Güneri Civaoğlu, Anayasa Profesörü Ergun Özbudun'un çekilme sürecine yönelik hukuki önerilerini aktardı. Özbudun, yasal düzenleme yapılmaması durumunda, PKK'lıların silahsız olarak dahi sınır dışına çekilirlerse 'örgüt üyeliği' suçundan soruşturma açılabileceğini belirterek, çekilme süreci için iki hukuki altyapı önerisinde bulundu.
Civaoğlu'nun Milliyet Gazetesi'nde yayımlanan (2 Nisan 2013) yazısındaki konu ile ilgili bölüm şöyle:
Parlemento'nun bir karar almasına engel olan hangi Anayasa hükmü? Bir hukukçu olarak sorunun cevabını bulamadım. Anayasa Profesörü Ergun Özbudun’a sordum. O da böyle bir hükmü bulmuş değil. Ancak...
Özbudun Hoca’nın hukuk merceğiyle çektiği fotoğraftan birkaç görüntüyü yansıtayım. Parlamento kararı olmaz. Çekilmeye nezaret edecek kuruluş bir STK olacaksa bunun için karar yetkisi olmaz.
Silahsız çekilme gündemimizde yok diyor masanın öbür tarafı. Silahsız geçtiklerini farzedelim, o unsurların hiçbir eyleme katılmamış olsalar bile sadece “örgüt üyesi” olmaları, yasaya göre ağır ceza suçudur. Bir savcı “silahlı örgüt üyeliğinden” soruşturma açabilir.
Belki bir yasa ile -belirli süre- bu yasal sorun aşılabilir.
“Çekilme durumunda belli bir süre için savcıların takibat yapmayacakları” gibi bir hüküm.
Yahut “çekilme sürecinde, belli bir süre boyunca savcıların takibat yapmalarını Adalet Bakanlığı iznine tabi kılan” bir hüküm.
Bu ikincisi halen uygulamada olan bir çözümdür. MİT Müsteşarı hakkında takibatı Başbakan’ın iznine bağlayan bir yasa daha yeni çıkarıldı. TCK 301’inci madde de savcıların takibat için Adalet Bakanı iznini öngörüyor. Bunlar Özbudun hocanın kişisel görüşleri. Bazı mülakatlarda dile getirdiği görüşler.
Fakat...
Sanıyorum bu gibi yasal düzenlemelerin ötesinde Öcalan’ın İmralı’dan yapacağı bir “netlik kazandırma amaçlı açıklama” sürece hız kazandırmak için gerekli.