T24- Yazar Sedat Ergin, Balyoz Davası'nda 163 sanığın tutuklanmasına ilişkin mahkeme kararının büyük ölçüde Emniyet örgütünün yaptığı delil değerlendirmesine dayandığını yazdı.
Sedat Ergin'in Hürriyet gazetesindeki köşesinde yayımlanan (17 Şubat 20119 yazısı şöyle:
Balyoz kararında emniyet faktörü
Balyoz iddianamesi ek klasörleriyle birlikte değerlendirildiğinde hemen dikkatinizi çekecek olan durumlardan biri, tek tek sanıklar hakkında polis tarafından hazırlanan fezlekelerin iddianame metnine büyük ölçüde aynen geçirilmiş olmasıdır.
Aslında bu tür büyük davalarda sıkça karşılaşılan bir durumdan söz ediyoruz. Son tahlilde sahada çalışmayı yapıp delilleri toplayan ve Savcılığa ileten de kolluk gücüdür. Gelgelelim Balyoz söz konusu olduğunda, sanki bu durum biraz daha belirgindir.
Polis raporu yeterli görüldü Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda 4 Aralık tarihinde yapılan aramada ele geçirilen Balyoz belgelerinin adli süreçteki seyrine baktığımızda, İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi’nin ana aktör olarak karşımıza çıktığını görüyoruz. Bu noktada, ilk kez geçen yıl ocak ayı sonunda Taraf gazetesi muhabiri Mehmet Baransu’nun bir bavul içinde kendisine getirilen belge ve CD’leri Beşiktaş Adliyesi’ne götürmesinden sonra başlayan süreçle, Gölcük sonrasında işleyen süreç arasında önemli farklılar bulunduğuna da dikkat çekmeliyiz. Örneğin, Gölcük’teki belgelerin ortaya çıkmasından sonra savcıların CD’leri bu kez bilirkişi incelemesi için TÜBİTAK’a göndermediği, ilkinde olduğu gibi askeri bilirkişi raporu istenmediği, polis raporunu yeterli gördüğü anlaşılıyor.
Yüzlerce sayfa yeni rapor Emniyet’in hazırladığı değerlendirme raporları 4 kümede toplanabilir. Birinci kümede genel bir Balyoz raporu (43 sayfa) ve eski delillerle Gölcük’ten çıkan yeni delillerin karşılaştırıldığı ikinci bir rapor var (30 sayfa). Deniz Kuvvetleri’yle ilgili SUGA planı hakkında 104 sayfalık bir rapor, Hava Kuvvetleri ile ilgili ORAJ planı hakkında da 41 sayfalık bir rapor hazırlanmış. Jandarma bölümüyle ilgili genel bir değerlendirme (53 sayfa) ve bir de Çarşaf-Sakal planlarıyla ilgili ikinci bir rapor var (39 sayfa). Ayrıca, sanıkların her biri için yeni delillerle birlikte ayrı birer tespit tutanağı hazırlanmış, yani 196 ayrı tespit tutanağı var. Bunlar içinde 100 sayfayı geçen de var, 2 sayfa olan da... İstanbul Emniyeti bütün bu çalışmayı aralık ayının son günleri ile yeni yılın ilk günlerinde sonuçlandırmış. En son tarihli belge 3 Ocak gibi gözüküyor.
Savcılık mütalaa göndermedi
Balyoz soruşturmasını yürütmüş olan Savcılık makamı, polisten gelen bu raporları 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne aynen iletmiş, mahkeme de yeni delilleri 20 Ocak tarihinde sanık avukatlarıyla paylaşmıştır.Bu dosyalar incelendiğinde, savcılığın o aşamada Gölcük’ten çıkan belgelerle ilgili olarak mahkeme heyetine ilettiği herhangi bir hukuki değerlendirmeye rastlanmıyor. Bununla birlikte, savcılık makamı, 11 Şubat tarihli duruşmada iddianamenin okunmasının tamamlanmasından sonra yeni delilleri polisin yaptığı değerlendirme doğrultusunda aynen benimseyerek sanıkların 186’sının tutuklanması talebinde bulunmuş, bu talep mahkeme heyeti tarafından 163 sanık için kabul edilmiştir.Bu açılardan baktığımızda, 163 sanığın tutuklanmasına ilişkin mahkeme kararının büyük ölçüde Emniyet örgütünün yaptığı delil değerlendirmesine dayandığını söylemek objektif bir durum tespiti olacaktır.