''ERGENEKON'' DAVASINDA SANIK VE AVUKATLARIN TALEPLERİ ALINIYOR İSTANBUL (A.A)

-''ERGENEKON'' DAVASINDA SANIK VE AVUKATLARIN TALEPLERİ ALINIYOR İSTANBUL (A.A) - 07.10.2010 - İkinci ''Ergenekon'' davasında sanık ve avukatlarının talepleri alınıyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık Hamza Demir'in avukatı Celal Ülgen'in savunmasını tamamlamasının ardından sanıkların taleplerinin alınmasına geçildi. Burada konuşan tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ı sorgulayan ekipte yer aldığını hatırlatarak, İmralı'da yapılan duruşmalara da bizzat katıldığını söyledi. Oradaki yargılamalarda, usul ve esas hakkında tek bir ihmal bile yapılmadığını belirten Uğur, mahkeme tarafından sorulan sorulardan bazı örnekler vererek, soruların somut ve yasal delillere dayandırıldığını anlattı. Uğur, İmralı'da yargılama yapan heyet ile kalmalarına rağmen bir gün bile birlikte yemek yemediklerini ifade ederek, devletin terörle mücadele konusunda verdiği resmi görev dolayısıyla uzman olduğu için Öcalan'ı sorgulayan ekipte yer aldığını kaydetti. Bugün Öcalan ile görüşmeler yapıldığını dile getiren Uğur, ''Doğu ve Güneydoğudaki Kürt kardeşlerimizin temsilcisi PKK ve Öcalan değildir. Ülke bölünmek üzere. Bugün yapılan, Güneydoğu ve Doğudaki Kürt kökenli vatandaşlarımızı PKK terör örgütünün kucağına atmaktır. Bugün yapılanlar ihanet ile eş değerdir. AK Parti, CHP, MHP içindeki vatansever vicdan sahibi insanlara sesleniyorum. Bu oyunu, bu tezgahı bozunuz'' dedi. -MUSTAFA BALBAY- Cumhuriyet gazetesi yazarı Mustafa Balbay da tutuklu sanık Hamza Demir'e, çapraz sorgusu sırasında üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu'nun yönelttiği soruların yargılamanın niteliğini ortaya koyduğunu söyledi. ''Bu mahkeme salonunda delil aranıyor. Prof. Dr. Faruk Erem'in 'Suçluyu kazıyın altından insan çıkar' diyor. Siz 'İnsanı kazıyın altından suç çıkar' diyorsunuz. Bu anlayış Orta Çağ yargıçlarına yakışır'' diyen Balbay, mahkeme heyetinin yargılamada ''Acaba yeni bir delil çıkar mı?'' diye araştırma yaptığını kaydetti. Balbay, ''Bu dava çökmüştür. Bunu kabul edip gereğini yapmazsanız bu dava sizin üzerinize çökecek. Artık bizler değil, kamuoyunda sizler yargılanıyorsunuz'' diye konuştu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli'nin özel yetkili mahkemelere ilişkin açıklamasına değinen Balbay, artık mahkemenin tartışma konusu olduğunu ifade etti. Mahkemenin var gücüyle yaratmaya çalıştığı örgütün olmadığını ifade eden Balbay, ''Sayın Özese aradığınız gerçek yok'' dedi. -GAZETECİ, MESLEĞİ NEDENİYLE HAPSE GİRMEMELİ- Varlığı kanıtlanamamış bir örgütün tutuklusu olarak yargılandığını dile getiren Mustafa Balbay, ''Hani 2000'li yıllar felaketti. Olmadı, 90'lı yıllar aranıyor. Yakında arkeologlar isteyeceksiniz, antik kazı yaptıracaksınız, Hamurabi'nin atladığı bir yasa var mı diye'' şeklinde konuştu. Tarihin, bu tür zorlama davalarda yargılayanları mahkum ettiğini belirten Balbay, 2. Abdülhamit dönemindeki Yıldız Mahkemeleri hakkında yazar Adnan Adıvar'ın ''Yıldız davası, bir cinayet davası değildir, cinayeti işleyen Yıldız mahkemesidir'' diye yazdığını anlatarak, ''Bu mahkeme de böyle konuşulacak. İddia makamı sürekli dosyalar katarak davayı içinden çıkılmaz hale getiriyor. Aranan bir gerçek varsa, onun da kaybolmasına neden olmaktadır'' dedi. Bugünlerde gazetecilerin yaptıkları haberlerden dolayı yargılanmalarına ilişkin bir tartışma başladığını dile getiren Balbay, hiçbir gazetecinin mesleği nedeniyle hapse girmemesi gerektiğini söyledi. Gazetecilik faaliyetlerinden dolayı tutuklu olarak yargılandığını belirten Balbay, ''Aziz Nesin'lik bir tablo. Biz Ergenekon davasından tutukluyuz. Ergenekon haberleri yapan gazeteciler de tutuklanma tehdidiyle yargılanıyorlar. Ben de 'Gazeteciler hapse girmesin' diyorum, ama hapiste olan da orada kalsın diye düşünülmemeli. Adalet zemini kaymış, bu zemini oturtacak olan sizlersiniz'' şeklinde konuştu. -7 MEVSİMİ DOLDURDUK- Bursa'da bir trafik kazasında 5 kişinin ölümüne neden olan sürücünün, 10 ayda tahliye olduğuna dikkat çeken Balbay, ''5 kişinin ölümüne neden olan o kişinin cezaevinden çıkınca suç işleme tehlikesi yok mu? Biz ondan daha mı tehlikeliyiz?'' dedi. ''Burada 7 mevsimi doldurduk'' diyen Balbay, mahkeme heyetine hitaben, ''Silivri Hapishanesinin kapıları demirse biz de çeliğiz, yıkılmayacağız. Çabalarınız boşa çıkacak. Bizler bu acılarla yoğrulup daha da güçlü çıkacağız. Burada başımız dik, adalet istiyoruz. Sayın Başkan, sizin atacağınız adımlar bizi değil, sizi, yargıyı kurtaracak'' dedi. Tutuklu sanık Tuncay Özkan da 1980 yılından sonraki bütün cumhurbaşkanları, kuvvet komutanları ve bakanları tanıdığını belirterek, bunun CHP'yi ele geçirmeye çalışmak olarak algılanamayacağını ifade etti. Özkan, son nefesine kadar adına sürülmüş lekeyi temizlemeye çalışacağını dile getirdi. Hükümet tarafından karşıt düşünen kişilerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını ileri süren Özkan, ''Benim gibi bir karşıtı ortadan kaldırırsanız, karşınıza nasıl bir karşıt çıkacağını bilemezsiniz'' dedi. Kendisine yakışan suçlamanın Susurluk belgesini açıklamak olduğunu, ancak haberinin üzerinden kitap yazanların ise suçsuz olduğunu kaydetti. Duruşma, taleplerin alınmasıyla devam ediyor. Bu arada, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli ve eski CHP Genel Başkanı  gazeteci yazar Altan Öymen, basın mensuplarının bulunduğu bölümde oturarak, duruşmayı izledi. CHP milletvekilleri Şahin Mengü ve Hulusi Güven de avukatların bulunduğu yerden duruşmayı takip etti.