CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Yenimahalle Macunköy'de yapılan Teoman Öztürk Öğrencievi ve Sosyal Tesisi'nin açılış törenine katıldı.
Törende konuşan Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ta bir perdenin açıldığını dile getirerek, "Düne kadar namuslu geçinenlerin, millete efelik yapanların yüzlerindeki maske düştü. Daha düne kadar 'Yolsuzluklarla mücadele ediyoruz, yetimin hakkını koruyoruz' diyenlerin aslında yolsuzluk batağında olduğunu görüyoruz. Yediniz doymadınız. Boş ayakkabı kutusundan korkar hale geldiniz, bu yetmiyor mu size? Düşün artık bu milletin yakasından" dedi.
Hatay sınırında durdurulan ancak arama yapılmasına izin verilmeye TIR hakkında ''bunlar Suriye'de dökülen her damla kanın sorumlusudur. Recep Tayyip Erdoğan'ın iki elinde Müslüman kanı vardır" diyen Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satır başları şöyle:
"Yolsuzlukları ortaya çıktı, birdenbire celallendiler 'Bize komplo kuruldu, çete var devletin içinde' diyorlar. Kardeşim, bir ayakkabı kutusu çetesi olduğu kesin, iyi de o nereden çıktı? Senin atadığın banka müdürünün evinden çıkmadı? Bakanların çocuklarının odasında 7 tane kasa çıkmadı mı? 'Çete var' diyor, çete varsa toplarsın bakanlar kurulunu çeteyi görürsün orada. Meydan meydan geziyor 'Devlette çete var, biz çetelerin oyununa geldik.' Demek ki 11 yıldır bu ülkeyi çeteler yönetiyor senin haberin yok, sen ne biçim başbakansın? Tarihimizde ilk kez bir başbakan 76 milyonun gözlerinin içine bakarak yolsuzlukları ve rüşveti savunmuştur. Oğlu, ailesiyle birlikte vakıf kurmuş. 'O vakıf öğrenci yurdu yapacak, burs verecek' diyor. Bizim derdimiz yurt yapması değil, bizim derdimiz o vakfa o paralar nasıl geliyor? İhale veriliyor, rüşvet vakfa ödeniyor. Mekanizmayı böyle kurmuşlar. Haram parayla öğrenci yurdu yapılmaz."
"Dün İstanbul'da toplantı yapmışlar, konu mankeni olarakta gazetecileri çağırmışlar. Yine esmiş 'paralel devlete izin vermem' diye. Vallahi billahi, bir paralel devlet var, yolsuzluk, rüşvet konularında çalışan bir paralel devlet var. Başbakan var o paralel devletin içinde, bakanların var, kirli bürokratlar var, iş adamları var. Oğullar var. Benim aklımın almadığı şu: Bunu anlatırken, yürekli bir gazeteci arkadaş çıkıp 'bu banka genel müdürünün evindeki ayakkabı kutusunda 4 buçuk milyon Doların işi ne?' diye sormuyor. 2 gün önce gazetelerde tam sayfa ilan. Recep Tayyip Erdoğan'ın resmini koymuşlar, 'sağlam irade' yazmışlar. Rüşvet ve yolsuzluk gerçekten sağlam bir irade var. Malı götür götür bitmiyor. Ben merak ediyorum, kaç lirayla doyacaksınız siz. Rakamı söyleyin kampanya açalım, verelim, sen de bu milletin yakasından düş kardeşim. Sivil Demokrasi Platformu, kim bunlar dedim. Bir sürü uyduruk yerler var, parayı kim verdi? Kim bu Sivil Dayanışma Platformu? Baktım, içlerinde Hak-İş de var, Memur-Sen de var."
"Şimdi kalkmış gündemi değiştirmek için 'Balyoz ve Ergenekon davalarında haksızlık oldu, biz yeni uyandık' diyor. Senin aklın yeni mi başına geldi? Defalarca söyledik, savunma hakkını ihlal ediyorsun dedik, sahte deliller üretiliyor dedik, döndü bize 'siz darbesiniz, Ergenekoncusunuz' dedi. Şimdi sen de mi darbeci ve Ergenekoncu oldunuz? Ben sana inanmıyorum, sana açık çek verdim. Yarın öbür gün yasa teklifi de vereceğiz, dürüst adamsan gel bu rezalete son verelim."
"Hatay'da bir TIR yakalandı. İhbar geliyor, bu TIR'ın içinde silah var deniyor. Savcı ne yapacak, görevini yapacak. Polise, jandarmaya talimat veriyor, TIR'ı durdurun ben gelip arayacağım. Yasal hakkı. Ve Recep'in TIR'ı aranmıyor. İçinde insani yardım malzemesi varmış. İnsani yardım malzemesinden utanır mı? Yiyecek içeçek ne zamandan beri devlet sırrı oldu? Bir bakan diyor ki 'O TIR henüz sınırı geçmedi.' Öbür bakan diyor ki 'Orada Türkmenler var onlar için yardım yapılacaktı.' Türkmenlere ulaşıyorlar, onlar 'Bize bugüne kadar hiç yardım gelmedi.' Bunlar Suriye'de dökülen her damla kanın sorumlusudur. Recep Tayyip Erdoğan'ın iki elinde Müslüman kanı vardır."