Ermeni vakıflarına 'el koyma hikayeleri'

Ermeni vakıflarına 'el koyma hikayeleri'

 

Hrant Dink Vakfı, İstanbul’daki Ermeni vakıflarının devlet uygulamaları nedeniyle yaşadığı mülkiyet sorunlarını ele alan ‘2012 Beyannamesi: İstanbul Ermeni Vakıflarının El Konan Mülkleri’ başlıklı kitap yayımlandı. Kitap, sorunu tarihsel ve hukuki yönleriyle ele alıp, İstanbul’daki Ermeni vakıflarının el konan taşınmazlarının kapsamlı bir envanterini çıkararak, istatistiksel analizler sunarak ve meselenin insani-sosyal boyutunu ortaya koyarak, onlarca yıldır yaşanan hak gaspının resmini çizmeyi amaçlıyor. 
Çalışma, sorunun sadece ‘mal-mülk talebi’ değil, kültürel varlığın sürdürülebilirliği sorunu olduğunun anlaşılmasını ve ülkede demokratik hakların tesisi yönünde katkı sunmayı hedefliyor. İstanbul’daki Ermeni vakıflarının el konan mülkleriyle ilgili bilgiler, kitabın yanı sıra, www.istanbulermenivakiflari.org adresinden paylaşılacak.
Çalışma kapsamında, vakıfların özellikle 1913 ve 1936 beyannamelerinde listelenen ve daha sonraki dönemlerde edinilen mülklerle ilgili, vasiyetten kira kontratına, vergi makbuzundan tapu senedine kadar, ulaşılan tüm belgeleri incelendi. Her bir vakıf için, taşınmazlarının listesi oluşturuldu ve bunların güncel kadastro haritasındaki yerleri tespit edilmeye çalışıldı. Söz konusu taşınmazların halen hangi amaçla kullanıldıkları, malikleri, tapu geçmişleri, ait oldukları vakıfların mülkiyetinden nasıl ve ne zaman çıktıkları belirlendi.
Kitapta, “El Koyma Hikâyeleri” başlıklı ikinci bölümde, yaşanmış beş el koyma olayı derinlemesine inceleniyor. Bunlar, Boğaziçi Köprüsü’nün yapım aşamasında Halıcıoğlu Mahallesi’nden Kalfayan kurumlarının tümüyle yok oluşu; kendi satın aldıkları mülkte yıllarca kiracı olarak faaliyet göstermek zorunda kalan Bomonti Mıhitaryan İlkokulu’nun hikâyesi; Ermeni toplumunda nadir rastlanan hukuk mücadelelerine bir örnek olarak İstiklal Caddesi’ndeki bir binanın geri alınma süreci; mazbutaya alınarak tasarrufu tamamıyla Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne geçmiş olan Kasımpaşa Surp Hagop Kilisesi Vakfı ve Ortaköy’de kaderine terk edilmiş tarihi Andonyan Manastırı’nın hikâyesidir. Türkiye kamuoyunda, Ermeni vakıflarının mülkiyet sorunu dendiğinde akla ilk gelen örnek olan Tuzla Çocuk Kampı’na el konmasının hikâyesi de bu bölümde yer alıyor.
Araştırma kapsamında, İstanbul’daki 53 Ermeni vakfın yıllar içerisinde toplam 1,328 adet taşınmaz edindiği tespit edildi. Bunlardan 580 taşınmaz mülkiyet sorunu yaşamamıştır. 661 adet taşınmaza ise değişik sebeplerle el konmuştur. 1,328 taşınmazdan 87 tanesinin akıbeti tespit edilemedi; yani mülkiyet sorunu yaşayıp yaşamadığını bilinmiyor.