Ermeni şehidin babası 'kaza', annesi 'kaza değil' diyor

Ermeni şehidin babası 'kaza', annesi 'kaza değil' diyor

T24- 24 yaşındaki Ermeni er Er Sevag Şahin Balıkçı'nın 1915 olaylarının yıldönümünde arkadaşıyla "şakalaşırken" hayatını kaybetmesi üzerine baba Garabet Balıkçı “Oğlumu şehit olarak görmüyorum. Bir şehit kaza kurşunuyla ölmez” derken, anne Ani Balıkçı "Oğlum karnından vurulmuş. Böyle kaza olmaz" dedi.

Er Sevag Şahin Balıkçı, "Ermeni Soykırımı"nın yıldönümü 24 Nisan'da arkadaşının kurşunuyla hayatını kaybetti. Radikal ve Taraf gazetesi, yaşananları vefat eden erin babası Garabet Balıkçı'nın “Oğlumu şehit olarak görmüyorum. Bir şehit kaza kurşunuyla ölmez” ifadesinden yola çıkarak ailenin yaşananları "kaza" olarak gördüğünü ve ölümün "araştırılmasını istediklerini" yazdı. Ancak, HaberTürk'te yayımlanan Tülay Şubatlı imzalı haberde anne Sevag Şahin Balıkçı'nın "Ben oğlumu orduya emanet ettim ama onlar emanetimi koruyamadılar. Oğlumun ölümünün araştırılmasını istiyorum. Tel örgü çekerlerken asker arkadaşı silahını doldur- boşalt yapıyormuş. O sırada oğlum karnından vurulmuş. Böyle kaza olmaz" ifadesi yer aldı.

İsmail Saymaz'ın Radikal gazetesinde yayımlanan (26 nisan 2011) haberi şöyle:Askerde acı tesadüf: Sevag 24 Nisan'da can verdi Askerlik görevinin bitimine 23 gün kalan er Sevag Şahin Balıkçı, iddiaya göre, şakalaştığı yakın arkadaşının silahından çıkan kurşunla şehit oldu. Yakınları Sevag’ın, ‘Ermeni katliamı’nın yıldönümü olan 24 Nisan’da şehit oluşunu “Kötü bir tesadüf” diye yorumladı. Baba Garabet Balıkçı “Oğlumu şehit olarak görmüyorum. Bir şehit kaza kurşunuyla ölmez” dedi. Aile, ölümün araştırılmasını da istedi.

Sevag Şahin Balıkçı, Kınalı-ada’nın sevilen gençlerindendi. Annesi Ani, adanın ihtiyar heyetindeydi. Babası Garbis ise Kapalıçarşı’nın tanınan kuyumcuları arasındaydı. Sevag, Yıldız Teknik Üniversitesi Seramik Bölümü’nü bitirdikten sonra askerlik görevine başladı. Usta birliği için Batman Kozluk’a bağlı Gümüşörgü Karakolu’na gitti. Geçen 1 Nisan doğum günüydü. Görevinin bitimine sayılı günler kalmıştı. 17 Mayıs’ta evine dönecekti.

Eniştesi Murat Şant Özder’in anlatımına göre Sevag’ın birliğini çevreleyen çitler sel dolayısıyla zarar gördü. Önceki gün, 24 Nisan’da verilen ilk emir, çitlerin onarılması oldu. Saat 08.00 sularıydı. Sevag ile yakın arkadaşı olan asker, onarım yapan arkadaşlarının güvenliğini almakla sorumlu kılındı. Askeri yetkililerin aileye verdiği bilgiye göre iki asker arasında şakalaşma başladı. Bir anda arkadaşının silahı patladı ve karnına kurşun isabet eden Sevag şehit oldu.

İsmi açıklanmayan er tutuklanırken askeri yetkililer ölümü haber vermek için harekete geçti. Ancak Sevag’ın ailesi üç hafta önce Şişli’den Kadıköy’e taşındığı ve askerde ilk evin adresi bulunduğundan, bu bilgi ilk elden ulaştırılamadı. Saatler sonra haber ajanslarına düştü. Aile, oğullarının ölümünü internetten öğrendi.

Askerin cenazesi dün Diyarbakır’dan askeri törenle İstanbul’a uğurlandı. Sevag’ın eniştesi Özder, iddia edildiği gibi kaza ihtimali üzerinde durduklarını belirtti. Ölümün 24 Nisan’a denk gelişini “kötü bir tesadüf ve şanssızlık” diye nitelendiren Özder, kasıt aramadıklarını ve 24 Nisan ile ilişki kurmadıklarını kaydedip “Manipüle edilmesini istemiyoruz” dedi. Özden, Sevag’ı da “Antipati uyandıracak biri değil” diye anlattı.

Özder, Sevag’ın, kendisini vuran askerle yakın arkadaş olduğunu, hatta bir gece önce çiğ köfte partisi yaptıklarını belirtti. Özder, ifade tutanakları ve otopsi raporu ellerine ulaşınca hukukçularca inceleteceklerini belirtti. Özder, inceleme için Batman’a gideceklerini ve askeri yetkililerin kolaylık sağlama sözü verdiklerini ekledi. Genelkurmay dün bir binbaşıyı taziye ve diğer işlemleri bildirmesi için görevlendirerek, eve gönderdi. Yetkililer, Feriköy’deki kilisede yapılacak cenazede askeri tören önerdi, ancak aile reddetti.

Genelkurmay inceliyor

Genelkurmay kaynakları ise savcılığın olaya el koyduğunu, idari ve adli incelemenin başlatıldığını söyledi. Bu aşamada açıklama yapılmayacağını söyleyen kaynaklar, incelemenin sonucunun beklenmesi gerektiğini ifade etti.

Tülay Şubatlı'nın HaberTürk'te yayımlanan (26 Nisan 2011) haberin ilgili kısmı ise şöyle: 

24 Nisan şehidine isyan 'Ölümü tesadüf olamaz'

HaberTürk'e konuşan ane Ani Balıkçı, oğlunun kaza kurşunuyla öldüğüne inanmıyor: "Oğlumun ölümünün araştırılmasını istiyorum. Tel örgü çekerlerken asker arkadaşı silahını doldur- boşalt yapıyormuş. O sırada oğlum karnından vurulmuş. Böyle kaza olmaz."

Oğlunun Ermeni kimliğinden ötürü askerde herhangi bir sıkıntı çekmediğini belirten anne Balıkçı şöyle konuştu: "Biz ayrıımcılık yapmıyoruz ama ölümünün 24 Nisan'a denk gelmesi nasıl bir tesadüf? Biz Ermeni Müslüman ayrımını bilmeyiz. Ailemin yarısı Müslüman. Biz Hrant ile aynı fikirde insanlarız. İnsanlık, kardeşlik istiyoruz. Pazar günü paskalyamız vardı. Oğluma arkadaşlarıyla paylaşsın diye iki koli Paskalya çöreği gönderdim. Cumartesi günü kolilerden birini almış. Ertesi gün oğlumun ölüm haberini eve gelen askerler haber verdi. Onlara bir gavur daha gitti öyle mi dedim. Yok öyle bir şey dediler." 24 Nisan'da Ermeni şehit Sevag’ın eniştesi Murat Şant Özder, Taraf gazetesine de konuştu. Tuncer Köseoğlu'nun (26 Nisan 2011) haberinin ilgili kısmı şöyle:

Sevag’ın eniştesi olayın kaza olduğuna inandıklarını vurgulayarak, “Bize verilen bilgiye göre, yakın arkadaşıyla şakalaşırken bu acı olay oldu. Askerlerin Sevag ile şakalaştığını söyledikleri kişi oğlumuzun en yakın arkadaşıydı. O gece zaten birlikte çiğ köfte yoğurup arkadaşlarıyla eğlenerek yemişler. Sevag bunları telefon ederek ailesine anlattı. Ayrıca olaydan sonra askerler bize çok yardımcı oldu. Askeriye de zaten Ermeni gençlerine karşı pozitif ayrımcılık vardır. Ben de askere gittim aksine komutanlardan hep ilgi alaka gördüm. Sevag’ın otopsi raporu henüz elimize ulaşmadı. Bu rapordan sonra bir şey söylemek mümkün. Sevag’ın kaza kurşunuyla öldüğüne inanıyoruz” dedi.