Ergenekon davasına iki gün ara

Türkiye'nin büyük bir merakla aylardır beklediği, 46'sı tutuklu, toplam 86 sanığın yargılandığı Ergenekon davası, kargaşayla başladığı günü sürprizle bitirdi. Daha önce aralıksız devam edeceği belirtilen duruşma, 23 Ekim Perşembe gününe ertelendi. Dava büyük, salon küçükErgenekon soruşturması kapsamında haklarında dava açılan ve aralarında emekli tuğgeneral Veli Küçük, İP lideri Doğu Perinçek, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk ile eski İÜ Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu'nun da bulunduğu 46'sı tutuklu toplam 86 sanığın Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki adliyede yargılanmasına saat 10.25'te başlandı.İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu ve tutuksuz bazı sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşma salonunda iddianameyi hazırlayan cumhuriyet savcılarından Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın da hazır bulundu. Mazeret bildirenler dışında tüm sanıklar salonun ortasında kendilerine ayrılan bölümde yerini aldı. Sanıkların sağ ve sol yanında avukatlar hazır bulundu. Arka bölümde ise sanık yakınları yerini aldı. Tüm bunlara bir de gazeteciler eklenince, 280 kişi için hazırlanan salona yaklaşık 400 kişi sığmaya çalıştı.   Avukatlardan itiraz: Sağlıklı duruşma imkansızPek çok avukat ile sanık yakını ayakta kalınca salonda kargaşa çıktı. Bunun üzerine bazı sanık avukatları, bu şartlar altında yargılama yapılamayacağını savundu. Bir başka sanık vekili de, sanık vekillerinin ayakta durduğunu ve belgeleri inceleyip mahkemeye sunma şartlarının bulunmadığını belirtti. Sanık vekillerinden ünlü ceza hukukçusu Prof. Dr. Uğur Alacakaptan, “Bu koşullarda sağlıklı duruşma yapmak imkansız. Ne sanıklar ne de avukatlar miting havasında duruşma yapamazlar. Hem sorgulama hem savunmanın layıkıyla yapılacağı bir duruşma ortamının sağlanmasını talep ediyoruz” dedi. Başkan: Ben de şikâyetçiyimMahkeme Başkanı Köksal Şengün de, “Mahkeme belli olmadan, her nasılsa, nereye hizmetse burası mahkeme salonu olarak yapılmış. İstanbul’da bu şartlara uygun bir yer bulunamadı. Bu şartlardan her ne kadar siz şikayetçiyseniz ben de şikayetçiyim. İstanbul şartlarında ancak böyle bir yer temin edildi. Yeni bir salon yapmak en az üç ay sürer” dedi.  Sanık, avukatı azarladıAlacakaptan'ın, sanıkların bir gün dahi fazladan tutuklu kalmasının düşünülemediğini ve iddianamenin çok özensiz ve düzensiz hazırlandığını belirtmesi üzerine Mahkeme Başkanı Şengün, “Onları daha sonra konuşacağız” yanıtını verdi. Bir başka sanık vekili de, avukatlara duruşma salonuna alınırken yapılan kötü muameleye dikkat çekti. Avukatların cep telefonlarının, laptoplarının ve her türlü elektronik cihazlarına el konulmasının ardından., avukatlık kimliklerine de el konulduğunu belirtmesi üzerine bir sanık, “Şimdi senin sorunun önemli değil, kes sesini” diye tepki gösterdi. Kuşku duymayınMahkeme Başkanı Köksal Şengün, yargılamanın yapılıp yapılamayacağının mahkemenin takdirinde olduğunu belirterek, duruşma salonu içindeki yoğunluğa işaret etti ve kendilerinin de bundan memnun olmadıklarını söyledi. Şengün, fiili şartlar ve görüntünün değişik olabileceğini ancak mahkemeden kuşku duymamaları gerektiğini ifade etti. Başkan Şengün, daha sonra, 'avukatların duruşma salonuna ve kendilerine ayrılan bölüme sığmadıklarının gözlendiğini' belirterek, içeridekilerin salonu boşaltmalarını istedi ve duruşmaya saat 13.00'e kadar ara verildi.Tutuklu ve tutuksuzlar ayrı yargılanacak Saat 13.00'de başlayan duruşmada, mahkeme tutuklu ve tutuksuz sanıkların ayrı ayrı yargılanmasına karar verildiğini bildirdi. Mahkeme aldığı ara kararları şöyle açıkladı:* Fiili koşullar nedeniyle, Ergenekon davasının tutuklu ve tutuksuz sanıkları ayrı ayrı yargılanacak.* Tutuksuz sanıklar ve müdafiler salondan çıkarılacak.* Salonun kapasitesi genişletilemediğinden, her sanık sadece üç avukatla savunulacak. Bunların hangi avukatlar olacağına sanıklar karar verecek. Diğer avukatlar salona giremeyecek. * Sanık sayısı da fazla olduğundan, yer kalırsa izleyici ve gazeteciler içeriye alınacak. Yer kalmazsa duruşma monitörlerden izlenecek.Bu açıklamalardan sonra yargılamaya devam edildi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş'nin davaya müdahil olarak katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi. Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş avukatı Bülent Utku da Cumhuriyet gazetesinin bazı sanıklar tarafından 3 kez bombalanması eyleminin iddianamede yer aldığını hatırlatarak, bu saldırılardan zarar gördükleri için davaya müdahil olmak istediklerini kaydetti. İP müdahil talebini geri çekti  Avukat Zerrin Öztürk de, daha önce İşçi Partisi (İP) adına davaya müdahil olma talebinde bulunduklarını hatırlatarak, bu taleplerini geri çektiklerini bildirdi. Kerinçsiz'den hâkim ve savcılara itham  Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz'in avukatı Kadir Kartal ise mahkeme heyeti üye hakimlerinden Sedat Sami Haşıloğlu'na güvenleri olmadığını belirterek, davadan çekilmesini istediklerini söyledi. Bu hakimin soruşturma sırasında tutuklamaların yüzde 40'ını yaptığını öne süren Kartal, Haşıloğlu'nun yerine başka birinin görevlendirilmesini, ayrıca davaya giren 2 cumhuriyet savcısının da değiştirilmesini ve reddi hakim istedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, mahkeme üyesi Sedat Sami Haşıloğlu’nun redd-i hakim yönündeki taleplerinin geri çevrilmesini istedi. Pekgüzel mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi yönündeki talebe ilişkin olarak da, “Danıştay saldırısı örgütün eylemlerinden sadece bir tanesidir. Pek çok eylemde İstanbul Adliyesi gösterildiği, yetkisizlik talebinin reddine karar verilmesine, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesine ilişkin talebe dosyanın bir kısmının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiğini belirterek, bu talebin de reddi yönünde görüş bildirdi. Fincancı'dan müdahil istemi  Avukat Ali Koç da Şebnem Korur Fincancı adına müdahillik talebinde bulunduğunu ifade ederek, iddianameye göre bazı sanıkların, müvekkiliyle ilgili kişisel verileri kaydettiğini, bunun da bir suç olduğunu ileri sürerek, bu nedenle davaya müdahil olmak istediklerini bildirdi. Hukukçular Derneği'nin talebi  Hukukçular Derneği adına söz alan Başkan Yardımcısı Reşat Petek de hukuk devleti için çalışmalar yaptıklarını belirterek, suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle müdahillik talebinde bulundu. DTP'lilerin suikast hatırlatması  DTP milletvekilleri Ahmet Türk, Sebahat Tuncel ve Akın Birdal ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir adına müdahillik dilekçesi veren avukat Siracettin Irmak, iddianamede müvekkillere yönelik suikast hazırlığından söz edildiğini belirterek, bu gerekçeyle müdahil olmak istediklerini bildirdi. Derneklerden fişleme vurgusu İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi adına söz alan avukat Özlem Gümüştaş da davaya müdahil olmak istediklerini belirtti. Çağdaş Hukukçular Derneği İzmir Şubesi adına söz alan avukat Ercan Demir de, “Ergenekon” örgütünün çalışmaları içerisinde ÇHD'nin de fişlendiğinin görüldüğünü öne sürerek, müdahillik talebinde bulundu. Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da 6 kişi hakkında davaya müdahil olma talebinde bulunarak, bu kişilerden Dicle Anter'in öldürülen Musa Anter'in oğlu, Şükran Aydın'ın öldürülen Vedat Aydın'ın eşi, Pervin Buldan'ın öldürülen Savaş Buldan'ın eşi, Cihan Sincar'ın öldürülen Mehmet Sincar'ın eşi olduğunu bildirdi. Sadece Cumhuriyet'e kabul  Mahkeme heyeti, taleplere ilişkin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in görüşünü aldıktan sonra Cumhuriyet Vakfı ile Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayın A.Ş.'nin müdahilliğinin kabulüne, diğer taleplerin ise gerekli incelemeler yapıldıktan sonra karara bağlanmasına hükmetti. Perşembeye kadar ara  Mahkeme heyeti, öğleden sonra 16.25 civarında bir ara daha verdi ve reddi hakim istemlerini görüştü. Aranın ardından mahkeme, reddi hakim talebine ilişkin değerlendirme yapılmadığı için diğer taleplerle birleştirme yapılarak karar verileceğini açıkladı. 46 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi ve duruşma perşembe gününe ertelendi. Oysa davanın açılması kararlaştırıldığında duruşmalara aralıksız devam edileceği açıklanmıştı. Şimdi mahkeme heyeti, perşembe gününe kadar reddi hakim ve diğer talepleri karara bağlayacak. Gösterciler daha hazırlıklıydıOrhan Nalın: Çizimi ayakta yaptım Silivri Cezaevi'nde dün başlayan ve 'Yüzyılın Davası' olarak nitelendirilen Ergenekon duruşmasını Today's Zaman gazetesi çizeri Orhan Nalın da takip etti. Diğer basın mensupları gibi erken saatlerde adliyeye gelen Nalın, duruşma anını karikatürize etmek için salondaydı. Duruşmanın ilk bölümünde yaşananları aktaran karikatürist, salonun çok yoğun olduğunu ve kendisinin bile çizimi içeride tamamlayamadığını belirtti. Salonu kısa süre inceleyerek kroki çıkaran Nalın, çizimini ancak basın için ayrılan odada gerçekleştirebilmiş. Nalın, "Salonun 300 kişilik olduğunu söylüyorlar, ama ayakta çok sıkışık kaldık. Belediye otobüsü gibiydi." ifadelerini kullandı.