Devlet Tiyatroları (DT)'nin özelleştirilmesinde Bakanlar Kurulu'ndan çıkan ortak karar gözleri Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a çevirdi. Günay'ın, DT'nin özelleştirilmesine sıcak bakmadığına dair değerlendirmeler yapıldı. Günay, özelleştirme konusunun Bakanlar Kurulu'na henüz gelmediğini öne sürerek görüş bildirmekten kaçındığı konuyla ilgili "Kimse endişe etmesin. Sonuçta anayasanın sanatın ve sanatçının korunması konusunda direktifi var" dedi. Ertuğrul Günay'ın 2007 yılından bu yana yaptığı ve arşivlere geçen açıklamaları, kuruma ve tiyatro oyuncularına bakışının "çelişkili" olduğu yorumları yapıldı. Günay'ın Kültür Bakanı olarak yıllardır yaptığı açıklamalar, şehir tiyatrolarının özelleştirmesi konusunun kendisi için de sürpiz olduğunu gösteryor.
Ertuğrul Günay, 1 Mart 2010'da Diyarbakır'da, "Bu tür işleri özelleştirmek lazım. Sizin personelinize vereceğim parayı amatör tiyatrolara dağıtsam, bütün bu bölge tiyatro olur" dedi. 15 Nisan 2011'de, "Devlet bu kurumu taşımak zorunda mı dır? Bugünkü Türkiye’de devletin kadrolu sanatçısı olması gerekir mi?" diye sordu. Tiyatroların kapatılacağına yönelik açıklamasından geri adım atınca 20 Eylül 2010'da da Afyonkarahisar'dan, "Türkiye'de sahneler kapanıyor, diyenlere özellikle Afyon'dan kaymaklı kadayıf tatlısı olarak gönderiyorum" açıklamasını yaptı.
Devlet Tiyatroları’nın kaldırılabileceğine yönelik sözleri tartışılan Günay, “Kapatma sözünü ben kullanmadım” dedi. Milli Kütüphane’nin kuruluş etkinliklerine gelişinde gazetecilere, "Kapatma sözünü ben kullanmadım ama başka bir yöntem bulunabilir mi?" açıklamasını yaptı.
Günay, oyunlarda Başbakan'a yönelik imâlarda sanatçılara tepki gösterdi. Rize'de sahnelenen "Düğün ya da Davul" oyununda rol alan oyuncuya, "Başkasının haklarına tecavüz demek değildir ve devletin verdiği olanaklarla sahneye çıkıp devlete, siyasi iktidara, hükümete yakışıksız sözler söylemek hakkını da kimseye vermez" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın gittiği "Genç Osman" oyununda yaşanan "sakız" olayında, oyunundaki krizin faturasını sanatçısına şöyle çıkarıyor. Sümeyye Erdoğan'ın adını kullanmadan, yaptığı açıklamada, "İsmi bilinen bir kişinin orada olması sadece bir tesadüf. Belki bazı densizliklerin farkına varmamızı sağlayan bir tesadüf oldu.
Arşivler, Ertuğrul Günay'ın DT'nin özelleştirmesini bakanlığının ilk yıllarında gündeme getirdiğini ve çeşitli vesilelerle konuyu gündeme getirdiğini gösteriyor.
İşte çeşitli gazete arşivlerine göre Günay'ın bakanlık karnesi:
Cumhuriyet gazetesi (8 Ocak 2008)
Trabzon Devlet Tiyatrosu'nun önceki ay Rize'de sahnelediği ve orijinali değiştirilerek Başbakan'ı hafife alan sözlerin eklendiği ileri sürülen "Düğün ya da Davul" adlı tiyatro oyunuyla ilgili tartışmaya Kültür ve Turizm Bakanı Günay da katıldı. Samanyolu Haber adlı televizyon kanalına açıklamada bulunan Bakan Günay, oyuncular hakkında soruşturma başlattığını söyledi ve "Herkes yaptığı işin saygınlığını koruyacak bir dikkati gösterecek. Yani kimse sahnede sanat gösterisi yaparken fıkra yazarlığına soyunmasın" diye konuştu. Ertuğrul Günay, "Maalesef zaman zaman bazı arkadaşlarımızın metinlerin dışına çıkıp tuluat hevesine kapılmaları ya da meddahlığa soyunmaları hem onların, hem bizim başımızı ağrıtıyor" dedi.
Haberde ayrıca, göreve geldiğinden beri hep Devlet Tiyatroları ile ilgili sorunlarla karşılaştığı belirtilen Bakan Günay'ın "Sanatta özgürlükten yana olduğumu defalarca söylüyorum, ama özgürlük saygısızlık demek değildir. Başkasının haklarına tecavüz demek değildir ve devletin verdiği olanaklarla sahneye çıkıp devlete, siyasi iktidara, hükümete yakışıksız sözler söylemek hakkını da kimseye vermez" sözleri de yer aldı.
Hürriyet gazetesi (15 nisan 2011)
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, önceki gün Balçiçek İlter’in programına katılarak, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın tiyatro salonunu terk etmesiyle sonuçlanan olayla ilgili soruları da yanıtladı. Günay, şöyle konuştu: “İzleyicinin yaptığı saygısızlık olsa çıkar somut bir şekilde söyler. İzleyicinin saygısızlığı; sahneye müdahaledir, yanındakiyle konuşmaktır. Ama insan ağzında boğaz pastili veya çiklet taşıyabilir. Patlatmadıktan sonra buna kim niye karışabilir. Kaldı ki biz niye sahneyi aydınlatıyoruz da seyirciyi karartıyoruz. Sen seyirciye bakmayacaksın, oyununu oynayacaksın. Seyirciyle oynamaya kalkıyorsan sanatı anlamak konusunda bir sorunun vardır. Bunlar ilgili komisyon tarafından da soruşturuluyor. Söz konusu sanatçıyı sadece ben değil, sanıyorum arkadaşları ve yöneticileri de uyardılar.
”Devlet bu kurumu taşımak zorunda mı? Devlet tiyatrolarının kaldırılıp devletin sanata doğrudan destek verebileceğini söyleyen Günay, “İlerde gelecek soru şudur: Devlet hâlâ bu kurumu taşımak zorunda mıdır? Bugünkü Türkiye’de devletin kadrolu sanatçısı olması gerekir mi? Bunu bütünüyle özel kurumlara terk etsek harcadığımız cari gideri doğrudan sivil toplumun bu organizayonlarına mı versek? Sanatın yoğunluğu bu şekilde artar. Özel tiyatrolara yardım veriyoruz. Cari giderlerden kurtulsak sivil toplumun faaliyetlerine destek versek daha faydalı olur. Yılda 100 milyon TL cari masraflar var oysa 50 milyon TL’yi özel tiyatrolara dağıtsak her yer tiyatro sahnesi olur” dedi.
Cumhuriyet gazetesi (3 Mayıs 2012)
Kültür Bakanı Günay, “Memur sanatçı anlayışının sanatta özgürlük anlayışıyla bağdaşmadığı şeklinde yaygın bir kanaat var. Sinemaya nasıl destek veriyorsak, tiyatronun da öyle desteklenmesi şeklinde fikirler var. Avrupa örneklerini, İngiltere’yi, Fransa’yı inceleyeceğiz” dedi. Tiyatroların özelleştirilmesi konusunun değerlendirildiği Bakanlar Kurulu’nun ardından Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Günay, bakanlıkta yapılması öngörülen çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi: “Dünyadaki modellere benzeyen, özgürlükçü bir model benimsenmesi yönünde yaygın kanaat var. Türkiye’ye özgü bir model olacak. Projeyi destekleyen, doğrudan sanatı destekleyen bir yöntem üzerinde çalışacağız. Memur sanatçı yerine, sanatçı girişiminin desteklenmesi söz konusu. Memur sanatçı anlayışının, sanatta özgürlük anlayışıyla bağdaşmadığı şeklinde yaygın bir kanaat var. Sinemaya nasıl destek veriyorsak, tiyatronun da öyle desteklenmesi yönünde fikirler var.” Günay, üzerinde düşünülen söz konusu projelerin “hemen yarın olmayacağını” da belirterek “Ama bir çalışma yapacağız. Avrupa örneklerini, İngiltere’yi, Fransa’yı inceleyeceğiz” dedi. Günay, “Sanatçılar görevlerini düzgün bir biçimde yapmaya devam etmeliler” dedi. Öte yandan Devlet Tiyatroları’nda (DT) 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na bağlı olarak çalışan sanatçılarının emekliliğe teşvik etmek için “kıyak emeklilik” bakanlığın gündeminde. DT çalışanlarının büyük bir kısmı bu formülden yararlanacak. Sanatçılar emekli olduklarında maaşları yarı yarıya düşüyordu. “Kıyak emeklilikle” birlikte emeklilik ikramiyesi artacak ve emekli maaşlarında önemli derecede iyileştirme söz konusu olacak. Böylece DT’de “memur” statüsünde çalışan sanatçı ve teknik personel kadroları boşalacak. Yerine “sözleşmeli” statüde çalışan sanatçı ve teknik personel alınacak.
Milliyet gazetesi (2 Mayıs 2012)
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, dün Akün Sahnesi’nde başrolünü Kenan Işık’ın oynadığı tiyatro oyununun ardından yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın “Tiyatroları özelleştirmeye götürüyorum” sözleri ile ilgili bir mesaj verdi. Devlet tiyatrolarının Türkiye tarihindeki önemine işaret eden Günay, “Devlet tiyatrolarının ne kadar güzel oyunlar, öğretici, ibret verici, Anadolu toprağının bütün o kültüründen süzülmüş gelmiş, ne kadar büyük dersler ortaya koyan bir büyük sahne olduğunun bir kez daha anlaşılmasını temenni ediyorum. Herkesin şu kaygıdan kurtulmasını dilerim; Türkiye’de sanat yaşamı, kültür yaşamı hiçbir biçimde geriye gitmeyecektir” dedi.
Milliyet gazetesi (1 Mayıs 2012)
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya’nın Demre İlçesi’nde devam eden Andriake- Myra kazı alanını ziyarettinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Devlet eliyle tiyatro olmaz, tiyatroları özelleştireceğiz” açıklamalarının sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Ankara İl Gençlik Kolları Kongresi’nde “Devlet eliyle tiyatro olmaz, tiyatroları özelleştireceğiz” şeklindeki açıklamalarının sorulması üzerine Bakan Günay, “Bu konuda açıklama yapmam. Henüz Bakanlar Kurulu’na gelmiş bir görüş yok. Gazete haberi üzerine bir değerlendirme yapmam” dedi.
Milliyet gazetesi - Günay'ın Fikret Bila'ya yaptığı açıklama (20 Nisan 2012)
"Sanata müdahaleyi aklımdan bile geçirmem. Sanatı elbette sanatçıların yönetmesi gerekir. Bu olay İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ilgilendiriyor, bakanlık olarak bizim konumuz değil. Bu nedenle tartışmaya girmek istemem. Elbette sanat bağımsız olmalı. Ancak benim anladığım kadarıyla sahnede bazen metinde olmayan ifadeler kullanılıyor. Yine metinde olmadığı halde araya laf sokuluyor, siyasi espriler yapılıyor, Başbakan’a, bakanlara laf atılıyor. Veya doğallık anlayışı içinde sokak dili kullanılıyor veya müstehcenlik olarak algılanan bazı sahneler oluyor. Bunlar da bazı rahatsızlıklar yaratıyor. Sanıyorum bu rahatsızlık belediyeye iletiliyor. Tabii sanatçıların bir iki sahne tatmini için toplumun duyarlılıkları da tümden yok sayılmamalı. Sanatçı da toplumun duyarlılıklarına özen göstermeli. Ayrıca sanıyorum 7 kişilik bir kurul repertuvara karar verecek, bu üyelerin 5’i sanat dünyasından olacağı için, sonuçta sanat açısından ciddi bir müdahale olmaz diye düşünüyorum."
Hürriyet gazetesi (16 Nisan 2011)
Devlet Tiyatroları’nın (DT) kaldırılabileceğine yönelik sözleri tartışma yaratan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Kapatma sözünü ben kullanmadım” dedi.Günay, Milli Kütüphane’nin kuruluş etkinliklerine gelişi sırasında gazetecilerin soruları üzerine şöyle konuştu: ‘Rahatları bozulabilir’ “Kapatma sözünü ben kullanmadım ama başka bir yöntem bulunabilir mi? Şimdi bakın 100’den fazla tiyatroya benim kamu desteği olarak ayırdığım kaynak 3 ile 5 milyon arasında. Ben bu kaynağı acaba 50’ye çıkarmanın yolunu bulabilir miyim? Anadolu’da 150 tiyatro var. 70’ten 150’ye çıkarmışız, acaba 250’ye, 500’e çıkaramaz mıyız? Bakın Devlet Tiyatroları’nın 60 yıllık mazisi var. Ama ben aldığımda tiyatro sahne sayısı 30 kadardı, 60’a çıkarmaya çalışıyorum. Böyle bir yerinde sayma olabilir mi? Tiyatro sayısını, turneleri çoğaltmaya, işi halka taşımaya çalıştığımız zaman bazı beylerin rahatı bozulabilir. Buluttan nem kapmaya çalışanlara kulak vermeyin.”
Evrensel gazetesi (14 Nisan 2011)
Ertuğrul Günay, Ankara Devlet Tiyatrosunda "Genç Osman'ın sahnelendiği sırada, Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'a hakaret ettiği iddia edilen Oyuncu Tolga Tuncer'i "densizlikle" suçladı. Bakan Günay, tiyatroyu değil sakız çiğneyeni savundu KULTUR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara Devlet Tiyatrosu oyunu "Genç Osman"ın sahnelendiği sırada, Başbakan Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'a hakaret ettiği iddia edilen ve genel müdürlükçe hakkında soruşturma başlatılan oyuncu Tolga Tuncer'i "densizlikle" suçladı. Sümeyye Erdoğan, oyunu sakız çiğneyerek izlemesini eleştiren oyuncu Tolga Tuncer'in interaktif müdahalesini baş örtüsüne hakaret olarak algılayarak salonu terk etmişti. Olayın ardından yazdığı mektupta sakız çiğnemeyi savunan Erdoğan, kendisini eleştiren oyuncu için "faşist" demişti. Günay, Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğünde katıldığı bir programda, söz konusu iddiayı değerlendirdi. Olayın bir oyuncuyla bir kişi arasında olmadığını söyleyen Günay, "İsmi bilinen bir kişinin orada olması sadece bir tesadüf. Belki bazı densizliklerin farkına varmamızı sağlayan bir tesadüf oldu. Çünkü ben aynı şikayetin bir süreden beri aynı oyuncuyla ilgili süregeldiğini, incelemem sırasında oyunun rejisörü dahil, birçoklarından duydum. Çünkü oyuncu tuluatı alışkanlık haline getirmiş. Daha önce de bu konuda rahatsızlıkları olan çok yurttaşımın şikayeti ile karşılaştım" diye konuştu.
Yeni Şafak gazetesi (20 Eylül 2010)
Türkiye'de sahneler kapanıyor, diyenlere özellikle Afyon'dan kaymaklı kadayıf tatlısı olarak gönderiyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, son 36 ay içerisinde Devlet Tiyatrolan sayısmı 30'lardan 57ye çıkardığım söyledi. Bakan Günay, yıl sonu itibariyle 2011'in sanat mevsimi kapanmadan, yani seçime kavuşmadan Devlet Tiyatrolan sayısmı 60'a çıkaracaklannı bildirdi. Bakan Günay, Afyonkarahisar'da 15 yıldır tamamlanamayan ve bakanlığı döneminde güçlendirme çalışmalarını başlattığı Kültür Merkezi'nde incelemelerde bulundu. İncelemeler sırasında gazetecilere açıklamada bulunan Bakan Günay, 15 yıldır böyle bir yapının Ankara'nın 2 saat mesafesinde önemli, gelişen ve kalkman bir il merkezinde yanm kalmış olmasının son derece her bakımdan yanlış olduğunu söyledi. 30 yeni sahne açtıklarını belirten Bakan Günay, "Bunu Türkiye'de sahneler kapanıyor, sanat kurumları kapamyor diyen arkadaşlara özellikle Afyonkarahisar'dan kaymaklı kadayıf tatlısı olarak gönderiyorum. Çünkü böyle bir yaygın ve doğru olmayan bir söylenti var. Türkiye'de sadece tiyatro sahnelerini değil, sanat mekanlarmı da çoğaltıyoruz. Allah'a şükür olsun milletimizi desteği arkamızda olduğu müddetçe bizde milletimize her saat her an kaynakları en iyi biçimde kullanmaya çalışarak hizmet etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
Birgün gazetesi (1 Mart 2010)
İncelemelerde bulunmak üzere Diyarbakır’a gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ı havaalanında Ak Parti Diyarbakır milletvekilleri ile Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir karşıladı. Valilik’ten sonra henüz inşaat çalışmaları süren Diyarbakır Kültür Merkezi’ni ziyaret eden Bakan Günay, gördüğü eksiklikler konusunda yetkilileri uyardı. Geziye eşlik eden Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Müdürü Orkun Gülşen’e tiyatroda kaç kişinin çalıştığını soran Günay, 100 kişi olduğunu öğrenince şaşırdı. . Bakan Ertuğrul Günay ile Diyarbakır Devlet Tiyatrosu Müdürü Orkun Gülşen arasında şu diyalog geçti: Bakan Günay: Devlet Tiyatrosunda kaç kişi çalışıyor? Müdür Gülşen: Yaklaşık 100 kişiyiz Bakan Günay: Bu tür işleri özelleştirmek lazım. Sizin personelinize vereceğim parayı amatör tiyatrolara dağıtsam, bütün bu bölge tiyatro olur. Müdür Gülşen: Oyunların niteliği nasıl olacak? Bakan Günay: Gayet iyi olur. Yani özel tiyatrolar sizden kötü mü? Müdür Gülşen: Kötü demedim Bakan Günay: Benim için tiyatro önemli. Devlet mi, yoksa özel mi olması önemli değildir. Benim için tiyatro önemli, sanat önemlidir. Bizim personele vereceğimiz parayı sanata versek, doğrudan doğruya Türkiye 3’e 5’e katlanır.
Radikal gazetesi (27 Aralık 2007)
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesi görüşmeleri sırasında Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, basına da yansıyan geçen dönem gündeme gelen, '65 yaşında balerin' ve '110 kiloluk balet' gibi eleştirileri anımsattı. Günay, "Belki balede, operada, halkoyunlarında çalışan arkadaşlarımızın normal devlet memurları gibi 65 yaşına kadar emekliliği beklememesi lazım. Sanatçıları mağdur etmeyecek bir emeklilik düzenlemesi yapılacak. Yerlerine yeni yetenekler alınacak" dedi. Bakanlığa bağlı klasik müzik koroları ve halkoyunları çalışanlarına yeni bir düzenleme gerekliliğinden de söz eden Bakan Günay, "Sırtını bir imtiyaz gibi devlete dayayıp, memur mantığı içinde sanat yapmaya çalışmasınlar" dedi, alternatif olarak da gönüllü musiki derneklerine destek verilebileceğini söyledi.