Türk tiyatrosunun büyük ismi Erol Günaydın 79 yaşında hayatını kaybetti.
Erol Günaydın'ın vefatını kızı Günfer Günaydın Twitter'dan duyurdu.
Günaydın, bir süre önce KOAH alevlenmesine bağlı gelişen solunum, dolaşım ve böbrek yetmezliği nedeniyle yoğun bakıma alınmış ve bilinci kapanmıştı.
Günaydın'ın ölümünün ardından tiyatrocu dostları NTV'ye konuştu:
Ali Poyrazoğlu: "Dostluk ettiğim, birlikte çalıştığım, tiyatromda yıllarca çalışmış bir meslektaşım. Çok farklı biçimde Türk tiyatrosuna imza atmış, hem oyuncu hem yazar olarak fark yaratmış, kendi sesini kendi rengini Türk tiyatrosunun ruhuna ilave etmiş büyük bir yazar ve oyuncuydu. Çok üzgünüm.
Yeni nesillerin pek ilgilendiklerini sanmıyorum. İlgilenenler zaten takip ederler, sorarlar, öğrenirler. 'Onun değerini keşfedin' filan öldükten sonra böyle bir şeyleri önermenin tatsız ve gereksiz olduğunu düşünüyorum. İlgilenen ilgilenmiştir zaten bugüne kadar. Ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir nesil de var karşımızda. Onlara ben şimdi bir şeyler söylesem ne olacak, hava gazı olacak. Birileri Erol’un önemi unutulmasın gitmesin diye onun yaptığı çalışmalarla ilgili kitaplar yaparlar, ses bantları yaparlar. Çok çok emeği var Türk tiyatrosuna. Ailemizden birisini kaybettik, acımız çok büyük.''
Can Gürzap: ''Öncelikle Ali’nin söylediklerinin son kısmına katılıyorum ama ben öyle bir şeylerin yapılacağına inanmıyorum. Maalesef şikayetlerine de katılıyorum. Türkiye'nin en büyük tiyatrocularından biriydi, çok büyük bir oyuncuydu. Hayatını bu işe vakfetmiş bir kişiydi. Haldun Dormen tiyatrosunun en parlak, en ışıltılı yıllarında en önemli oyunculardan biriydi. Hem dram hem komedi oynardı. İnsan olarak çok iyi bir insandı. Maalesef benim gördüğüm kadarıyla yerine konacak kimseyi düşünemiyorum önemli bir devir kapandı. Çok üzgünüm ben de hepimizin başı sağolsun.''
Melek Baykal: "Erol Günaydın benim için çok önemliydi. Yıllarca Cennet Mahallesi’nde benim babamı oynamıştı. Kelimeleri nasıl toparlayacağım bilmiyorum. Her günümüz anılarla doluydu. Erol Abim girdiği her yere sevgisini, bilgisini, o duayen halini getiren bir aktördü. Hem çok eğlendirirdi bizi hem de çok eğitirdi. Onunla çalıştığım, aynı seti paylaştığım için öyle mutluydum ama keşke bu haber olmasaydı. Ben kızıyla hep görüşüyordum iyi haberlerini alıyordum ama demek ki son noktaymış. Yeri doldurulamaz bir sanat adamıydı."
Ahmet Mümtaz Taylan: "Erol Günaydın usta da paydos dedi. Şimdi yükümüz daha ağır..."
Birsen Tezer: "Giden gidiyor işte... Geride kalan ise düşen, özlemek! Güzel sohbetli, güzel insan Erol Günaydın"
Rasim Öztekin: "Türk Tiyatrosu Erol Günaydın’ı, bir ustayı kaybetti. Ben bir konservatuarımı kaybettim."
Orhan Alkaya: "Erol Abi, Huysuz Abi, Bilge Abi..."
Doğa Rutkay: "Erol Günaydın... Ne zarif ne güler yüzlü ne saydığımız sevdiğimiz büyüğümüzdün sen... Mekanın cennet olsun."
Gani Müjde: "Datça’da tekerlekli sandalye ile çıktı sahneye. Ayağa kalkamıyorum deyince 4000 kişi ayakta alkışladı Erol Günaydın’ı."
Ayşegül Aldinç: "Erol Günaydın... Güzel insanlar bir bir kayıp gidiyor hayatımızdan..."
Şevval Sam: "Hayatimizi ısıtan güzel insanları bir bir kaybediyoruz. Sen de güle güle git Erol Baba.. :("
Yekta Kopan: "Ah Erol Günaydın! Bay Yanlış'larla dolu dünyada sensiz bıraktın bizi. Allah rahmet eylesin."
Tiyatroya Galatasaray Lisesi bünyesinde başlayan Günaydın, 1955'te Haldun Dormen Cep Tiyatrosunda "Papaz Kaçtı" adlı oyun ile profesyonel aktörlük hayatına başladı.
1960'da 'Yeşil kurbağalar' ile ilk sinema filminde oynayan Erol Günaydın, elli yıllık bir süre içinde çok sayıda filmin ve tiyatro oyununun yanı sıra dizilerde de oynadı.
Nasreddin Hoca tiplemesi, meddah gösterileri, seslendirmeleri ve canlandırdığı diğer pek çok karakter ile tiyatronun büyük ustalarından kabul edilen Günaydın'ın nehir-söyleşisi 2007 yılında 'İki Kalas Bir Heves' adında kitaplaştırılmıştı.
Günaydın, 1967 yılında Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'Güzel Bir Gün İçin' filmiyle , En İyi Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerini kazandı.