Cengiz Özdemir
http://kulturistanbul.blogspot.com/Yaşamı bir trajedi ile başlayıp yine bir trajedi ile sona eren Ressam Arshile Gorky 20. yüzyıl Amerikan resminin en önemli figürlerinden biri olmayı başarmış Van doğumlu bir Ermeni'dir. 15 Nisan 1904 tarihinde Van'ın Khorkom köyünde doğduğu zaman kilise defterindeki adı Vostorik Manuk Adoyan'dı. Henüz 6 yaşındayken babası çalışmak için karısı ve çocuklarını geride bırakarak Amerika'ya göçer. 11 yaşına geldiğinde ise bugün Büyük Felaket diye anılan olaylar nedeniyle annesi ve kızkardeşleriyle birlikte Yerevan (Erivan) a göçetmek zorunda kalır. Ancak felaketler peşlerini bırakmaz. Erivan'da inanılmaz sıkıntılar yaşarlar ve annesi henüz 15 yaşında olan Vostorig'in kucağında açlıktan ölür.
(Arshile Gorky-1933)Daha sonra 9 ay süren bir yolculuktan sonra kardeşi Hartuş ile birlikte NewYork'un Ellis adasına ulaşırlar. Artık Amerika'da, babasının yanındadır. Yıl:1920. Amerika'da kendini büyük bir sevgi beslediği yazar Maksim Gorky'nin akrabası Arshile (Aşil) Gorky olarak tanıtır. Kendine neden mitolojideki Aşil ismini seçtiğine ayrıca döneceğiz.1922’de Boston’da “New School of Design” adlı bir akademiye girer, sonra asistanlık yapmaya başlar. Burada Mark Rothko gibi ileride Amerikan resminin önemli temsilcilerine hocalık ta yapar.Gorky hayatının hiç bir döneminde yaşadığı felaketleri resimlerine yansıtmadı. Bu trajedileri tamamen içselleştirmişti. 1930 larda o dönemin pekçok ressamı gibi acınacak derecede yoksuldu. 1920'li yıllarda Picasso, Miro, Matisse, Post-Empresyonizm ve Cezanne'a çok öykünmesine rağmen 1940 lara doğru kendi çizgisini yakalamış, özellikle 1942-45 yılları arasında New York sanat ortamının lideri olmuştur. Kendi özgün çizgisini yakaladığı bu dönem onun hayatının da en mutlu yıllarıydı. Bir çok sanat eleştirmeni soyut dışavurumculuğun başlangıcını Jackson Pollock'a değil, Arshile Gorky'e bağlarlar.Ancak hayatının bu en verimli yılları üst-üste gelen felaketlerle kesintiye uğrar. Önce atölyesi yanar, sonra kanser olduğunu öğrenir ve nihayet bir trafik kazası geçirerek resim yaptığı sağ elini yaralar ve felç geçirir. Nihayetinde 1948 yılında henüz 44 yaşındayken kendini asar ve çok sevdiği annesine kavuşur.1912 yılında henüz 7 yaşında iken babasına yollanmak üzere annesiyle çektirdiği bir fotoğraf vardır. Bu fotoğraftan yola çıkarak yaptığı iki resim onun annesi ile ilgili duygularını çok iyi yansıtır. Bir söyleşisinde şöyle anlatıyor bu ilişkiyi: Resim yaptığım zaman sık sık kendime öyküler anlatırım. Yaptığım resimle alakası olmayan öyküler. Annemin uzun önlüğüne yüzümü kapatıp gözlerimi yumduğumda pek çok öykü dinlerdim ondan. Portresinde gördüğümüz gibi uzun beya bir önlüğü vardı. Bir de işlemeli önlüğü vardı. anlattığı öyküler ve önlüğündeki işlemeler kafamda sık sık birbirine karışırdı. Tüm hayatım boyunca annemin anlattığı öyküler ve önlüğündeki işlemeler belleğime resim olarak sökün etmiştir."
(1912'de Annesiyle çektirdiği fotograf)Bu resimden yola çıkarak yaptığı "Sanatçı ve Annesi" adlı resime 1926 yılında başlamış ve asla bitirmemiştir. Yine aynı söyleşide bu durumla ilgili şunları söylüyor: "Birşey bittiği zaman ölmüş demektir. Ben sonsuzluğa inanırım. Hiç bir zaman bir resmi tamamlamam" Gorky ölümünü asla kabullenemediği annesini bitirmediği bir resminde sürekli yaşatmaya çalışmıştır.
(Sanatçı ve Annesi , c. 1926-c. 1948, Ailsa Mellon Bruce Fonu)Resimde eller yarım bırakılmış, ayrıca fotoğrafta Arshile elinde yer alan çiçekler de silinmiştir adeta. O bitmemişlik duygusu ve melankoli tüm resme hakimdir. Arshile Gorky'nin sadece bu resimde çocukluğunda yaşadığı büyük felaketin izlerini yansıttığını görebiliriz. Bu resim dışında hiçbir zaman bu trajediyi resimlerine yansıtmamış, adeta içselleştirmiştir. Tıpkı ismini aldığı mitolojideki Aşil gibi annesi tarafından ölümsüzlük verilmiş bir kişi olmak istemiştir. Acılarını içine gömmüş ve Aşil gibi sağlam ve dayanıklı olmayı denemiştir. Ama onun tek zayıf yanı (topuğu) yine çocukluğundaki anıları olmuş, annesine duyduğu sevgisi onu hiç yalnız bırakmamıştır.
(Sürrealist Şair Andre Breton'la-1945)Geçen yıl Mayıs ayında Tate galeride büyük bir retrospektif sergisi gerçekleşen bu büyük sanatçıyı "Büyük Felaket" in yıldönümünde saygıyla anıyorum...