Eren Aysan: Utanmasalar 'ölenler birbirini öldürdü' diyecekler

Eren Aysan: Utanmasalar 'ölenler birbirini öldürdü' diyecekler

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

Katliamda hayatını kaybeden tıp doktoru, şair Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan, Madımak Oteli katliamının üstünün örtülme çabalarına dikkat çekti. Aysan “Madımak Oteli’nin önündekiler Kızılderili dansı mı yapıyordu?” diye sordu.

Aysan’a göre, Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp’ün, açıklamaları, uzun zamandır, cesetlerde kurşun izleri iddialarını gündeme getiren Yeni Akit gazetesiyle örtüşüyor.

"Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak" sloganları atılırken içlerinde yazar, çizer ve sanatçılardan oluşan 35 kişinin can verdiği Madımak Oteli katliamına ilişki dosyanın, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK) tarafından yeniden açılması kuşkuları da beraberinde getirdi.

'Babamın mezarını açtırmam'

Eren Aysan’a göre, Sivas katliamının üzeri örtülmek isteniyor. "Ben babam şair Behçet Aysan’ın mezarını açtırmam, otopsi yaptırmam” diyen Aysan, açtırmama gerekçesini şöyle anlatıyor: "Neden mi? Birinci tanığım. Babamın cesedini gördüm. Dumandan boğulmuştu, değil en ufak bir yanık izi vücudunda hiçbir iz yoktu."

'Boşuna martaval okumasınlar; silahla vurulmadılar'

 

"Yani katliamın açığa çıkması adına bir takım grupçuklar, 'Vay efendim olayların tam olarak açığa çıkmasına aileler izin vermiyor' diye boşuna martaval okumasınlar. Silahla vurulma hadisesi babam için geçerli değil. Oysa şunu da çok iyi biliyorum: Bu tarz hukuki süreçlerde varisinin itirazına rağmen mezar açılabiliyor. Ben yaşarken koruyamadığım babamın bir de mezarının delik deşik olmasına nasıl göz yumamam. Cemal Süreya’nın, 'Babam öldü gözlerim kör oldu' cümlesi bende, süreçte 'Babam öldü bütün bir ülke kör oldu' dizesine çevrildi. Bu noktada yapacağım tek şey babamın mezarına gidip yatmak olur. Oradan beni de kazısınlar!.."

Aysan’ın T24’e değerlendirmeleri şöyle:

'Otelin önündekiler Kızılderili dansı mı yapıyordu'

"Katliamın üstünü örtme çabası var bu düşüncede... Sanki Madımak Oteli’ndekiler yakılmak istenmemiş... Peki o zaman otelin önündekiler Kızılderili Dansı mı yapıyordu? Herhalde 'Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu Sivas’ta yıkılacak', 'Laiklere ölüm' çığlığı atanlar da yoktu... Bu ülkede her şey bir yanılsama operasyonu adı altında sunulmak isteniyor."

'Utanmasalar birbirlerini öldürdü diyecekler'

"Utanmasalar 'ölenler birbirini öldürdü' diyecekler. Absürd oyunlarda vardır ya: Bir sürü insan ölür. Cenaze kaldırılırken sürekli 'kim ölmüş' diye sorulur. Bizim başımıza gelen işte tam olarak bu... Bir katliamın oluşmasında, buna izin verilmesinde mutlaka derin bir takım güçler vardır. Ama Sivas Katliamı özelinde yalnızca bu güçlere topu atmak sakıncalı diye düşünüyorum. Ayrıca şunu da ekleyeyim: Devlet önce Sabahattin Ali’den bugüne katillerimizi tam anlamıyla yargılasın. Bizim tetikçilerle işimiz yok. Derdimiz tetikçilere emri verenlerde. Sivas katliamı davasında da örgütlü bir durum söz konusu. Emri veren kim ya da kimler? Hangi yapılanma? Bu soruları sorarken bile boğazım düğümleniyor. Yaşarken bile çok sevdiğim babamın mezarını koruyamaz duruma düşüyorum."    

'Ürgüp’ün açıklamaları Yeni Akit Gazetesi’yle örtüşüyor'  

"Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp’ün açıklamalarının 'Yeni Akit' gazetesinin manşetiyle örtüştüğünü düşünüyorum. Yeni Akit Gazetesi’nde '19 Yıllık Yalan' başlığıyla çıkan haberde cesetlerde kurşun izleri olduğu öne sürülüyor, ölenlerin otel içinde kurşunlandıklarının altını çiziyordu. Bu haberin tek kelimeyle yalan haber olduğu anlaşıldı. Her şeyden önce fotoğraflar yeni değildi, oysa fotoğraflar bizim on dokuz yıldır bildiğimiz fotoğraflardı. Hele bir kızın saç örgüsünü kan izi olarak yutturmaya çalışmaları tam bir kara komediydi."

'Babamın dudak kenarındaki 'is' görüntüsünü 'kan' diye gösterdiler'  

"Manşette babamın morgtaki görüntüsü göze çarpıyordu. Dudağının kenarındaki is 'kan' diye sunulmak isteniyordu. Şimdi bu haberlerin bir amacı olduğunu görüyorum. Şunu söyleyeyim: Ben babam şair Behçet Aysan’ın mezarını açtırmam, otopsi yaptırmam. Neden mi? Birinci tanığım. Babamın cesedini gördüm. Dumandan boğulmuştu, değil en ufak bir yanık izi vücudunda hiçbir iz yoktu."