Erkeklerin büyük sorunu: Hayat Kadını Sendromu

Erkeklerin büyük sorunu: Hayat Kadını Sendromu
Hayat kadınlarının ağzından çıkan küçümseyici bir söz, erkekte komplekse ve müthiş bir travmaya neden oluyor. Buna ‘Hayat Kadını Sendromu’ deniyor. Hürriyet Pazar’da yer alan haberde HKS Sendromu anlatılıyor: “Seks işçileri toplumun belki de en savunmasız kesimi. Ancak kaderin bir cilvesi olsa gerek, erkeklere karşı ellerinde öyle bir silah var ki, onları can evinden vuruyor. İstedikleri zaman bir erkeği yıkıma sürükleyebiliyor, aile yaşamını bile zehir edecek travma yaşatabiliyorlar. Hayat kadınlarının bu güçleri kendi mesleklerinde bilirkişi olmalarından kaynaklanıyor. Öyle ya, kim iyi, kim kötü, kim daha yetersiz, kiminki küçük, bir tek onlar biliyor, karşılaştırabiliyor. Ağızlarından çıkan küçümseyici bir söz, karşısındaki erkekte komplekse, güvensizliğe, müthiş bir travmaya neden olabiliyor. Buna Hayat Kadını Sendromu deniyor. Mağdurları, psikiyatrların, ürologların kapılarını aşındırıyor. "1.77 boyunda birinin penis boyu ne kadar olur? Sakın bana şununla şunun arasında demeyin! Ya da en fazla 1 santim farkla belirtin. Ayrıca en uzun penis kaç santim? Bu insanların kalıbı nasıl?" Prezervatif markası OK’in danışma hattına yana yakıla bırakılan bu soru, penis boyunun birçok erkek için ne anlam ifade ettiğine güzel bir örnek. Hiçbir anatomik veya fizyolojik sorunu olmadan, kişide kaygı yaratan tek organ penis. Öğrenmek, bilmek istiyorlar. Ne kadar uzunsa o kadar güçlü, gururlu, iktidar sahibi hissediyorlar kendilerini. Boydan fakir bulanlarsa bir o kadar kaygılı, sıkıntılı ve gergin! Penise yönelik alaycı, eleştirel bir söz travma etkisi yaratıyor. Ama travmanın alası hayat kadınından geliyor. Çünkü seks işçileri bilirkişi gibi görülüyor. Aslına bakarsanız penis boyunu sorun eden erkeklerin çoğunluğunun penisleri normal kabul edilen sınırlarda. Ancak bir türlü buna ikna olmuyorlar. Sadece ilk cinsel deneyim için gidenler değil, daha sonraki dönemlerde hakarete uğrayanlar da travma geçiriyor, depresyona giriyor. Doktor doktor dolaştığı halde, "normal" olduğuna inanmayan erkekler, büyütme iddiasındaki çeşit çeşit yöntemden medet umuyor. Neşter altına yatmaktan kaçınmıyor. Genelevden ameliyathaneye Penisin, ereksiyon halindeyken veya gerildiğinde 11-13 santimetre uzunluğunda, 3.5-5 santimetre genişliği-çapında olması normal kabul ediliyor. Basitçe bir internet araştırmasında bile penis büyütme, kalınlaştırmada kullanılan haptan tutun da egzersiz aletlerine kadar çok sayıda yönteme ulaşmak mümkün. Bu yöntemler, takıntılı erkeklere umut verse de sonuçları "çok şey bekleyen erkekler" açısından pek yüz güldürücü değil. Aslına bakarsanız ameliyatlar da öyle. Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Haluk Kulaksızoğlu, "Genelde seks işçileriyle birliktelikleri sırasında penisleriyle ilgili terslenmiş oluyorlar. Ciddi yıkım içindeler. İstediğiniz kadar terapi uygulayın, eninde sonunda kendilerine müdahale yaptırıyorlar" diyor. "Bizim ameliyatla yaptığımız büyütme değil. Penisi ameliyat etmiyoruz. Penisin neredeyse makata kadar içerde uzantısı var. Daha görünür olmasını sağlıyoruz. Operasyonlarla maksimum 3 santimetrelik uzama sağlanabiliyor. Ameliyatlardan sonra hastaların beklentisi ne yazık ki pek karşılanmış olmuyor. Çok fazla beklentisi olan hastaları geri çeviriyoruz. Varsa partnerleriyle de konuşmak istiyoruz. Bazen erkekte sorun olmadığı halde onları küçümseyen partnerlerle karşılaşıyoruz." Kendilerini test ederken travmaya uğruyorlar DOÇ. DR. CEM İNCESU (PSİKİYATRİST) Bazen çiftlerin ortak kararıyla, bazen de eşin haberi olmadan erkekler seks işçisine giderek, cinselliğini test ediyor. Özellikle de sertleşme veya erken boşalma sorunu yaşıyor ve bunu eşiyle çözemiyorsa. Sorunun kendinden mi eşiyle arasındaki ilişkiden mi kaynaklandığını bu yolla ayırmaya çalışıyor. Ancak bu deneyim sırasında hayat kadınının en ufak bir hakaret ya da küçümseme türünden davranışı yıkıcı sonuçlar doğurabiliyor. Erkeğin hayatının 4 döneminde çare hayat kadını Travma genellikle erişkinlik dönemindeki ilk deneyimde yaşanıyor. İkinci dönem ise 20-30’lu yaşlar. Cinsel deneyimi olmayan muhafazakârlar "evlenmeden önce deneyeyim" diyerek gidiyor. Rezil olurum, kaygısıyla evliliklerini erteleyenler az değil. Üçüncü dönem, 30-40’lı yaşlar. Bunlar daha çok cinsel sorunları bulunan ve kendilerini test etmeye çalışan grup. 50 yaşından sonra gidenlerse ağırlıklı olarak eş kaybı gibi nedenlerle hayat kadınıyla olanlar. Onlar da ereksiyon olamama veya penis büyüklüğüyle ilgili küçümseyici ifadelere maruz kalınca "artık yaşlandım, her şey bitti" diyerek depresyona giriyor. Vaka 1: Kızın başını yakma bari 35 yaşındaki öğretmen S.Y. cinsel isteksizlik, sertleşme güçlüğü ve depresif yakınmalarla psikiyatra başvurdu. Evlenme kararı almıştı ama pişmandı. Evliliğini 1 yıl ertelemek istiyordu. Nedeni görüşmelerde ortaya çıktı. Nişanlısıyla sorunu yoktu. Anlaşarak ve isteyerek evlenmeye karar vermişlerdi. Muhafazakârdı, bir ay öncesine kadar hiç cinsel deneyimi olmamıştı. Düğününe 1 ay kala, evlenmeden önce cinsel birleşme deneyimi yaşaması gerektiğine karar verdi. Bir seks işçisiyle birlikte oldu. Öğretmen tahtaya kaldırdığında heyecanlanan öğrenci gibi bir türlü sertleşme sağlayamadı. Bir süre sabreden kadın "Sen bu halde nasıl evleneceksin? Kızın başını yakma bari" deyince yıkıldı. Özgüveni sıfıra indi. Nişanlısından gizledi olup biteni. Ama uyuyamaz, düşünemez hale geldi. Kendi kendine baş edemeyince psikiyatra danıştı. Tedavisi üç ay sürdü. Planladıklarından 3 ay daha geç evlendi. Vaka 2: Zaten bamya kadar Şimdi 45 yaşında olan CO, 15 yaşındayken "milli olması" için mahalleden abileri tarafından o dönem Beyoğlu’nda bulunan randevuevlerinden birine götürüldü. Odaya girdiğinde kadın soyunmuş, uzanmış, ağzında sakız, dönemin dergilerinden birini okuyordu. "Sen kimsin?" dedi. CO, "parasını verdim geldim" diye yanıtladı. Kadın, "iyi de sen çocuksun. Çocuk mu emzireceğiz? Hadi soyun" dedi. CO sadece pantolonunu indirdi. "İndir lan külodu da" talimatı verdi kadın. İndirdi. Hiçbir hareket yoktu. "Yok mu bir şey?" diye sordu bu kez. CO, "Yok!" dedi. Kadın buna karşılık, "S...tir git, zaten bamya kadar" dedi. Odadan çıktı. Arkadaşlarına verdiği raporda, "mükemmeldi" dedi ama bu travmayı atlatması uzun zaman aldı.”