade etmiyor' diyor. Bize müsaade etmiyor da terör örgütü YPG-PYD'ye mi müsaade ediyor.