Eroğlu Rumları uyardı LEFKOŞA (A.A)

-Eroğlu Rumları uyardı LEFKOŞA (A.A) - 05.09.2011 - KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Akdeniz'de petrol ve doğalgaz aranması konusunda Rum tarafının tutumunun endişe verici olduğunu, Türkiye ve KKTC'nin bu konuyu çok yakından takip ettiğini ve kararlı bir duruş sergilediğini belirterek, Rum yönetimini, ''Türk tarafı eşdeğerde adımları atmaktan çekinmeyecek'' diye uyardı. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Yeşilırmak Direnişi'nin 37. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen törende yaptı konuşmada, ''Hem adanın geleceğini birlikte belirlemek için müzakere edeceğiz, hem de ortak olduğu kabul edilen bu geleceği şimdiden Rum tarafı tek taraflı olarak belirlemeye kalkışacak. Bu ne yasal, ne adil, ne de meşrudur'' dedi. Eroğlu, ''Bizim bu konuda söylediğimiz çok nettir. Kıbrıs Türk tarafı bu gelişmeler karşısında oturup izleyen durumunda olmayacak. Eşdeğerde adımları atmaktan çekinmeyecek. Bundan daha doğal bir şey de olamaz'' diye konuştu. -Petrol ve doğalgaz konusunda uyarı- Petrol ve doğalgaz konusunda Rum tarafının tutumunun endişe verici olduğunu, gerek Türkiye, gerekse KKTC'nin bu konuyu çok yakından takip ederek, kararlı bir duruş sergilediklerini de vurgulayan Eroğlu, şunları söyledi: ''Bizim bu konudaki itirazımız çok açıktır. Kıbrıs'ta bulunacak çözümün iki ayrı ve eş zamanlı referanduma sunulacak olması, bu adanın geleceği bakımından sadece Kıbrıslı Rumların iradesinin yeterli olmadığını, bizim irademizin gerekli olduğunu göstermektedir. Bu nedenle adanın geleceğini bu kadar yakından ilgilendiren bu türden daimi statüyü etkileyebilecek bir konuda, yani petrol ve gaz konusunda bugün sadece Kıbrıs Rumlarının iradesiyle hareket edilmesi kadar büyük bir hata olamaz. Deniz yetki alanları konusunda üçüncü ülkelerle yapılan anlaşmalar sayesinde Kıbrıslı Türklerin iradesi görmezden gelindiği gibi, adanın geleceği sadece Kıbrıslı Rumların iradesiyle tahakküm altına konulmuş olmaktadır. Burada yapılan ve egemenlikle doğrudan ilgili olan bu anlaşmalar adanın geleceğine dair daimi durumu ortaya çıkarabilecek niteliktedir, bunları Kıbrıslı Türklerin iradesine rağmen yapmaya kalkışmak kabul edilmezdir. Hem adanın geleceğini birlikte belirlemek için müzakere edeceğiz, hem de ortak olduğu kabul edilen bu geleceği şimdiden Rum tarafı tek taraflı olarak belirlemeye kalkışacak... Bu ne yasal, ne adil, ne de meşrudur.'' Türkiye'nin de, Doğu Akdeniz'in kuzeyindeki en büyük sahile ve bu coğrafyadaki en uzun kıyılara sahip devlet olarak çok meşru ve uluslararası hukuk kurallarına dayanan haklara sahip olduğunu vurgulayan Eroğlu, üstelik burada Türkiye'nin hak ve çıkarlarının yanında Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının da sözkonusu olduğunu kaydetti. Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları açısından uluslararası hukuk kurallarının, buranın ''yarı-kapalı'' bir deniz olduğunu, böyle bir durum söz konusu olduğunda ise bu alanların tüm ilgili devletlerin rızası alınarak farklı şekilde paylaşılması gerektiğini söylemekte olduğunu anlatan Eroğlu, üstelik bu coğrafyada tanıma/tanımama ve egemenlik tartışmalarının halen devam ettiğini söyledi. Müzakere sürecinde üzerinde yakınlaşma sağlanan sınırlı sayıda unsurdan biri doğal zenginliklerin ''federal hükümet'' yetkisinde olacağı yönünde olduğunu anımsatan Eroğlu, ''Doğal zenginlikler kurucu devletlerden sadece birine ait olmayacak. Rum tarafı bir yandan bu konuda bizimle müzakere masasında anlaşıyor, diğer yandansa bu zenginliklerin geleceğini, yeni ortaklığın olası egemenliğini şimdiden tahakküm altına koyacak nitelikte antlaşmalar yapabileceğini iddia ediyor'' dedi. İyi niyet ortaya koyarak Rum tarafına, ''Eğer BM Genel Sekreteri'ne verdiğimiz sözlerde ciddiysek, bunun gereği olarak müzakere sürecine şans vermek istiyorsak, gelin bu petrol ve gaz arama çalışmalarını erteleyin'' çağrısı yaptığını anımsatan Eroğlu, bu konuda Rum tarafından olumlu bir yanıt aldığını söyleyemeyeceğini kaydetti.