Erdoğan'ın eski başdanışmanı Besli: Asıl mesele Suriye'ye girecebilecek askeri gücümüzün olup olmaması

Erdoğan'ın eski başdanışmanı Besli: Asıl mesele Suriye'ye girecebilecek askeri gücümüzün olup olmaması

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a en yakın isimlerden eski başdanışmanı, eski AKP milletvekili Hüseyin Besli, hükümetin Suriye'ye askeri müdahale planına ilişkin olarak, "Asıl mesele söylediklerimiz oranında ekonomik ve askeri gücümüzün olup olmamasıdır" dedi. 

 

 

 

Ömer Özbay'la birlikte "R. Tayyip Erdoğan - Bir Liderin Doğuşu" adlı biyografiyi de kaleme alan Besli, Akşam'daki yazısında Türkiye'nin mevcut ekonomik durumuna dikkat çekerek, "En azından siyasi söylemlerimizi desteklemek babından veya siyasi söylemlerimizi ayarlamak maksadıyla ordumuzun gücünü bilmemiz ve muhataplarımıza göstermemiz gerekir mi gerekmez mi?" diye sordu.

Besli'nin Akşam'da "Peki, mesele nedir?" başlığıyla yayımlanan (2 Temmuz 2015) yazısı şöyle:

1

Mesele;

Savaş çığırtkanlığı yapmak değildir.

Türkiye’nin başka bir ülkenin topraklarını işgal etmesi değildir.

Tek başına zalim Esed rejimi değildir.

Türkiye’nin güneyde yeni bir devlet (!) oluşumunda bulunulması da değildir.

Mesele salt IŞİD meselesi de değildir.

2

Tıpkı Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölgede, galip devletlerin kendi çıkarlarına uygun olarak sınırları çizmeleri gibi, değişen şartları ve ihtiyaçlarına göre sınırlar yeniden çizilmek istenmektedir.

Bu ameliyat yapılırken hiçbir hukuki ve insani kurala riayet edilmeksizin çok hoyrat ve haşin davranılmaktadır.

İnsan hayatı, ülkelerin tarihselliği ve bütünlüğü, onuru, inançları hakarete uğramakta, hatta yok sayılmaktadır.

Mesele; bütün bunlar olurken, Türkiye’nin ne yapacağı, nerede duracağı meselesidir.

Olup-bitenlere itiraz edip etmeyeceği meselesidir. Bölgesel bir aktör olarak davranıp/davranmayacağı meselesidir.

3

Zulme, haksızlığa, ahlaksızlığa, hoyratlığa, adaletsizliğe, acımasızlığa karşı durma noktasında Türkiye’nin bir problemi yok, en azından şimdilik. Hatta kendinden beklenen/beklenecek olandan daha ileri, daha büyük şeyler söylüyor zaman zaman.

4

Bir ülkenin siyasi söylemlerinin muhataplarında gerekli etkiyi sağlaması için iki unsurla desteklenmesi gerekir.

Aksi halde söylemlerimiz dostlarımızı hayal kırıklığına uğratmaktan, düşmanlarımızı şımartmaktan başka bir işe yaramaz.

İşte bu nedenle asıl mesele;

Söylediklerimiz oranında ekonomik ve askeri gücümüzün olup/olmamasıdır.

Ekonomik durumumuz ortada.

Dünyanın 16. büyük ekonomisi olduğumuz ve gelecek 8-10 yıl içinde 10 büyük ekonomilerin içine girmek gibi bir vizyonumuz olduğunu herkes, dünya-âlem biliyor.

Peki, en azından siyasi söylemlerimizi desteklemek babından ve/veya siyasi söylemlerimizi ayarlamak maksadıyla ordumuzun gücünü bilmemiz ve muhataplarımıza göstermemiz gerekir mi gerekmez mi?

Benim için güney sınırlarımızdaki sıcak gündem asıl bunun için ciddi bir mesele olarak oradadır ve devam etmektedir.