Erken Seçim 2018: HDP'nin stratejisi ne olacak?

Erken Seçim 2018: HDP'nin stratejisi ne olacak?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, perşembe günü İzmir ve Mersin'de katıldıkları etkinliklerle seçim çalışmalarını başlattı. HDP'nin aday seçimi, ittifaklar ve ikinci tura kalınması durumundaki tavrının 24 Haziran seçimlerinin sonuçlarında önemli etkisi olacak.

BBC Türkçe'ye konuşan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, partisinin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili adaylık kararını gelecek hafta içi kamuoyuna açıklayacağını belirtti. Oluç, şu anki kararlarının seçimlere kendi adaylarıyla girmek olası bir ikinci turda ise muhalefetin adayını demokratik ilkeler bağlamında değerlendirmek olduğunu söylüyor.

Aday çıkarma konusunda karar değişikliği olup olmayacağına dair Oluç, "Bizim şu andaki karar budur ama diyelim ki yepyeni bir durum ortaya çıktı ve bunun tartışılma ihtiyacı var. Bizim yetkili kurullarımız oturur bunu tartışır" diyor.

Demirtaş aday olacak mı?

Peki, kararda değişiklik olmazsa aday nasıl belirlenecek? Hangi isimler telaffuz ediliyor?

Bu konuda 2014 Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaptıkları gibi, parti bileşenlerinden sendikalara, meslek örgütlerinden yöre derneklerine geniş bir çerçevede görüşmeler yürüttüklerini, havuzdaki isimlerden birinin buna göre seçileceğini söylüyor. Havuzdaki isimlerle ilgili bilgi vermenin doğru olmayacağını ancak bunun birkaç kişi olduğunu belirtiyor Oruç.

HDP'nin tutuklu eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş kamuoyunda ismi adaylık için tartışılan isimler arasında. Oluç, havuzda Demirtaş'ın isminin var olup olmadığını bu aşamada söyleyemeyeceğini ancak 'herkesin gönlünden geçenin Demirtaş olduğunu' belirtiyor:

"Demirtaş geçen dönem bizim eş genel başkanımız, geçen seçimlerde Cumhurbaşkanı adayımızdır. Şu anda Parti Meclisi üyemizdir. Demirtaş herkesin aklından, yüreğinden geçen bir isimdir. Üstelik mağdur vaziyettedir, şu anda cezaevindedir, haksız yere tutulmaktadır. Ama ismi havuzdadır desem de değildir desem de doğru olmaz. Elbette ki herkesin gönlünden geçen odur ama koşullar uygun mudur, bunlara biraz daha bakmamız gerekiyor."

"Önemli olan, isimlerden ziyade asgari demokrasi ilkeleri"

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, adayları kim olursa olsun 24 Haziran'da tıpkı 7 Haziran 2015'te olduğu gibi kapsayıcı bir kampanya yürüteceklerini söylüyor:

"Kampanyanın, bizim kendimize ait olan kavramları ya da hedefleri dile getirmekten çok asgari, herkesin üzerinde buluşabileceği bir demokratik zemin neyse bunun üzerinde şekillenmesini istiyoruz."

Oluç, olası bir ittifak veya seçimlerin ikinci tura kaldıklarında nasıl bir politika izleyeceklerini diğer adayların belirleyeceğini söylüyor.

"Bizim için şu an için önemli olan, isimlerden ziyade asgari demokrasi ilkeleri. İkinci tura kalacak olanlar bu var olan sistemi devam ettirecekler mi, ettirmeyecekler mi bunun açıklanması gerekiyor. Bunu açıklanırsa çok asgari bir zeminde bir demokrasi tarifi yapılmış olunur diye düşünüyoruz. Adayların genel olarak demokrasiyi savunması bizim için yeterli bir kriterdir."

Seçim ikinci tura kalırsa HDP Akşener'i destekler mi?

HDP'nin, özellikle CHP'nin adayının kim olacağını son derece önemsediği anlaşılıyor. Oruç, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığıyla ilgili anlayışın tekrarlanmaması gerektiğini söylüyor:

"Cumhuriyet Halk Partisi'nin ne yapmak istediğini göremiyoruz. Toplumun önüne yeniden bir Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir adaylık perspektifiyle mi gelecekler yoksa hakikaten demokrat bir adayla mı çıkılacak, bunlara bakmak gerekiyor."

Peki HDP, seçimlerin ikinci tura kalması ve ikinci adayın Meral Akşener'in olması durumundan nasıl bir tavır alır? Oluç, Akşener'in henüz resmen aday olmadığı için bu konuda yorum yapmayacağını ancak isimlerden ziyade genel demokrasi ilkelerine bakacağını söylüyor.

"Destekleriz" demezken kesin bir dille "Desteklemeyiz" demeyi de tercih etmiyor Oluç. Oluç, şu sıralar ittifak konusunda herhangi bir sağ partiyle görüşmediklerini ancak seçim güvenliği konusunda sağ partilerle de görüşebileceğini belirtiyor.

"Erdoğan yine gidecektir, Kürt illerinde 'Kürt kardeşlerim' diye konuşacaktır"

Son dönemde bazı siyasi açıklama ve iddialar, sosyal medyada çözüm sürecinin yeniden başlaması gizli görüşmelerin yürütülüp yürütülmediğine dair bir tartışmaya neden oldu.

Oruç, hükümetten kendilerine bu konuda hiçbir görüşme talebi gelmediğini belirtiyor. Kürt seçmende AKP'den uzaklaşma eğilimi olduğunu öne süren Oruç, bu söylentilerin de Kürt seçmenden oy almak için bilinçli olarak çıkartıldığı kanısında:

"AKP acaba kafa karıştıracak, ortalığı bulandıracak ne yapabiliriz diye düşünüyor. Bunlar, onların ortaya çıkardıkları laflar. 'Aslında biz yeniden çözüm süreci olabilir mi alttan görüşme yapıyoruz' vs.

"Eminim Tayyip Erdoğan da yine gidecektir, Kürt illerinde 'Kürt kardeşlerim' diye konuşacaktır. Tamamen oy avcılığı, başka hiçbir şey değil. Biz bunun olacağını da biliyorduk. Şu anda ne bir görüşme ne de teklif var."