'Erdoğan'ın hitabetini milliyetçi ve ayrıştırıcı buluyoruz, birleştirici olmalı'

'Erdoğan'ın hitabetini milliyetçi ve ayrıştırıcı buluyoruz, birleştirici olmalı'

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Almanya’nın Köln şehrinde düzenleyeceği miting öncesi “Hoş gelmediniz, burada istenmiyorsunuz” manşetini atan Bild Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Kai Diekmann, Türkiye ile Almanya arasında siyasetin koparamayacağı bir bağın olduğunu söyledi. Diekmann, “Biz Erdoğan’ın hitabetini milliyetçi ve ayrıştırıcı buluyoruz. Aksine birleştirici olması gerekirdi” dedi.

Radikal gazetesinden Ezgi Başaran’ın konuştuğu Bild Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Başbakan Erdoğan’ın Almanya ziyareti öncesi ve sonrasında yaşananlar ile Almanya ve Avrupa’daki Türkiye tutumunu anlattı. Başaran’ın söyleşisi şöyle:

 

Aramızda siyasetin koparamayacağı bir bağ var

 

Erdoğan'ın komploculukla suçladığı Bild'in yayın yönetmeni Kai Diekmann'ı aradım, açık yüreklilikle konuştu.

Başbakan Erdoğan’ın Köln ziyareti öncesi ve sonrası itibariyle anormal sayılabilir. Hem Erdoğan hem de ona yakın medya Köln’de bir komplo hazırlandığını, yine birtakım güçlerin toplanıp AKP hükümetini bozguna uğratma planlarını yaptığını, Alman medyasının buna alet olduğunu söyleyip durdu. Halbuki son bir yıldır Türkiye’de olup bitene karşı “Bu yol nereye gidiyor” demeyecek bir demokrat ya da demokratik ülke gazetesi yoktur. Yani eleştiri yapmak üzere toplaşıp karar vermeye ne hacet! Bu tür şeylere Batı medyasında da pek rastlanmıyor. Erdoğan’ın komplocu olmakla suçladığı gazetelerden biri Bild’di. Almanya’nın en yüksek tirajlısı. Gazetenin genel yayın yönetmeni Kai Diekmann’ı arayıp bu meseleyi sordum, açık yüreklilikle yanıt verdi.  

 

Genel olarak Erdoğan’ın Köln ziyareti nasıl algılandı?

-Erdoğan’ın ziyareti ciddi manada şüpheyle karşılandı, sadece Bild gazetesi değil neredeyse tüm Alman medyası tarafından. Ortanın solu bir gazete olan Tagesspiel AB Parlamentosu Dış İlişkiler Konseyi Başkanı (CDU’dan) Elmar Brok’un sözlerine yer verdi: “Erdoğan’ın gerçekle bağlantısı koptu.” Muhafazakâr bir gazete olan FAZ, Erdoğan’ın politikalarını Putin’inkilerle karşılaştırdı ve Erdoğan’ın ‘Aşırı otorite kuran Putinvari özellikler taşıdığını’ belirtti. Köln’ün yerel gazetesi Kölner Stadtanzeiger, Erdoğan’ın Alman medyasıyla ilgili sözlerini ‘çapraşık’ olarak niteledi ve ‘Erdoğan’ın danışmanlarının hükümetin yaptığı hataları kabul etmekten aciz olduğunu’ yazdı.

 

Başbakan Erdoğan Türkiye’deki bazı güçlerin Almanya’daki bazı güçlerle bir olup Köln ziyaretini bozmaya yönelik bir plan kurduğunu söyledi. Bu teoriyle ilgili bir kanıt var mı? 

-Başbakan Erdoğan’ın bu komplo iddiasının dayanacağı hiç delil yok açıkçası. Konuşmasını yaptığı alanda ortalama 16 bin kişi varken, dışarıda neredeyse 50 bin kişilik bir protesto kalabalığı birikmişti. Bu kalabalık elbette ki Alman medyası tarafından yönetilmiyor. Başbakan Erdoğan tarafından, kendisine karşı komplo kurduğuna dair dolaylı biçimde eleştirilen Bild gazetesi mitingin canlı yayınını yaptı web sitesinden. Canlı yayın sırasında hiçbir yorum katılmadan tercüme yapıldı ki mümkün olan en geniş kitle Erdoğan’ın argümanlarını kendi ağzından duyabilsin. Suçlamaları gösteriyor ki Başbakan Erdoğan’ın Batı medyasıyla ilgili temel bir yanlış anlaması var. Batı medyası manipüle edilip bir komplo düzenleyemeyecek kadar çeşitlilik arz eder.

 

Sizce Almanya’da yaşayan Türkiyelilerin gözünde Erdoğan’ın ve AKP’nin algılanışı değişti mi son yıllarda?

-Bu sorunun cevaplanması Türk olmayan biri için zor. Fakat Erdoğan’ın sosyal medya mecralarıyla ilgili sözleri, ifade özgürlüğüne ket vuracak icraatları sosyal medya kullanan Almanya’daki genç Türkler tarafından çok eleştirildi. Erdoğan Twitter’i kapattığında Bild’de çalışan bir gazeteci yasağın nasıl kırılacağını Türkçe olarak bir video aracılığıyla anlatmış, bu video on binlerce kişi tarafından izlenmişti. Erdoğan ile ilgili genel algının negatif bir trend izlediği söylenebilir. Geçen sene Yeşiller’den Cem Özdemir şöyle demişti: “Türkiye’deki birçok kişi gibi buradaki Türkler de Erdoğan’ı ekonomiyi düzelttiği için seviyor.” Soma faciasından sonra ise aynı Özdemir “Erdoğan halkla bağlantısını koparma sürecinde” dedi.

 

Yolsuzluk tapelerine bakışı nasıldı Alman medyasının?

-Yolsuzluk tapeleri burada gayet soğukkanlı, suçlayıcı olmayan ve sadece bilgi içeren bir biçimde işlendi. Birçok medya organı olayları yorumsuz aktardı. Örneğin Spiegel Online, tapelerin ne içerdiğini anlattığı makalesinde Erdoğan’ın "Bunlar montaj" diyen pozisyonuna da yer verdi. Şimdi dönüp o haberlerin ele alınışına baktığımda adil ve dengeli olduğunu görüyorum. Başbakan Erdoğan ya da hükümete karşı ajite edecek bir üslup vardı diye iddia etmek çok çok zor.

 

Sizin Bild olarak Köln ziyaretiyle ilgili 'Hoş gelmediniz' manşeti atmanızın sebebi nedir? 

-Biz Bild olarak bir açık mektup yazdık. Amacımız Erdoğan hükümetinin Türkiye-AB ilişkilerini dramatik olarak ileri götüren hukukun üstünlüğü, adil ve şeffaf bir hukuk sistemi, ifade ve toplantı özgürlüğü ve hesap verilebilirlik prensiplerine sırt çevirdiğine dair genel kanıyı anlatmaktı. Fakat o, muhalefete karşı acımasız tavrını sürdürdü, çok daha milliyetçi bir tonu vardı. Rakiplerini terörist olarak niteledi. Batı medyasını hükümetine karşı komplo düzenlemekle suçladı. Bild kimsenin fikrini açıklamasına engel olmayacağını ama Batı kamuoyu ile Türkiye arasında takoz koymak isteyenleri de sonuna kadar eleştireceğini göstermek istedi. Biz Erdoğan’ın hitabetini milliyetçi ve ayrıştırıcı buluyoruz. Aksine birleştirici olması gerekirdi.

 

Newsroom.de adlı internet sitesi sizi 'Türkiye’nin dostu olmamakla’ suçluyor. Buna ne dersiniz? 

-Bu iddia çok komik. Bild ve özellikle ben muhafazakârlar tarafından Türkiye’nin AB’ye girmesini hiç taviz vermeden savunduğum için defalarca eleştirildim. İki ülkeyi ilgilendiren önemli olaylar olduğunda Bild Türkçe makaleler yayımlar. Ben yaz tatillerimi Türkiye’deki dostlarımla geçiririm. Asistanım Türkiye kökenlidir. Başbakan Erdoğan’ın Köln ziyareti olduğu gün gazetenin kâğıt versiyonunda bir yazı yazdım. Türkiye’nin AB üyeliği konusunda Avrupa ülkelerini ikiyüzlü ve popülist olmakla eleştirdim. Bild gazetesinin tarihindeki en Türkiye dostu genel yayın yönetmeni olduğumu gayet rahatlıkla söyleyebilirim.

 

Sizin de sözünü ettiğiniz Yeşiller Milletvekili Cem Özdemir dün bir röportajında miting alanında Merkel’in yuhalanmasını eleştirmiş ve ‘Türkiye Almanya’yı kaybetti’ demiş. Sizce de öyle mi?

-Ne Türkiye Almanya’yı ne de Almanya Türkiye’yi kaybetmiş değil. Bizler 10 yıllardır kapı komşusu olmuşuz. Nordrhein-Westfalen’in madenlerinde omuz omuza, Frankfurt ve Münih’in plazalarında dip dibe çalışmışız. Türkler ve Almanlar arasında siyasetin koparamayacağı bir bağ var. Almanya’nın başkenti Berlin, Türkiye dışında en çok Türk barındıran şehirdir. Soma faciası yaşandığında görülmemiş bir dayanışma duygusu oluştu burada. Evet iki ülke arasındaki siyasi diyaloğun daha iyi olduğu günler yaşadık ama Türkler ile Almanlar arasındaki bağın gücü devam ediyor.