T24/ ANKARA
54. Hükümetin Başbakanı Necmettin Erbakan, ebedi yolculuğuna uğurlanırken dönemin gazeteci tanıkları unutulmayan kareleri aktarıyor.”28 Şubat’tan Balgat’a Mücahit” adlı kitabın yazarı gazeteci Ergun Aksoy, T24’e, “ En önemli özelliklerinden biri vefalı olmasıydı. Çevresindeki kurmay heyeti hepsi 50 yıllık yol arkadaşı. Hiç birini ezdirmedi. Yanlışları olsa da ezdirmedi” dedi.
Medya cinnet geçirmiş gibiydi
Hoca’yı, aktif siyaset yaşamında, basın toplantısından miting alanlarına ve yurt dışı gezilirinde de yalnız bırakmayan gazetecilerden Ergun Aksoy, 28 Şubat’la ilgili yapılan değerlendirmelerde haksızlık yapıldığını o dönemin medyasının yazıp çizdiklerinden örneklerle anlattı. “Hoca’ya, ‘direnmedi’ diye eleştiride bulunanlar haksızlık yapıyor. O günün koşullar göz önüne alınınca Hoca’nın yapacağı fazla bir şey yoktu. Çünkü, medya cinnet geçirmiş gibi, ağır bir saldırı başlatmıştı. Hep bir ağızdan koro biçiminde hükümeti düşürmek için her türlü provokatif haberler yapmaktan çekinmiyordu”.
Çanak tutan gazeteciler 28 Şubat karşıtı oldu
“O günlerde, bu haberlere çanak tutan gazeteciler; şimdi 28 Şubat karşıtı oluverdiler” diyen Aksoy, Hoca’nın hata olarak nitelendirilebilecek davranışını, “Bence, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’yı Başbakanlığın kapısı önünde karşılamış olması hataydı. Kimse büyük sermaye gruplarının rolünü değerlendirmiyor”.
28 Şubat hakkında hiç mi konuşmadı
Erbakan’ın, ölümüne kadar 28 Şubat süreci hakkında konuşmadığını anlatan Aksoy, geçtiğimiz yol Ankara’da Mili Görüş camiası tarafından düzenlenen toplantıdaki ilginç bir ayrıntıya dikkat çekti ve “Ankara’da bir otelde düzenlenen toplantıya katıldı. Yine o döneme ilişkin bir ayrıntı vermedi. Sadece, ‘Bugün Çankaya Köşk’ünde Cumhurbaşkanın eşi türbanlı ise bu bizim sayemizde oldu” demekle yetindi.
Makam otosuna hız yaptırırdı
Hoca’nın meydanlara inişini, yurtdışı gezilerinden kesitler veren Aksoy, “Makam otosuna hız yaptırırdı. Seçim konvoyuna çok dikkat ederdi. Miting alanlarının süslemeleri ile konvoya çok dikkat ederdi. Makam otosunun dikiz aynasından konvoyları yakından izler. Arkadaki beşinci aracın bayrağını yanlış bağlandığını görünce hemen uyarırdı. Meydandaki, bayraklara ve afişlere dikkat ederdi.”
Gazeteciler dökülürdü
“İlerlemiş yaşına rağmen büyük bir enerji ile sabahın erken saatlerinden gece yarısına kadar programını sürdürürdü” diyen Aksoy, “ Çok genç olmamıza rağmen akşam saatlerinde gazeteciler dökülürdü. Hoca’nın, tükenmeyen enerjisi vardı”.
Amsterdam'ın altını üstüne getirdi
Milli Görüş’ün Hollanda’da Ajaks Arena Stadı’nda düzenlediği toplantıyı anlatan Aksoy, “
Biz Hoca’dan ayrı olduğumuz için bir ara bağlantımız koptu. Onlar, stadın içindeki restoranda yemeğe geçiyorlar. Hoca bizim olmadığımızı görünce yanındakilere ‘Gazeteci arkadaşlar nerede. Bulun getirin talimatı veriyor’. kentin altını üstüne getirerek buldular. Hoca’nın yanına gittiğimizde ‘yemeğe başlamadığını gördük.Yemek için bizi beklemişti”.
AK Parti olmazdı
Fazilet Partisi’nin son kongresinden bugüne gönderme yapan Aksoy, “Yenilikçiler diye adlandırılan gurup Abdullah Gül’ü, Recai Kutan’ın karşısına aday olarak çıkardı. Abdullah Gül kongreyi az bir farkla kaybetti. Eğer o gün Hoca Abdullah Gül’ün Genel Başkanlığı’na onay verseydi; belki bugün AK Parti olmayacaktı. Türkiye’nin siyasi tarihi de farklı şekillenecekti”.