Erdoğan'ın damadı: Bu iş artık kabak tadı verdi!

Erdoğan'ın damadı: Bu iş artık kabak tadı verdi!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Sabah gazetesi yazarı Berat Albayak, Merkez Bankası’nın faiz indirimine gidilebileceği sinyali sonrası doların rekor seviyelere yükselmesini “bu iş artık kabak tadı verdi” sözleriyle yorumladı.

“Her faiz indirimi tartışmasında rant lobisinin olağan şüpheli oyuncuları aynı oyunu oynuyor” ifadelerini kullanan Berat Albayrak’ın “prangalardan kurtulmak” başlığıyla Sabah gazetesinde yayımlanan (2 Şubat 2015) yazısı şöyle:

Geride bıraktığımız beş yıl küresel ekonominin de etkisiyle yavaşlayan ekonomik büyümeyi, artık olumlu manada etkileyecek adımlar atmak gerekiyor. Son dönemde hükümet tarafından açıklanan üretim ve ihracat odaklı paketlerin gayet önemli olduğunu düşünüyoruz.

Bunların yanında vergisel açıdan da birçok konuda ince bir çalışma yapılmalıdır. Geçmişte bazı vergisel düzenlemelerle ilgili yorumlarda bulunmuştuk. Bu noktada uzun zamandır bulunduğumuz farklı ortamlarda sıkça gündeme gelen, üretim, ithalat ve maliyet konularına etkisi hasebiyle reel sektör açısından önemli bir yer teşkil eden KKDF'den bahsetmek istiyoruz.

KKDF bankalarca kullandırılan tüketici kredilerinde %15, ithalat yapan firmaların (kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalatta) vadeli alımlarında ise %6 oranındadır. Banka ve diğer finans kuruluşları haricindeki şirketlerin yurtdışından sağladıkları 1 yıla kadar vadeli döviz kredilerinde %3 olarak uygulanan KKDF, 1-2 yıl vadeli kredilerde %1, 2-3 yıl vadeli kredilerde %0.5'tir.

Son yıllarda toplanan rakam artmasına rağmen, Genel Bütçe içinde toplam KKDF'nin payı %1 dolaylarında, ithalattaki KKDF'nin payı ise ancak binde 1 civarında gerçekleşmiştir. Buradaki katkının özellikle ithalattaki kısmının payı çok anlamlı bir rakam değilken, bunun üretim ve ihracata dayalı olan kısmının etkilerinin sorgulanması ve detaylıca incelenmesi bir zaruret haline geliyor.

Özellikle özel sektörün yurtdışından sağladığı fon noktasındaki vergilendirme konusu ise ayrıca düşünülmesi gerekmektedir. Burada her ne kadar uzun vadeli fonlamanın teşvik edildiği bahanesi gündeme getirilse de, esas önemli olanın özel sektörün kendi imkânlarıyla yurtdışından finansman sağlamasına (kendi parası dahi olsa) köstek olmak değil, teşvik etmek gerektiğidir.

2011'de yapılan düzenlemeyle artırılan bu oranların, ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Artık son 5 yılda uygulanan bazı standart ezberlerin bozulması ile yeni çözüm ve reçetelerin üretilmesi artık hayati önem taşımaktadır. Çünkü gerçekleşmesi beklenen ekonomik sıçramanın da bunun gibi prangalardan kurtulmakla mümkün olduğu aşikârdır.

Not: Bu iş artık kabak tadı verdi. Güya akıllarınca "Siz mi faizin düşmesi için bu kadar gürültü çıkarırsınız, alın size bunun bedeli olarak biz de kuru manipüle eder, ülkenin ve ekonominin huzuruyla oynarız" mesajı veriyorlar. Her faiz indirimi tartışmasında rant lobisinin olağan şüpheli oyuncuları aynı oyunu oynuyor. Bunların hepsi tek tek biliniyor. Kusura bakmayın ama buna artık sokaktaki vatandaş bile inanmıyor. Bu spekülatif işlemleri yapanların ve bunların bu kadar rahat top koşturmasına izin veren yetkililerin artık uzatmaları oynadığını ve bundan sonra bu kadar rahat zemin bulamayacaklarını düşünüyoruz. Yeni Ekonomi anlayışında yapanın da izin verenin de yanına kâr kalmamalı bu tip hareketler, tıpkı dünyadaki diğer önemli ülkelerdeki gibi.