Parlamenterler Arası Kudüs Platformu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin olarak konuştu. Erdoğan, Veliaht Prensi Selman'a, "Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesap sormasını bilir" diye seslendi.
"Müslümanlar tüm enerjilerini iç kavgalarla, kısır kavgalarla tüketiyor" diyen Erdoğan, Kaşıkçı cinayetine gösterdği tepkinin ardından, "Artık insanlık bunlara tahammül edemez. İslam dünyası da birbirini bu şekilde çekiştirip, birbirine zulüm ederek bir yere varamaz. Bir olup kardeş olacağız, hakkıyla Müslüman olacağız" sözlerini sarf etti.
"Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, İslam aleminin namusudur. Bu dava hepimizin ortak davası ve ortak meselesidir" dedi Kudüs'ün bir kez daha Türkiye'nin kırmızı çizgisi olduğunu belirten Erdoğan, "Kudüs, İslam aleminin namusudur" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Kudüs davası yalnızca Filistin'deki bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Kudüs, İslam aleminin namusudur. Bu dava hepimizin ortak davası ve ortak meselesidir.
"Yüreğimizin yarısı Mekke, yarısı da Medinedir. Bunların üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır.
"Kudüs Filistin'in ebedi başkenti temalı konferans münasebetiyle bugün bizleri bir araya getiren bu ulvi gaye etrafında gönüllerimizi buluşturan herkese şükranlarımı sunuyorum. "Dini, dili ne olursa olsun Filistin davasına sahip çıkan Kudüs'ün tekrar tüm insanlık için bir barış ve esenlik yuvası olması için gayret gösterenlerin, Arakan'dan Suriye'ye kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesinde barış ve huzura hasret Müslümanlara, mazlumlara, Yemen'de masum yavrulara, sizlerin aracılığıyla en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum.
"İsrail kurşunlarına göğüslerini siper eden babaları, top oynarken bombalarla minik bedenleri parçalanan Filistinli çocukları, sabah namazına giderken siyonist yerleşimciler tarafından yakılarak şehit edilen Filistinli gençleri, Kudüs'e sahip çıkan Filistin'in cesur kadınlarını rahmetle yad ediyorum. "Merhum Cahit Zarifoğlu bir şiirinde; "Filistin bir sınav kağıdı, her mümin bunun önündedir." Kudüs Plaftormu yaptığı çalışmalarla işte bu imtihanı alnının akıyla vermenin mücadelesini yürütüyor. Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. "Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Kudüs'ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı adaleti bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıkıyoruz. Bu süreçte sizlerin ülkemize verdiği destek sadece bugünümüz adına değil, geleceğimiz adına da hayati öneme sahiptir.
"İsrail son 50 yıldır kasıtlı şekilde Kudüs'teki İslam dünyasının izlerini silmeye çalışıyor. Silemeyeceksiniz. Bu tarihi gerçeği yok edemeyeceksiniz. Ve tüm 1 milyar 700 milyonluk İslam dünyasını içinde gaflet içerisinde olan yöneticiler olabilir. Ama bu halkları yok edemeyeceksiniz. Müslümanlara ait toprakları, iş yerlerini, evlerini hatta ibadethaneleri gasp ederek burada bir soykırım uyguluyor. Buralara bir kaç tane büyükelçilik getirmek suretiyle eğer Kudüs'ün şahsı manevisini yok edeceğinizi zannediyorsanız kendinizi aldatıyorsunuz. Bununla bunu yok edemezsiniz.
"Dünya beşten büyüktür. Zira BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışmış kalan bu dünya adil olamaz. Bu BM adil olamaz. Onun için reforma ihtiyaç var. Bunun için İslam İşbirliği Teşkilatı olarak başlattığımız girişimler tane karşı oyla geçmiştir. Ne Amerika ne İsrail yaptıkları tüm gayretlere rağmen hedeflerine ulaşamamıştır.
"1967 yılındaki Filistin haritasıyla 2018'deki haritayı karşılaştırmak başka hiçbir söze gerek kalmadan Filistin'de yaşanan bu kültürel soykırımı ortaya koyacaktır. BM'nin beş daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışmış kalan bu dünya adil bir dünya olamaz.
"70 yıl önce başkalarının işlediği cürümlerin bedelini bugün Filistinliler ödemek zorunda kalıyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa'daki Musevilere yapılan zulümleri aratmayacak baskıda yıldırma politikalarına bugün Filistin halkı maruz bırakılıyor. Bizim açımızdan faili kim olursa olsun, bunların her ikisi de katliamdır, vahşettir, zulümdür. Holokost nasıl insanlık dışı suçsa, Gazze sahilinde top oynayan çocuklara bomba yağdırmak da aynı derecede ağır bir insanlık suçudur.
"Biz mazlumlar arasında ayrım yapmadığımız gibi zalimler arasında da ayrım yapmıyoruz. Bir siyasi çıkar uğruna asla insanların acılarını yarıştırmıyoruz. Nerede bir adaletsizlik, zulüm varsa; kimliğine, inancına bakmadan tavrımızı ortaya koyuyoruz. Ancak birileri her eleştiriyi, vahşet ve katliama yönelik her haklı tepkiyi hemen antisemitizm yaftasıyla önemsiz hale getirmeye çalışıyor.
"İsrail'in politikalarına tepki göstermek asla antisemitizm değildir. Bizim medeniyetimizde bir insana sırf inancından, etnik kökeninden ırkından veya ten renginden dolayı düşmanlık edilmez. İşte bunun için bizim tarihimizde sömürgecilik lekesi de soykırım suçu da yoktur. Biz böyle tertemiz bir tarihe sahibiz.
"İstanbul gibi, Kudüs gibi, Kahire, Mardin, Şam, Bağdat, Granada, Toledo gibi farklı inançların, farklı kültürlerin asırlar boyunca bir arada sulh içinde yaşadığı şehirler var. 500 yıl önce İspanya'dan kaçan Musevilere kapıları kim açtı? O 500 Musevi İstanbul'a geldiler. Ve onlar burada barındılar. Ve böyle bir millet olarak bütün gayemiz Filistin'de kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesidir. Bunun yolu da her fırsatta ifade ettiğimiz gibi 1967 sınırlarında bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır.
"(Cemal Kaşıkçı cinayeti) Özellikle İsrail'in İslam aleminin içinde bulunduğu parçalanmışlıktır. Müslümanlar tüm enerjilerini iç kavgalarla, kısır kavgalarla tüketiyor. Hemen burada bir şeyin üzerinde ısrarla duracağım. Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda bir Cemal Kaşıkçı olayı yaşadık. Kaşıkçı ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edilmiştir. Dışarıda nişanlısı bekliyordu. Tabii bizi S. Arabistan'dan aradılar. Gerek babaya, gerek oğluna her şeyleri anlattık. 'Özel temsilcilerimizi gönderebilir miyiz?' dediler, buyurun dedik. Kendilerine anlattık. İstihbarat şeflerine elimizdeki bütün belgeleri dinlettik, gösterdik. Bunlara rağmen ben Kral'a şunu sordum: 'Bu 15 kişinin İstanbul'da ne işi var? Bunlar konsoloslukta ne işi yaptılar. Bu katili siz biliyorsunuz. Bu katil bu 15 kişinin içinde dedim. İsterseniz siz bunu ilan edersiniz.' Bana Kral'ın verdiği yanı şu oldu: '18 kişiyi tutukladık. Sonra sayı 22'ye çıktı.' Tutuklamak çözüm değil. Yargılayamıyorsanız bunları İstanbul mahkemesinin yargılaması gerekiyor. Açıklama yaptılar, biz vatandaşımızı Türkiye'ye göndermeyiz diye. İstediğiniz kişileri ülkenize alıyorsunuz ama. Aynı zamanda yerli iş birlikçilerle yapıldı diye. Sordum, 'bu yerli işbirlikçileri açıklamak zorundasınız.' Açıklayamadılar ve sonra itiraz ettiler. Veliaht Prens dedi ki, Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı. Kaşıkçı çocuk mu? Dışarıda nişanlısı var. Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil, hesap sormasını bilir.
"Adama çıkaçık diyor ki ben kesmesini iyi bilirim diyor. Bu adam asker üst düzey. Bunların hepsi kayıtlarda var. Eninde sonunda denilen yere geldiler. Amerikan senatosu ne diyor? Evet Suudi yönetimini suçluyor.
"İş artık belli bir yere geldi. Daha birçok şeyler çıkacak. Artık insanlık bunlara tahammül edemez. İslam dünyası da birbirini bu şekilde çekiştirip, birbirine zulm ederek bir yere varamaz. Bir olup kardeş olacağız hakkıyla Müslüman olacağız.
"Libya'dan Yemen'e Suriye'den Irak'a kadar çatışmaların dindirilmesine kimi politika ve eylemleriyle diğer Müslüman ülkeler mani oluyor. Türkiye'den kaçan teröristlerin senelerce batılı ülkelerle beraber kimi komşularımızda himaye bulması bunun örneklerinden biridir.
"(FETÖ)15 Temmuz'da 251 vatandaşımızı şehit eden FETÖ'cülerin karalama kampanyalarına kimi dost görünen ülkenin maddi manevi destek vermesi gerçekten düşündürücüdür.
"Kirli pazarlıklarla Filistin halkının altını oymaya çalışanlara öncelikle Filistin halkının izin vermeyeceğini düşünüyorum. Filistin davasına sahip çıkmaya devam edeceğiz. Kudüs Müslümanların dirayeti, bugün burada toplanan sizler sayesinde barışa kavuşacaktır. Hiçbir baskı ve zulüm Kudüs'ün kurtuluşuna mani olamayacaktır."