ERDOĞAN: OPERASYON BİRAN ÖNCE SONUÇLANDIRILMALI CİDDE (A.A)

-ERDOĞAN: OPERASYON BİRAN ÖNCE SONUÇLANDIRILMALI CİDDE (A.A) - 20.03.2011 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Askeri müdahalenin, bu operasyonun bir an önce sonuçlandırılmasını, Libya'nın bir an önce istikrara kavuşmasını arzuluyoruz'' dedi. Erdoğan, Cidde Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada değişimin önemi üzerinde durdu. 20. yüzyılın her alanda büyük değişimlerin yaşandığı bir yüzyıl olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, 21. yüzyılın da değişimin güçlü ve hızlı şekilde devam ettiği bir yüzyıl olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Şunu artık çok net olarak görüyoruz; değişim, kaçınılmazdır. Değişim, ihmal edilemeyecek, ıskalanamayacak, ertelenemeyecek bir süreçtir. Değişim kadar önemli olan mesele, değişime liderlik etmek, halkın önünden giderek değişime olumlu yönde istikamet çizebilmektir. Şu gerçeğe özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum; mukaddes kitabımızın daha ilk kelimeleri, hem Besmele'de, hem de Fatiha suresinde, dikkat ediniz, 'Rahman' ve 'Rahim' kelimeleri, yani 'Esirgeyen' ve 'Bağışlayan' kelimeleridir. Bu din, Mekke'nin çetin coğrafyasında kök salmaya başlarken, en önce kız çocuklarının diri diri gömülmesini, kadınların aşağılanmasını, anne babaya kötü muamele edilmesini yasaklamış, kul hakkını, yetim ve öksüz hakkını gözetirken, hayvanlara, bitkilere dahi şefkatle muameleyi emretmiştir. Savaş sırasında dahi sivillere, kadınlara, çocuklara, yaşlılara dokunmamak, ders alınması gereken anlamlı bir hassasiyettir. Bu din öyle kucaklayıcıdır ki, çok kısa sürede Orta Asya'nın içlerine, Uzak Doğu'ya, Çin'e, Hint'e, Amerika kıtasına kadar nüfuz etmiş, mazlumların, ezilmişlerin, çaresiz ve kimsesizlerin umudu, dayanağı, gücü olmuştur.'' Tüm semavi dinlerde olduğu gibi, İslam dininde de canın kutsal ve mübarek olduğunu, insanın malının ve canının dokunulmaz olduğunu vurgulayan Erdoğan, insanın insana zulmüne asla müsamaha gösterilemeyeceğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: ''Ben her zaman söylüyorum, şahsımdan başlayarak söylüyorum, bütün miting meydanlarında söylüyorum, 'Hasibu enfüseküm kable en tuhasebu'... Hepimizin gideceği yer, en nihayetinde kara topraktır. 'Küllü nefsin zaikatül mevt' diyor ilahi mesaj. Her nefis ölümü tadacaktır... Yarın her nefis, yaptıklarından sorulacak, yaptıklarından hesaba çekilecektir. Bizim için geride kalacak olan nedir? Bu dünyada yaptıklarımız... Eğer hayır işlemişsek bizimle o gelecektir. Kefenimizden başka bir şey var mı? Hoca efendi cenaze namazını kıldırırken orada 'başbakan niyetine' demeyecek, 'bakan niyetine' demeyecek. Trilyoner olsan ne olur? 'Trilyoner' demeyecek. Ne diyecek? 'Er kişi niyetine, hatun kişi niyetine' diyecek. Gömecekler mezara ve gidecekler... Kimse bizimle beraber mi? Değil. Herkes çekip gidecek. Biz yaptıklarımızla kalacağız. Eğer geride güzellikler bırakmışsak, geride kalanlar 'Allah ondan razı olsun' diyecek. İşte bu, bütün mesele bu... Bunu başarmaya mecburuz. Koltuklar liderlere güç katmaz, liderler koltuklara güç kazandırır. Bunu böyle bilmemiz lazım.'' -''FİLİSTİN MÜCADELESİNİN PARÇALANMASI, İNANIN RUHUMUZDA ÇOK AĞIR BİR TAHRİBAT YAPMIŞTIR''- Bölge coğrafyasının her şeyin en güzelini ve en iyisini hak ettiğini belirten Erdoğan, bilimde, sanatta, mimaride, devlet idaresinde, adalette ortaya konulan kadim geleneğin bugün için eşsiz bir zenginlik teşkil etiğini vurguladı.  Her şeyin ötesinde, kardeşliğin iki ülke halkını daha ötelere, daha yükseklere taşıyacak bir hazine olarak durduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bugün, coğrafyamız, yoksullukla, terörle, insan hakları ihlalleriyle, geri kalmışlıkla, çarpık kentleşme, çarpık paylaşımla anılıyor. Biz, bunu, bu imajı asla ve asla hak etmiyoruz. Gün, silahları kendi halkına doğrultma değil, kendi kardeşine doğrultma değil, kucaklaşma günüdür. Gün, kan akıtma günü değil, kan davalarını bitirme günüdür. Artık birbirimizi nasıl alt ederiz, nasıl etkisiz hale getiririz, dışlarız diye değil, birbirimize nasıl adaletle, uhuvvetle, şefkatle davranırız, gün işte buna yoğunlaşma günüdür. Biz Filistin için göz yaşı dökerken, gece gündüz yürek parçalarken, Filistin mücadelesinin parçalanması, inanın ruhumuzda çok ağır bir tahribat yapmıştır. Biz, kardeşlik derken, dayanışma derken, Libya'da sivil halka yönelmiş silahlar, kurşun vızıltıları, orada yaşanan trajediler vicdanımızı kanatmıştır. Aynı kıbleye dönen, Mekke'ye yönelen insanların, Irak'ta camilerde katledilmesi umutlarımızı incitti. Biz bu tabloyu hak etmiyoruz.'' -LİBYA'DAKİ GELİŞMELER- Tunus ve Mısır'da, halk değişim için sesini yükselttiğinde, Türkiye olarak Mısır ve Tunus yönetimine gereken uyarıları yaptıklarını anlatan Erdoğan, bu ülkelerin yöneticilerine çok net ve samimi bir şekilde, halkın sesine kulak vermelerini ve halkın taleplerine dikkat kesilmelerini tavsiye ettiklerini dile getirdi.  Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Aynı ilkeli tavrımızı Libya konusunda da ortaya koyduk. 'Libya'da hiç kimsenin burnu kanamasın' dedik, 'Libya'da yere düşen her can bizim canımızdır' dedik. Halka bombalarla yapılan saldırıları tasvip etmediğimizi gerekli olan lidere söyledik. Söylemekle de kalmadık, yönetimi itidale çağırdık, halkın sesine kulak vermeye çağırdık. Her iki tarafla da görüşmeler yaptık. Tavsiyelerimizi, uyarılarımızı ortaya koyduk, hiç kan akmadan, kimse mağdur olmadan Libya istikametini belirlesin istedik. Keşke Libya'da olaylar bu noktaya gelmeden çözülebilseydi. Keşke Libya, Mısır ve Tunus gibi değişim sürecini bu tür bedeller ödemeden tamamlasaydı. Ne yazık ki bu olmamış, hadise hiç arzu etmediğimiz bir yere gelmiştir. Bundan sonrası için, Libya'nın, kendi iradesiyle, kendi kararıyla kendi istikametini belirlemesini arzu ediyoruz. Tabii ki askeri müdahalenin, bu operasyonun bir an önce sonuçlandırılmasını, Libya'nın bir an önce istikrara kavuşmasını arzuluyoruz.'' Asla umutsuz olmadıklarını ve umutlarını kaybetmediklerini belirten Erdoğan, bu coğrafyada bir türlü dinmeyen kan ve gözyaşının hep birlikte durdurulabileceğini dile getirdi. Bunun başarılabileceğini kaydeden Erdoğan, ''İnanın, bugünkünden çok daha farklı bir tabloyu hep birlikte resmedebiliriz. Değişebilir, değiştirebiliriz'' dedi. Suudi Arabistan'la Türkiye'nin bu noktada aynı hassasiyetleri taşıdığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bölgenin istikrarı için birlikte çalışmaya, birlikte mücadele etmeye, dayanışmaya devam edeceklerini bildiğini söyledi.