Mor Çatı'nın 'Erkek Şiddetiyle Mücadele' raporu: Kadınlar en çok cinsel şiddeti paylaşmaktan çekiniyor

Mor Çatı'nın 'Erkek Şiddetiyle Mücadele' raporu: Kadınlar en çok cinsel şiddeti paylaşmaktan çekiniyor

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'nın "Erkek Şiddetiyle Mücadele Mekanizmalarını İzleme Raporu"nda kadınların %45’inin psikolojik şiddet adı altında tanımlanan tutum ve davranışlara maruz kaldıkları ortaya çıktı. Kadınların en sık paylaştıkları psikolojik şiddet biçimleri ise; 'hakaret', 'tehdit', 'aşağılama', 'küfür' ve 'yalnızlaştırma'.

Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, 8 Mart 2016’da bir bölümünü paylaştığı ‘Erkek Şiddetiyle Mücadele Mekanizmalarını İzleme Raporu’nun tamamını yayımladı.

Raporun tamamını okumak için tıklayın

Raporda, şiddete maruz kalan kadınların çoğunun, başvurdukları devlet kurumlarında 'güvenli ve kolaylaştırıcı' tutumu göremedikleri yer aldı.

Ocak-Aralık 2015 tarihleri arasında, 695 kadın ve çocukla toplam 1516 görüşme yapıldığı belirtilirken, kadınların en fazla maruz kaldıkları şiddet biçiminin psikolojik şiddet olduğu ifade edildi.

Raporun içeriği şiddete maruz kalan kadın ve çocukların ihtiyaç duydukları destekler için başvurdukları kurum ve kuruluşlarda karşılaştıkları zorluklar ve var olan yasal düzenlemelerin kadın ve çocukların hak kaybına uğramadan ve şiddetsiz hayatlar kurabilmelerine destek olacak şekilde uygulanabilmesi için çözüm ve önerileri de kapsıyor.

Kadınların bu kurumlarda ‘çok umutsuzluk, yalnızlık, çaresizlik, suçluluk’ duygularıyla baş başa bırakıldığı ve yaşadıkları şiddetin sonucu olarak, içinde bulundukları zorluk ve ihtiyaçların da görmezden gelindiği vurgusu yapıldı.

 

"Hâkim bana baktı ve ‘neden bu kadar zaman sakladın?' dedi"

 

Raporda, kadınların %45’i psikolojik şiddet adı altında tanımlanan tutum ve davranışlara maruz kaldıklarını paylaştılar. En sık paylaştıkları psikolojik şiddet biçimleri ise: Hakaret etme, tehdit etme, aşağılama, küfür etme ve yalnızlaştırma.

Başvuran kadınların %25’i ise fiziksel şiddete maruz kaldıklarını ifade ederken, kadınların bazıları fiziksel şiddet nedeniyle yaralandı, bazıları ise kalıcı olarak sakatlandı.

Cinsel şiddete maruz kaldığı için hukuki sürece başvuran bir kadın, hissettiklerini şöyle ifade etti “Benim bir suçum yok ben istemedim böyle olmasını. Herkes beni suçluyor. Hâkim bana baktı ve ‘neden bu kadar zaman sakladın?” dedi. Çok utandım, korktum. Tek hatırladığım bu.“

 

"Bu adamlara hiçbir şey olmaz, olan bize olur"

 

Eşinden şiddet gören bir kadın ise kurumlara duyduğu güvenin zedelendiğini belirterek yaşadığı olayı anlattı; “Eski eşim uzun yıllar bana şiddet uyguladı. Ayrılmayı, kaçmayı denedim ama yapamadım, bir yol bulamadım. Bir gün televizyonda Özgecan cinayet haberi vardı, eski eşim “Mini etekli o... tekiymiş işte” dedi. “Ne alakası var kızın ne suçu var“ dedim. “Kes sesini, kendileri aranıyor bu tipler, o adamlara hiç birşey olmaz zaten biraz yatar çıkarlar” dedi... İğrendim ondan ama haklı belki de dedim, bu adamlara hiçbir şey olmaz, olan bize olur diye düşündüm.”

Hukuki süreç içerisinde kadınların yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve hukuki haklarıyla ilgili yaşanan bilgi eksikliği nedeniyle sıkıntı yaşayan başka bir kadın yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Polisler ‘bu adam sana nafaka falan vermez zaten işi gücü de yok’ dediler. Başıma bela olur diye uğraşmak da istemedim. En sonunda kızım için destek aldığım bir kurumdan avukat biriken nafaka borçlarımızı almaya beni ikna etti. Bunca yıldır bütün yük benim omuzlarımda, çok yoruldum.” 

 

"Cehenneme geri döndüm"

 

Yeterli destek alamayacağını öğrendiği için şiddetten uzun süre kurtulayan bir başka bir kadın ise şunları anlattı; “Şiddetten kaçıp ailemin yanına geçtikten sonra onların olumsuz tavırlarıyla karşılaştım. Çok üzüldüm beklemiyordum. Hiç param yoktu ve iki çocuğuma da bakmak zorundaydım. Sosyal hizmetler yoksulluk yardımı alabileceğimi söyledi ama neyime yeterdi ki? Eve döneyim dayak yer otururum daha iyi dedim ve o cehenneme geri döndüm. O zaman destek alabilseydim o kadar korkmazdım, hiçbirşey bilmiyormuşum.”

Raporda ayrıca yeterli ve çok yönlü destek alamamanın kadınların ulaştıkları desteklerden fayda sağlayabilmelerinin önünde de engel oluşturduğu vurgulandı.

Şiddete maruz kalan kadın ve çocukların deneyimlerinin gösterdiği bir diğer önemli sonuç ise kadına yönelik şiddet alanında yetki ve sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşların, kadın ve çocuklara karşı önyargılı davrandıkları belirtilirken "Kadın ve çocukları şikâyetçi olmaktan vazgeçirmeye çalıştıkları, önleyici ve koruyucu tedbir kararlarını hayata geçiremedikleri, şiddet uygulayanları durduramadıkları ve cezalandırmadıkları, kadın ve çocukları koruyamadıkları, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında sistematik hak ihlalleri yaptıklarıdır." dendi.

 

Ekonomik şiddet

 

Kadınların yaygın olarak maruz kaldıkları, fakat çoğu zaman adlandıramadıkları bir diğer şiddet biçimi ise ekonomik şiddet. Kadınların %14’ü ekonomik şiddet olarak adlandırılan tutum ve davranışlara maruz kaldıklarını paylaştılar.

Kadının maaşına el koyma, çalışmasına izin vermeme, adına kredi çekip borçlandırdıktan sonra bunu bir tehdit aracı olarak kullanma en yaygın görülen ekonomik şiddet biçimleri oldu.

 

Paylaşılmakta en çok zorlanılan; cinsel şiddet

 

Başvuran kadınların %13’ü ise cinsel şiddete maruz kaldığını paylaştı. Cinsel şiddettin, kadınların paylaşmakta en çok zorlandıkları şiddet biçimi olduğu ifade edildi.

Sığınakta Kalan Kadınların Mor Çatı’ya başvurma nedenleri ve maruz kaldıkları şiddet biçimleri şöyle sıralandı;

• 12 kadın, kocalarından fiziksel, psikolojik, cinsel, dijital, sosyal ve ekonomik şiddet gördükleri için,

• 5 kadın, eski kocalarından fiziksel, psikolojik, cinsel, dijital, ekonomik şiddet gördükleri için,

• 3 kadın, anneleriyle birlikte fiziksel, psikolojik, dijital, sosyal ve ekonomik şiddet gördükleri için,

• 2 kadın, evlilik dışı hamile kaldıkları ve ailelerinden bunu saklamak zorunda oldukları için,

• 2 kadın, abilerinden fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet gördükleri için,

• Bir kadın, nişanlısı tarafından tehdit edildiği için,

• Bir kadın, sevgilisinden fiziksel, psikolojik, cinsel, dijital, sosyal ve ekonomik şiddet gördüğü için,

• 2 kadın, birkaç kez devlet sığınaklarında kaldıkları halde ekonomik olarak yeterince güçlenemedikleri için,

• Bir kadın, bir adamla cinsel ilişkiye girmesinden dolayı ailesi tarafından reddedildiği için,

• Bir kadın, kendisini istismar eden babasını şikâyet ettiğinden dolayı babası ve babasının ailesi tarafından öldürülmekle tehdit edildiği için,

• Bipolar bozukluk tanısı olan bir kadın, ailesi evden attığı için.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet alanında yürürlükte olan yasaların uygulanması, yetki ve sorumlulukların bir yıllık izleme ve değerlendirme amacıyla hazırlanan raporda referans alınan hukuki düzenlemeler şöyle sıralandı;

Avrupa Konseyi Aile İçi Şiddetle ve Kadınlara Yönelik Her Türlü Şiddet ile Mücadele Sözleşmesi (İstanbul Sözleşmesi), Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi (Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women- CEDAW ), 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 Sayılı Kanun), 5231 Sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) ve 4721 Sayılı Medeni Kanun ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu.