Türkiye ile Ermenistan arasındaki tarihi imzaya iki gün kala, iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmeyi içeren protokolün nerede imzalanacağına dair ayrıntılar belli olmaya başladı.Tarihi protokolün son anda bir değişiklik olmadığı takdirde Zürih'in 176 yıllık üniversitesinde imzalanması bekleniyor. Zürih Üniversitesi'nde bir aksilik olduğu takdirde imza törenin üniversite yakınındaki bir otelde yapılma ihtimali de bulunuyor. Hürriyet gazetesinin haberine göre, Türk diplomatik kaynaklar Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Edward Nalbantyan'ın 10 Ekim cumartesi günü imza atacağı törenle ilgili, "İmza yerini belirlemede inisiyatif tamamen iki ülkeye arabuluculuk eden İsviçre'de. Yer konusunda öncelik Zürih Üniversitesi’nde” dediler.Büyükelçi geldiBu arada bir süre önce yayınlanan büyükelçi kararnamesiyle AB Genel Sekreterliği görevinden İsviçre’nin başkenti Bern’e Türkiye Cumhuriyeti’nin büyükelçisi olarak atanan Oğuz Demiralp de Türk tarafının imza töreniyle ilgili hazırlıklarını tamamlamak üzere bu akşam saatlerinde İsviçre’ye geldi.Churchill'in tarihi konuşmayı yaptığı üniversite1833 yılında kurulmuş Zürih Üniversitesi'nin tarihinde birçok önemli olay bulunuyor. İkinci Dünya Savaşı sonrası Winston Churchill 1946 yılında, özgür ve bağımsız Avrupa'nın önemine bu üniversitede yaptığı konuşmada yer verdi. Churchill o dönem Sovyetler Birliği'nin Doğu Avrupa'yı hegemonyası altına alma çalışmalarına karşı tarihe geçen, "Özgür Avrupa'nın doğuşunu özgür bırak" sözünü Zürih Üniversitesi'nde söyledi.Einstein ders verdiDünyanın ünlü atom fizikçisi Albert Einstein da doçentlik yıllarını Zürih Üniversitesi'nde geçirdi ve 1909-1911 yılları arasında fizik dersi verdi. Zürih Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışan Alfred Werner 1913’te kimya, Walter Rudolf Hess de 1949’da tıp alanında Nobel ödülünü kazandı.Akreditasyon bilgileri istendiÖte yandan İsviçre Dışişleri Bakanlığı, Ermeni diasporasının tepkileri nedeniyle protokolün imzalanacağı yer ve tarihle ilgili resmi açıklamasını henüz yapmazken, bakanlık yetkililerinin kendileriyle irtibata geçen Türk gazetecilerden akreditasyon için kişisel bilgiler ve kurumları hakkında bilgi istemesi dikkat çekti.