Ergenekon davasında 'Örgütün medya ayağını biliyorum' diye ifade veren gizli tanık Mart’ın, ‘yalan beyan, iftira, hakaret’ suçlarından yargılanmasına karar verildi. Savcılığın talebiyle Mart’ın koruması kaldırıldı.
Ergenekon, Balyoz, Zirve Yayınevi, KCK, Erzincan ve Turgut Özal’ın zehirlenerek öldürülmesi gibi davalarda gizli tanık ifadelerine dayandırılarak birçok kişi suçlanmış ve cezaevine girmişti. Bu yargılamalarda tartışma konusu olan ‘gizli tanıklarla’ ilgili 2012 yılında mağdurlar ve avukatlarında suç duyurularında bulunulmuş ve hem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı hem de Emniyet Genel Müdürlüğü soruşturmalar açmıştı.
Çağdaş Ulus'un Vatan gazetesinde yayımlanan haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Genel Soruşturma Bürosu’nun üç yıl yürüttüğü soruşturmalarda ilk olarak Ergenekon davasının gizli tanıklarından ‘Mart’ın yargılanmasına karar verildi. Gizli tanık Mart, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki görülen Ergenekon davasının 1 Kasım 2012 tarihli duruşmasında “Ergenekon’un medya ayağını biliyorum” iddiasında bulunup bazı kişiler aleyhine ifade vermişti. İfadelerde adı geçenlerin ‘yalan beyan, iftira ve hakaret’ suçlamasıyla yaptığı suç duyurusu üzerine soruşturma başlatılmıştı.
Savcılık, gizli tanık Mart’ın korumasının kaldırılarak kimlik bilgilerinin tespiti için özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının sonra Ergenekon davasını devralan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine başvurdu. Mahkeme de talebi inceleyerek gizli tanık Mart’ın koruma kararının kaldırılmasına, hakkında kamu davası açılmasına hükmetti. Savcılık önümüzdeki günlerde tanık koruma programı görevlilerinden bilgileri alarak sanık sıfatıyla gizli tanık Mart’ın ifadesini alacak.
Gizli tanık Mart dışında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden aynı davada tanıklık yapmış gizli tanık Ahmet’in kimlik bilgilerini istedi. “Talepte mahkemenizin kasasınında muhafaza edilen kimlik bilgilerinin bulunduğu zarf açılarak gizli tanık Ahmet’in kimlik bilgilerine esas belgelerin onaylı birer örneğinin Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur” denildi. Ergenekon davasında dinlenen gizli tanık ‘Ahmet’, 25 yıla yakın bir süre Hizbullah içinde yaşadığını belirterek “Örgütün devlet içindeki bir güç tarafından kurulduğunu düşünüyorum” demişti.
Dava avukatlarından Hüseyin Ersöz şunları söyledi: “Ergenekon, KCK ve Devrimci Karargah gibi davalarda sanıklar hakkındaki iddiaların büyük bir bölümü gizli tanık beyanları üzerine şekillendi. Gizli tanıkların büyük bir kısmı daha önceden suça karışmış ve bu suçlarda ceza indirimi beklentisi taşıyan kişiler olduğu için ifadelerin ciddiyeti ve doğruluğu noktasında şüpheler uyandı. Aynı zamanda gizli tanıklık müessesinin Türkiye’de bilinçli uygulama alanı yok, özellikle siyasi yargılama süreçlerinde çoğunlukla da kötüye kullanılıyor. Gizli tanık Mart’ın durumu da bunun bir örneğidir.”
TANIK Koruma Kanunu kapsamında, Tanık Koruma Kurulu kararları ile 105 tanık, 168 tanık yakını olmak üzere 273 kişi hakkında koruma tedbiri uygulanıyor. Koruma kapsamında, ‘Fizyolojik görünümünün estetik cerrahi yoluyla veya estetik cerrahi gerektirmeksizin değiştirilmesi’ tedbiriyle 12 gizli tanığa estetik uygulandı. Estetik uygulanan 5 gizli tanığa saç ektirildi. 68 gizli tanığın adres bilgileri değiştirilerek farklı bir ile nakledildi. Yurt dışına gönderilen gizli tanık ise bulunmuyor.
GİZLİ tanık mağdurlarının 2012’de yaptığı suç duyuruları çift koldan soruşturmaya başlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü mağdurların 2012 yılındaki müfettişleri bu kişilerin nasıl gizli tanık olduklarını ve bağlantılarını, Başsavcılık da hem TSK’ya kumpas ve sahte delillerle dava açılmasına yönelik iddiaları araştırdı. Soruşturma kapsamında, gizli tanıkların kimlerle bağlantılı oldukları, tanıklık yapmaları için talimat alıp almadıkları, şantaj yapılarak tanıklık yapmaya zorlanıp zorlanmadıkları, ne söylemeleri gerektiğinin önceden belirlenip belirlenmediği sorularına yanıt arandı.