Ermeni Cemaati’nin en zengin vakıflarından Beyoğlu Üç Horan Kilisesi Vakfı Yönetim Kurulu seçimlerine, tarafların birbirlerine yönelik suçlamaları ve eylemleri damga vurdu. Hürriyet gazetesinden Aslı Sözbilir’in haberine göre; mülkleri arasında tarihi Tokatlıyan Han’ın da bulunduğu vakfın yönetim kurulu seçiminde, iktidardaki yönetimin, muhalif grubu "Bunlar Ermeni değil Kürt" diye suçladığı, bir seçim kurulu üyesinin karşıtlarına ’biber gazı’ sıktığı öne sürüldü. Sadece Beyoğlu’ndaki cemaatin oy kullanabileceği seçime "otobüslerle başka ilçelerden seçmen taşındığı" iddiasını inceleyen Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), "seçim yenilensin" kararı aldı. Beyaz listeye karşı sarı listeli seçim Israrlı aramalarımıza rağmen Vakıf yönetimi cevap hakkını kullanmazken, iddiaya göre, Üç Horan Kilisesi’nde yapılan seçimler öncesi ve sırasında şunlar yaşandı: Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı’nın 25 yıldır yöneten Apik Hayrabetyan (85) başkanlığındaki ekip, 22 Mart’ta yapılan seçimlere, 4 yeni isimle oluşturdukları "Beyaz Liste" ile girdi. Beyoğlu civarında 400’ün üzerinde tapusu bulunan vakfın kötü yönetildiğini, cemaate karşı şeffaf olunmadığını ve mülklerden yeterli gelir elde edilmediğini savunan muhalif ekip de, Murat Beştepe başkanlığındaki "Sarı Liste"yle yola çıktı. ’Beyaz Ermeni’ suçlaması taşıma seçmen iddiası Aralarında Doğu Anadolu’dan İstanbul’a en son göçen Sasonlu Ermenilerin de bulunduğu ’Sarı Liste’ adayları, Beyoğlu’nda kapı kapı dolaşarak kaynakların doğru kullanılması halinde fakir ailelelere dağıtılan yardımın artırılabileceğini, cemaatin sıkıntı çeken diğer vakıflarına yardım edilebileceğini söyledi. Beyaz Liste üyeleri ise, Sarı Liste adaylarının yeterli yönetim tecrübesi bulunmadığı, listedeki çoğu ismin "İstanbul Ermenisi" olmadığı, Ermenice bilmedikleri ve aslında Kürt kökenli oldukları yönünde propaganda yaptı. Bu nedenle cemaatte "Beyaz Ermeni" polemiği başlarken, iki liste arasında bir de "taşıma seçmen" tartışması çıktı. Hayatta olmayan 4 bin kişi seçmen mi yazıldı Vakıflar Yönetmeliği’ne göre, seçim listesine sadece Beyoğlu’nda yaşayan 18 yaş üstü Gregoryen Ermenilerin kaydedilmesi gerekiyordu. Sarı liste üyeleri, ilçede en fazla 550 seçmen tespit edildiğini, buna rağmen seçmen listesinde çoğu şu anda hayatta olmayan 4 bin kişinin gözüktüğünü, Samatya, Yeşilköy, Bakırköy gibi uzak ilçelerden isimlerin listeye alındığı uyarısında bulundu. Aynı iddiaları Beyaz Liste de karşı taraf için dile getirdi. 20 Mart’ta seçim listelerinin askıdan indirilmesine 10 dakika kala, "Sarı Liste adaylarının bazı belgelerinin eksik olması nedeniyle seçime giremeyecekleri" kararını kilise avlusuna astı. Biber gazlı müdahaleyi araya giren polis önledi Sarı Liste adayları karara tepki gösterince, Seçim Tertip Heyeti üyelerinden biri cebinden çıkardığı biber gazını üzerlerine sıktı. Çıkan arbedeyi polis engelledi. Üç Horan Kilisesi’nde 22 Mart’ta gerçekleşen seçimlerde, Beyaz Liste 1037 geçerli oyun 663’ünü alarak yeniden vakfın yönetimine seçildi. Sarı Liste ise 374 oy toplayabildi. Seçimin ardından, Sarı Liste adayları 30’a yakın belgeyle İstanbul Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvuruda bulunarak seçimlerin geçersiz sayılmasını talep etti. VGM, vakfın "dar bölge seçimi" kararına rağmen, seçimde İstanbul genelinden oy kullanıldığını tespit ederek iptal kararı aldı. 'Ermenilerin çoğu beyaz Türkleşti' AGOS Gazetesi yazarı Rober Koptaş, 27 Mart 2009’da kaleme aldığı "Beyoğlu’nda mücadele yeni başlıyor" yazısında, özetle seçimle ilgili şunları söyledi: "..Sarı Liste’deki Sasonlu adaylara yönelen ve onları Kürtlükle ’aşağıladığını’ sanan fukara zihinler hakkında söylenecek çok fazla şey yok. Irkçılık ne yazık ki mağdurlarını da pençesine alabilen, hastalıklı bir ideoloji. (...)" Koptaş, 10 Nisan 2009 tarihli "Beyaztürkleşen Ermeniler" yazısında da, 29 Mart yerel seçimlerinde tahminlerin aksine İstanbul’da Ermenilerin AKP’ye karşı CHP’de birleştiğini söyleyerek, şu tespiti yaptı: "Manzarayı ’Ermenilerin Beyaztürkleşmesi’ olarak değerlendirmek mümkün. Ermeni toplumunun önemli bir kesimi, oylarını, bu kez, uğradığı haksızlıkların baş müsebbibi olan devletçi geleneğine verdi. Bu durum, Ermeniler hakkında bir şeyler anlatıyor elbette bize; hiç değilse, Beyoğlu Üç Horan Vakfı seçimleri sırasında, yabancı olana karşı gösterilen ’şehirli-modern’ tepkiyi daha iyi anlamamızı sağlıyor."