Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Değiştirilmesi gerekiyor" dediği, Meclis'in Anayasası olarak nitelendirilen iç tüzük ile AKP hükümetinin yeni anayasa ve başkanlık sistemini de içine alan düzenlemeleri Meclis'ten geçirmesine 'zor' gözüyle bakılıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Biliyorum ki Meclis gündeminde pek çok önemli konular var. Bunları mutlaka hayata geçirerek Türkiye'nin önünü açmanız, yürüyüşü hızlandırmanız gerekiyor. Bana göre, bir numara, süratle adımını atmanız gereken parlamento iç tüzüğünü değiştirmenizdir. Çünkü Parlamento'nun şu andaki çalışmasına adeta mevcut iç tüzük bir ilkellik getiriyor. Bu ilkellikten kurtulmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti'ne, Türk halkına, böyle masaların üzerinde dolaşan parlamenterler yakışmıyor ve tahrik esaslı bir parlamento çalışması yakışmıyor" demişti.
Konu, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı üstlendiği 25. Hükümet'in de gündemindeydi. Hatta Davutoğlu bu konuda muhalefet liderleri ile yaptığı görüşmede de uzlaşı aradı. Ancak konuyla ilgili olarak somut adım atılmadı.
Al Jazeera'dan Didem Özel Tümer'in haberine göre; bu kez AKP, Yeni Anayasa ya da partili cumhurbaşkanlığına ilişkin 5 - 6 maddelik bir Anayasa değişikliği gündeme gelmeden önce harekete geçmeyi planlıyor. Aslında iktidar partisi kadar, muhalefet de 42 yıldır yürürlükte olan ve bugüne kadar birçok değişikliğe uğrayan İç Tüzükten şikâyetçi. Meclis’in Anayasası olarak kabul edilen İç Tüzük, Cumhuriyet senatosunun da bulunduğu 5 Mart 1973 tarihinde kabul edildi. 1 Eylül 1973’te yürürlüğe girdi. Geçen sürede 150 den fazla değişiklik yapıldı.
İç Tüzük konusunda partilerin ortak tespitleri var. Bu tespitler, bugüne kadar kurulan iki komisyonun raporlarına da yansıdı.
İktidar partileri, kanun yapım sürecinin yavaşlığından, muhalefet partileri ise denetim sürecinin etkisizliğinden ve parlamento çalışmalarının planlı ve programlı olmayışından rahatsız. Örneğin parlamentoda belirlenen gündeme geçmek bazen saatler, hatta günler alabiliyor.
Parlamento çalışmalarının genel kurul ağırlıklı olması, komisyon çalışmalarını etkisizleştiriyor. Komisyonlar bazı kritik düzenlemeler konusunda zaman kazanmak ya da ayrıntılı çalışmak için alt komisyonlar oluşturup uzlaşma arayışına giriyor. Ancak son karar Meclis Genel kurulunda verildiği için yapılan çalışmalar bir anlamda çöpe gidebiliyor. Bu nedenle yasama süreci istenen kaliteye ulaşamıyor.
Milletvekillerinin bireysel olarak yasama ve denetim süreçlerine yeterli düzeyde aktif katılım sağlayamadıkları da yapılan tespitlerden biri.
Ayrıca, İç Tüzüğün mevcut bazı hükümleri hiç uygulanmazken, dayanağı olmayan bazı uygulamaların ise güçlü teamüller oluşturduğu belirtiliyor.
Yakın geçmişte siyasi partiler iki kez komisyon kurarak, mutabakat arayarak İç Tüzüğü değiştirmeye çalıştılar.
Bunlardan biri 2008 – 2009 yılları arasında yapılan denemeydi. AKP, CHP, MHP, DTP Grup Başkan'larının mutabakatları ile 16 Ekim 2008 de İç Tüzük Uzlaşma Komisyonu kuruldu. İçtüzük Uzlaşma Komisyonu’nda AKP’den Salih Kapusuz, CHP’den Ali Topuz, MHP’den Nevzat Korkmaz ve DTP’den Selahattin Demirtaş komisyonda görev yaptı. Dönemin Meclis Başkanı Köksal Toptan’ın başkanlığında ilk toplantısını 15 Ekim 2008’de yapan komisyon 4 ay süren bir çalışma sonunda hazırladığı İçtüzük Taslağını 18 Şubat’ta kamuoyu ile paylaştı.
Amacını, Meclisin ve milletvekilliğinin saygınlığı korumak, Meclis çalışmalarını hızlandırmak, çalışmaları şeffaflaştırmak, anlamsız tartışma ve gerginlikleri önleyecek mekanizmaları kurmak olarak belirleyen komisyonun hazırladığı taslaktaki bazı öneriler şunlardı:
Daha önce Genel Kurulun kararına sunulan konuların pek çoğu, Danışma Kurulunca kararlaştırılacak. Danışma Kurulu tasarı, teklif ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin, komisyonlarda ve genel kurulda ne kadar süre içerisinde sonuçlandıracağını belirleyecek. Genel Kurulun bir aylık kesin ve izleyen bir aylık taslak gündemini belirlenecek. Komisyon Başkanları Kurulu oluşturulacak. Kurul üç ayda bir toplanacak ve komisyonlar arasındaki işbirliği ve iletişim olanakları geliştirecek, çalışmaların hızlandırılması ve kalitesinin yükseltilmesini sağlayacak. Siyasi Etik Kurulu oluşturulacak. Parlamento Akademisi kurulacak. Sunuşlar dışındaki tüm yazılı metinlerin, Meclis Resmi Bülteninde yer alacak. Bu metinlerin Genel Kurulda okunmasına gerek kalmayacak. Torba Kanun uygulaması kaldırılacak Temel Kanun uygulamasına son verilecek Genel Kurulda pusula ile yoklamaya katılma ve oy verme uygulaması kaldırılacak Olağanüstü toplantılar dışında, yoklama ve toplantı yeter sayısı kaldırılacak Karar yeter sayısı üye tam sayısının beşte biri olarak belirlenecek Komisyon raporunu Meclis Başkanına, o da siyasi parti gruplarına sundu ama çalışma hayata geçmedi.
Meclis Başkanlığını Cemil Çiçek’in üstlendiği 2012 yılında İç Tüzüğü değiştirmek için bir kez daha harekete geçildi. Çiçek, siyasi parti grup başkanlıklarına 5 Aralık 2012 tarihinde yazılı davet gönderdi. Bu kez her partiden iki milletvekilinin katılımıyla bir Uzlaşma Komisyonu kuruldu.
AKP milletvekilleri Mustafa Elitaş ve Haluk İpek, CHP milletvekilleri Turhan Tayan ve Oğuz Oyan, MHP milletvekilleri Nevzat Korkmaz ve Alim Işık, BDP milletvekilleri Murat Bozlak ve Hasip Kaplan’ın yer aldığı komisyon çalışmalara başladı.
Komisyon, 19 Aralık 2012 tarihinde ilk toplantısını yaptı. 3 Temmuz 2013 tarihine kadar 36 toplantı gerçekleştirdi. Meclis Başkanvekillerini, komisyon başkanlarını, akademisyenleri ve parlamento muhabirlerinin görüş ve önerilerini dinledi. İngiltere, ABD ve Avrupa Parlamentosu çalışma usulleri konusunda sunumlar dinledi. Fransa, ABD ve İngiltere Parlamentolarına ziyaretler gerçekleştirdi.
Komisyon, İç Tüzüğün 86 maddesini aynen, 65 maddesini değiştirerek kabul etti. 10 maddesini kaldırdı, 1 yeni madde yazdı. Ancak 20 -22 madde üzerinde mutabakat sağlayamadı. Bunlar, kıyafet, ant içme, yasama ve denetim sürecinin hızlandırılması ve etkinleştirilmesiyle ilgili bazı maddelerdi.
3 Temmuz 2013 tarihinde yapılan son toplantıda, partilerin her maddesinde uzlaşarak birlikte sunacakları bir içtüzük taslağı hazırlanamadığı ortaya çıktı. Hazırlanan metin yine Meclis Başkanı’na sunuldu. Cemil Çiçek de ortaya çıkan metni siyasi parti genel başkanlarına bilgi ve değerlendirme amacıyla gönderdi.
Sonuç almak umuduyla bir kez de gayriresmi olarak partilerin grup başkanvekilleri biraraya geldiler. Burada uzlaşma sağlanan madde sayısı arttı ve sadece birkaç madde anlaşılamayanlar olarak kaldı. Ancak yine de sonuç alınamadı.
İç Tüzük değişiklikleri Anayasaya aykırı olamaz. Meclis'te yasa tasarısı olarak değil değişiklik teklifi olarak görüşülüyor. Kabul edilmesi için yasalarda olduğu gibi karar yeter sayısı ve toplantı yeter sayısı yeterli. AKP geçmişte sandalye sayısı itibariyle değişiklik yapacağı çoğunluğu elinde bulundurmasına karşın, kendisinin tek başına getirdiği teklifler Meclis'te büyük kavgalara neden olduğu için girişimlerinden vazgeçti. Bunun yerine diğer partilerle uzlaşma yolunu aradı.