'Ergenekon ve Susurluk ile bağlantım yok'

'Ergenekon ve Susurluk ile bağlantım yok'
Azerbaycan Devlet Başkanı merhum Haydar Aliyev'e 1993 yılında suikast girişiminde bulunurken suçüstü yakalanan 40 yaşındaki Hasan Toku, 16 yıl sonra ilk kez konuştu. Bakü Cezaevi’nde 8.5 yıl hapis yatan ve Aliyev'in 2002 yılındaki affıyla yeniden özgürlüğüne kavuşan Toku, son günlerde adının Ergenekon davasıyla anılmasından rahatsızlık duyduğunu söyledi. Aliyev'e Kanas tüfeği ile ateş açacakken yakalanan Hasan Toku, eyleminin `tamamen bireysel' olduğunu iddia etti. Hasan Toku, ``Ne Susurluk olayı ne de Ergenekon davasıyla hiçbir ilgim yok. Ergenekon'da adı geçen hiçbir kişiyle tanışmıyorum'' dedi. Erzurum'da 1992 yılında Ülkü Ocakları İl Başkanlığı görevinde bulunan Hasan Toku, Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü 3'üncü sınıfta öğrenim görürken Nahçıvan Üniversitesi'nde öğretim görevlisi Aydın Kasımov'la tanıştı. 1993 yılında Bakü'ye giden Toku, burada Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey'in akrabası olan Aydın Kasımov ile Haydar Aliyev'e suikast girişimi planladı. Bakü Devlet Televizyonu binasında polis tarafından suçüstü yakalanan Hasan Toku ve beraberindeki 3 kişi yargılandıktan sonra 10'ar yıl hapis cezasına çarptırıldı. Aliyev'in 2002 yılında affettiği Hasan Toku, Türkiye'ye dönerek Erzurum'a yerleşti. Kentte inşaat işiyle uğraşan ve bekar olan Hasan Toku suikast girişiminden 16 yıl sonra ilk kez DHA'ya konuştu. Nahçıvan Üniversitesi öğretim üyelerinden Aydın Kasımov ile tanışmasıyla birlikte hayat çizgisinin değiştiğini anlatan Hasan Toku, suikast girişimini şöyle anlattı: ‘Türk milliyetçisi ve çılgınım’ “O yıllarda Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü 3'üncü sınıf öğrencisiydim. Aynı zamanda Ülkü Ocakları İl Başkanlığı görevindeydim. Ebulfeyz Elçibey'in akrabası olan ve Halk Cephesi'nin önde gelen isimlerinden Aydın Kasımov, Erzurum'a gelmişti. Kendisi ve beraberindeki kişileri bir hafta misafir ettik. Gittikten sonra da irtibatımız kopmadı. Ülkü Ocakları olarak Karabağ'a yönelik ilaç kampanyaları ve mitingler düzenlemiştik. Türkiye'den Karabağ'a savaşmak için gitmek isteyen kişilerin Azeybarcan'a gitmesini Halk Cephesiyle irtibata geçmesini sağlamıştık. 1993 yılında Nahçıvan'a gittim. Biz yıllarca siyasi anlamda o bölgede Türklerin bağımsızlığı için mücadele etmişiz. Haydar Aliyev'in iktidardan gitmesi ve tekrar Halk Cephesi lideri devrik Cumhurbaşkanı Ebulfeyz Elçibey'in tekrar yönetime gelmesi için suikast kararı aldık. Tek amaç; Azerbaycan'ın Rus hakimiyeti altına girmesini engellemekti. O bölge Türk toprakları, konuştukları dilleri anlamasakta aynı kökene sahibiz. Ben de Türk milliyetçisiyim ve çılgın bir insanım. Kanas’la vuracaktı 30 Ekim 1993 günü suikast gerçekleştirmek istedim. Bakü'de Haydar Aliyev, meclis binasından çıkıp makam otomobiline binerken Devlet Televizyonu binasından onu uzun menzilli Kanas tüfekle vuracaktım. Ama yanımızdaki iki arkadaş panikleyip kaçtı ve ben son anda farkedilip yakalandım. Yargılanmalarının neticesinde ben 10 yıl ceza aldım. Cezanın 8.5 yılını Bakü'de 6 numaraları cezaevinde geçirdim. 2002 yılının Mart ayında Aliyev'in affıyla çıktım. Sorgulamada işkence gördüm. Cezaevinde kaldığım süre içinde pişmanlık duydum. Türkiye'ye gelir gelmez Atatürk Havalimanında Terörle Mücadele ekipleri tarafından gözaltına alındım. Sorgulamanın ardından savcı serbest bıraktı.'' Türkiye’de de yargılanıyor 2007 yılında Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in onayıyla Bakırköy Adliyesi 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde `yabancı devlet başkanına suikast girişiminde bulunmak' suçundan ağırlaştırılmış ömürboyu hapis cezası istemiyle tutuksuz yargılanan Hasan Toku, dava dosyasında Mehmet Ali Ağca'nın Papa suiskastinin emsal dava olarak gösterildiğini bildirdi. Hasan Toku, şöyle devam etti: ``Susurluk olayını, cezaevinde elçilikten getirilen gazetelerden izledim. Ancak bugünlerde Susurluk olayı ve Ergenekon davasıyla ilişkilendirmeye çalışan bir takım kişiler var. Abdullah Çatlı'yı da sadece isim olarak tanıyorum. Susurluk veya Ergenekon ile ilgim yok. Ergenekon'da adı geçen hiçbir kişiyle tanışmıyorum. Ben ne Veli Küçük'ü tanırım ne de tutuklanan asker, sivil ya da emniyet görevlisini. Mehmet Eymür bir televizyon programında yorum yaparken `Azerbaycan'da devlet başkanına yapılan suikast ve darbe girişiminin Veli Küçük ile bağlantılı' dedi. Bu yorumun ardından birileri benimle Ergenekon ve Veli Küçük arasında bir takım bağlantı kurmaya çalışıyor. Ama böyle birşey yok. Ergenekon operasyonunu başlatanların düşüncesi şu olabilir: Ergenekon'u büyütmek, toplum nezdinde daha tehlikeli, daha vahim ve korkunç bir örgüt halinde sunabilmek, insanlarda `bakın işte Ergenekon o kadar tehlikeli bir teşkilat ya da örgüt ki, yurt dışında bile devlet başkanlarına suikast yaptırmışlar' fikrini oluşturmaya çalışıyor olabilirler.'' Öğrenci affından yararlandı Öte yandan Hasan Toku ayrıca hiçbir siyasi partiyle de bağı olmadığını dile getirerek artık sakin bir hayat sürmek istediğini ifade etti. Atatürk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik bölümü 3'üncü sınıftan ayrılan Toku, YÖK'ün çıkardığı son öğrenci affından yararlanarak yeniden kayıt yaptırdığını ve yarım kalan öğrenimini tamamlamak istediğini sözlerine ekledi.