Karaman’ın Ermenek ilçesinde 2014 yılı Ekim ayında 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili davada skandal bir karar çıktı. 15 gün önce tahliye talebi reddedilen Ermenek Cenne Linyit Kömürü Şirketi sahibi Abdullah Özbey, mahkeme heyeti üyelerinden birinin değişmesinin ardından oy çokluğu ile tahliye edildi. Karara tepki gösteren madenci ailelerinin avukatlarından Gülşen Uzuner, Özbey’in avukatlarının hükümete atıfta bulunarak yaptığı talebe dikkat çekerek “Tahliyenin hiçbir hukuki gerekçesi yok. Dilekçelerden de anladığımız politik gerekçeleri var” dedi.
Abdullah Özbey’in avukatları ilk olarak 20 Nisan’da tahliye talebinde bulundu. Bu talebi değerlendiren mahkeme heyeti, “sanıklar Abdullah Özbey, Ali Kurt ve Saffet Uyar’ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamından somut olguların bulunması, tanık beyanları, dosyada yer alan bilirkişi raporları ile dosyanın geldiği aşama göz önüne alındığında sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı, meydana gelen neticenin ağırlığı, ölen kişi sayısı, atılı suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı gözetildiğinde kaçma şüphesi olması bu nedenle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı hep birlikte değerlendirilerek, sanık Abdullah Özbey tahliye talebinin reddi ile sanıklar Abdullah Özbey, Ali Kurt ve Saffet Uyar’ın tutukluluk hallerinin devamına” karar verdi.
Ancak karardan 15 gün sonra aynı talep yeniden gündeme getirildi. Abdullah Özbey’in avukatı Tevfik Buğdaycı 3 Mayıs’ta verdiği dilekçede torba kanun sonrası madenin kapalı kaldığını hatırlattı. Bunun üzerine ülkeyi yöneten siyasi iktidarın “iflas eden maden ocaklarının yeniden açılmasını sağlanması ve madencilerin işsiz kalmasını önlemek için” yer altı madenlerinde maliyet artışlarının karşılanması için destek verilmesine ilişkin düzenleme yaptığını belirten Buğdaycı, “sadece bu düzenlemenin bile dava konusu olay ile ilgili mahkemeye bir fikir verdiğini” ileri sürdü. Müvekkilinin hiçbir suçu yokken 2 yıl tutuklu kaldığını iddia eden Buğdacı, Ergenekon davasını örnek gösterdi. Dilekçeyi değerlendiren mahkeme heyeti, önceki gün mahkeme başkanının itirazına rağmen 15 gün önce verdiği kararın tam aksi olarak “tutukluluğun devamının bu aşamada ölçülü olmayacağı” iddiası ile Özbey’in adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verdi. Bu karara itiraz eden mahkeme heyeti başkanı ise şu şehri düştü: “Sanık Abdullah Özbey’in üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, dosya kapsamından somut olguların bulunması, tanık beyanları, dosyada yer alan bilirkişi raporları ile dosyanın geldiği aşama göz önüne alındığında sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı, meydana gelen neticenin ağırlığı, ölen kişi sayısı, atılı suç için kanunda öngörülen cezanın alt ve üst sınırı gözetildiğinde kaçma şüphesi olması bu nedenle adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağı değerlendirilerek, sanık Abdullah Özbey’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesi görüşü ile sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum."
Kararı Evrensel'den Muzaffer Özkurt'a değerlendiren madenci ailelerinin avukatlarından Gülşen Uzuner, güçlü şüphe ve atılı suçun alt sınırı dikkate alındığında sanıkların tutuklu yargılanması gerektiğini söyledi. Davada yakalanamayan bir sanık olduğunu hatırlatan Uzuner, “Bu kişi, yani maden mühendisi bile halen bulunamadı. Peki patron kaçarsa nasıl bulunacak? Oluşturabileceği baskı nasıl ortadan kaldırabileceğimizi anlayamadık” dedi. “15 günde ne değişti de tahliye kararı verildi?” diyen Uzuner, şöyle devam etti: “Bu arada ne değişmiş olabilir. Kararı veren heyette bir üye değişmiş. Başkanın görüşü azınlıkta kalmış. Dilekçe böyle işleme konmuş. Yani tam bir hukuk garabeti.” Bu kararla iş cinayeti davalarının sorumlularının serbest kalmasının önünün açıldığına dikkat çeken Uzuner, “‘Kusurlu da davranabilirler, bizim açımızdan sorun yok. Çünkü para kazanıyorlar’ demektir. Bundan sonra sonra nasıl yargılayacaklar? Ailelerle alay etme anlamına geliyor” diye konuştu. Ermenek davasında yaşanan bu durumun diğer iş cinayeti davalarına da olumsuz etki edeceğini kaydeden Uzuner, patron avukatının verdiği dilekçedeki hükümete atıfta bulunan bölümlere dikkat çekerek “Verilen karar ne tutukluluk kıstaslarını karşılıyor, ne de dosyanın somut durumunu karşılıyor. Tahliyenin hiçbir hukuki gerekçesi yok. Dilekçelerden anladığımız politik gerekçeleri var” dedi.
Ermenek Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada hazırlanan iddianamede yer alan tutuklu sanıklar; Has Şekerler Madencilik Şirketi sahibi Saffet Uyar, Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi Müdürü ve hissedarı Abdullah Özbey ve aynı şirketin teknik nezaretçisi Ali Kurt ile tutuksuz sanıklar Ermenek Cenne Linyit Madencilik şirketi işletme müdürü Mehmet Zeybek ve Has Şekerler Madencilik şirketinin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy’un da bulunduğu 14 sanık hakkında ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak’ suçundan 20-25 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Yapılan duruşmalar sonrasında tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Yavuz Özsoy hakkında yeniden yakalama kararı çıktı. Ancak Özsoy, halen yakalanamadı.