Ermenistan'dan Türkiye'ye büyük açılım

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan BBC Türkçe Servisi'ne verdiği mülakatta, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesinin önünde hiçbir gerçek engel bulunmadığını söyledi. "Türkiye ile barışmamızdan herkesin mutlu olduğunu söyleyemem. Ama iki ülke liderleri olarak sıra dışı kararlar almaya hazırız."

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan'ın, özellikle Ermeni diasporasını kastederek söylediği bu sözler, Türkiye Ermenistan ilişkilerinde normalleşmenin yakın olduğunun habercisi olabilir mi? İki günlük çalışma ziyareti için Londra'da bulunan Nalbandyan ile yaptığımız özel mülakatta, işte bu sorunun yanıtını aradık.

Hatırlanacağı gibi iki ülke ilişkilerinin normalleşmesine ilişkin çabalar, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 6 Eylül'deki Erivan ziyaretiyle; futbol diplomasisiyle başlamıştı.

Aynı günlerde Türkiye, Gürcistan'daki krizin etkisiyle, Kafkas Platformu önerisini ortaya attı ve Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan dışişleri bakanları, 26 Eylül'de New York'ta bir araya geldiler.

Akıllardaki soru şuydu: Türkiye - Ermenistan ilişkilerinde normalleşme arayışı, Ermenistan - Azerbaycan ilişkilerinde normalleşme arayışı ile paralel mi yürütülecek? Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan'ın buna yanıtı, "Kesinlikle hayır" şeklinde.

"Minsk'e alternatif aramıyoruz"

"Üç bakanın görüşmesi Sayın Babacan'ın fikriydi. Bunu Erivan'daki görüşmemiz sırasında, Türkiye'nin Kafkaslar Platformu önerisini tartışmak amacıyla dile getirdi. Ben de, 'Neden olmasın?' dedim. New York'taki görüşmede de sadece Kafkaslar Platformu'nu konuştuk."

"Azerbaycan ile aramızdaki sorunları Minsk Süreci çerçevesinde değerlendiriyoruz. Bu, uluslararası toplum tarafından desteklenen çok etkili bir yapı. Ve tekerleği yeniden icad etme gibi bir niyetimiz de, ihtiyacımız da yok."

Ermenistan Dışişleri Bakanı'nın sözünü ettiği Minsk Grubu, Ermenistan ile Azerbaycan arasında 1994'te imzalanan ateşkesin ardından hayata geçen, hamiliğini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın yaptığı, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Fransa'nın da yer aldığı bir yapı.

Birçok gözlemci, aradan geçen 14 yılda pek yol alınamadığını düşünse de Edvard Nalbandyan bu konuda olumlu konuşuyor.

"Azerbaycan'da 15 Ekim'de yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından, Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili müzakerelerin de canlanmasını bekliyoruz. Ama bununla, Türkiye-Ermenistan diyaloğu arasında bir ilişki görmüyorum. Türkiye ile ilişkilerimizin normalleşmesi süreci başlamıştır ve bu konuda son derece iyimserim."

"Rusya'nın tavrı olumlu"

Peki Erivan yönetiminin bu yaklaşımını, en güçlü bölgesel müttefiki Moskova nasıl değerlendiriyor? Rusya'nın burada iki üssü ve 2 bine yakın askerinin bulunduğu düşünüldüğünde bu soru önem kazanıyor.

Rusya lideri Medvedev'in Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan'ı bir araya getirme, yeni bir başlangıç yapmalarını sağlama girişimi nasıl yorumlanmalı? Ermenistan Dışişleri Bakanı'na göre Kremlin de çözüm için uğraşıyor.

"Dağlık Karabağ müzakereleri konusunda Rusya her zaman çok yapıcı olmuştur. 1994'teki ateşkes anlaşmasının Rusya'nın arabuluculuğunda gerçekleştiğini unutmayalım. Dağlık Karabağ barış sürecinin başarısının bir başka örneği de 2001'dedir. Fransa, özellikle de Cumhurbaşkanı Chirac sürece dahil olduğunda sonuca çok yaklaşmıştık."

"Ama Azerbaycan bunu reddetti. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Azerbaycan kamuoyunun buna hazır olmadığını söyledi."

"Azerbaycan'daki hava tehlikeli"

Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan'ın, BBC Türkçe Servisi'ne verdiği özel mülakatta karamsarlığını ortaya koyduğu belki de tek konu buydu: Azerbaycan kamuoyu.

Nalbandyan, "Peki Azerbaycan kamuoyu şimdi çözüme hazır mı?" sorumuza şu yanıtı verdi.

"Malesef Azerbaycan'da yapılan kamuoyu yoklamaları, nüfusun yüzde 30'unun Dağlık Karabağ sorununda askeri çözümden yana olduğunu gösteriyor. Bu çok tehlikeli. Ermenistan'da savaştan yana olan yüzde 1'lik bir kesim bile bulamazsınız. Başka bir ülkede de bulacağınızı sanmıyorum. Bu militarist propagandanın bir sonucudur."

"Bence Güney Osetya'da yaşananlar Azerbaycan yönetiminde soğuk duş etkisi yaparak militarist propagandalarına son vermelerini ve Dağlık Karabağ sorununun çözümünde barışçıl-siyasi çözüme yönelmelerini sağlayabilir."

"Türkiye ile önümüzde hiçbir engel yok"

Türkiye - Ermenistan ilişkilerine gelince. Ermenistan'ın Türkiye'den hiçbir toprak talebi olmadığı bizzat Cumhurbaşkanı Sarkisyan tarafından dile getirildi. Sarkisyan Türkiye'nin, 1915 olaylarının araştırılması için bir tarihçiler komisyonu oluşturulması konusuna da sıcak baktıklarını söylüyor.

Türkiye'de bunun karşılığında, sınırı açmaya ve diplomatik ilişki kurma iradesini ortaya koyuyor.

Peki iki ülke arasında, daha konuşulması gereken, Dağlık Karabağ sorunu dışında hiçbir konu yok mu? Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbandyan'a göre hayır.

"İlişkilerimizin normalleşmesinin önünde hiçbir gerçek engelin olduğunu düşünmüyorum. Öncelikle ilişkilerimizin normalleşmesini, diplomatik ilişki kurulmasını, sınırlarımızın açılmasını bekliyoruz. Ondan sonra da ikili ilişkilerdeki tüm sorunları görüşebilecek hükümetler arası komisyonun kurulmasından yanayız."

Diaspora faktörü

Ve gerek Türkiye'de gerek Ermenistan'da birçok kişinin kafasındaki soru: Ermeni diasporası buna nasıl ikna edilecek? Dışişleri Bakanı Nalbandyan sorunu küçümsemiyor, ama gereken cesarete sahip olduklarının da altını çiziyor.

"Diaspora Ermenistan nüfusunun üçte ikisine eşit. Nasıl Ermenistan kamuoyunun ya da Türk kamuoyunun görüşünü yok sayamıyorsak, diasporanın görüşünü de yok sayamayız."

"Türkiye ile barışmamızdan herkesin mutlu olduğunu söyleyemem. Ama iki ülke liderlerinin sorumluluğu üstleneceğini ve halklarımızın ve bölgemizin çıkarları için sıra dışı kararlar alacağımızı düşünüyorum."