Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, babası Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Ekin Bernay’ın yazdığı mektubu yayımladı. Milliyet gazetesi yazarı Can Dündar, babası Ergenekon davasında tutuklu olarak yargılanan Ekin Bernay’ın babasına yazdığı mektubu köşesine taşıdı. Dündar’ın “Bir Silivri tutuklusuna tek kızından mektup: Babam benim!” başlıklı (20 Nisan 2009) yazısının tamamı… Babam benim! Ekin Bernay 22 yaşında... Bilkent İletişim ve Tasarım bölümünden geçen sene mezun oldu. Halen Londra’da, London School of Arts’da master yapıyor. Nike’ın dans yarışmasında birinci olduktan sonra Türkiye’yi defalarca yurtdışında temsil etmişti. Geçen hafta Türkiye’den aldığı bir haberle onun da hayatı altüst oldu. Çünkü Ergenekon soruşturmasının 12. dalgasında tutuklananlardan biri olan, 19 Mayıs Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, onun babasıydı. Ekin, Londra’dan apar topar Türkiye’ye dönerken, önceki gece Facebook’ta babasına ve onu destekleyenlere hitaben bir teşekkür mektubu yazdı. “Babam benim” başlıklı bu yazıyı, zorlu bir dönemin duygu yüklü belgesi olarak sizlerle paylaşmak istedim. * * * “Nasıl gurur duyuyorum anlatamam; Hepimiz için, hepimiz adına babamla... Nasıl onurluyum. Babam benim... Beni her gün şaşırttı. Aklı, yaşamla başa çıkışı, her anı, tanıdığım herkesten güzel tadışı, üretkenliği, düşünceleri, sevgisi, aşkı, babalığı, arkadaşlığı, dostluğu, liderliğinin yanı sıra gerektiğinde en iyi takım ruhunu taşıyışı, benim için her saniye süren öğretmenliği, ama içinde her zaman öğrenmeye aç öğrenciliği, değer verişi, iyi niyeti, olimpiyatlarda kaybeden atlet için bile gözleri dolacak kadar dokunabildiğim bir insan oluşu, cesur yüreği, büyük yüreği, sevmeye hazır, önyargısız yüreği, bana verdiği güven duygusu, ne yaparsa yapsın, ne derse desin, en doğrusunu bileceğinden en ufak bir şüphe duymamı engelleyen ileri görüşü, elleriyle ameliyat masasında kurtardığı çocuklarla yaşama kattıkları, dünyayı gezerken birlikte, hep en doğru insanla olduğumu hissettiren yol arkadaşlığı... çoğu zaman telefonun ucundaki bir ses olsa da onu gördüğüm anda ait olduğum yere, evime döndüğüm duygusu... üniversitenin aydınlığı, geleceği için yaşamının geçtiğimiz 8 yılını sadece benim değil, binlerce çocuğun babası gibi yaşayışı... Beni her gün şaşırttı babam... * * * “Ama bu sefer şaşırdım diyemem. Bugün tekrar yüz binler Anıtkabir’i kırmızıya boyadığında, babam gibi sevdiğim Atatürk’ün evinde, ‘Ferit Bernay’ diye bağırıldığında, herkes ‘Burada’ diye cevap verirken gözleri dolan sevdiklerime bu duyguyu yaşattığı, herkesi o eve getirdiği için beni kendine bir kere daha aşık etti, hayran bıraktı. Ama şaşırmadım... * * * Babam; benim... sizin... doğacakların... şehit olanların, iyileştireceklerinin... can vereceklerinin... öğrencilerinin... korkusuz savaşçısı, inandıkları, öğrettikleri, özgürlüğü elinden alınmışken bile, yüz binlerce insana nasıl olunması gerektiğini hatırlatan, bana her gün aldığım yüzlerce ‘Yanınızdayız’ mesajını onun yerine kabul eden kişi olma onurunu yaşatan kahramanım! Bugün için herkesin yüreğine sağlık... Çok güzel günlere az kaldı... Hepinize tekrar teşekkürler. Ekin Bernay”