Ertuğrul Günay: AKP'nin 2.5 milyon oy kaybı var

Ertuğrul Günay: AKP'nin 2.5 milyon oy kaybı var

İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay seçim sonuçlarını değerlendirdi. Günay açıklamasında "Tartışmaların iktidarı yıprattığı görülüyor. Muhalefet "Bütün Türkiye'nin partisi olamıyor. Hukuk devletine sahip çıkmak ortak güvencemizdir" dedi ve ekledi: 30 Mart'tan çıkarmamız gereken ilk ders, Türkiye'nin AB ölçütleri doğrultusunda demokrasisini geliştirmesinin vazgeçilmez olduğudur. "Kazanılan belediye başkanı sayısına bakınca iktidar partisinin başarılı olduğu açıktır" diyen Günay, "ancak bu başarı, 2011'le karşılaştırıldığında, Ak Parti'nin, artan seçmen sayısına karşın, 2.5 milyona yakın oy kaybıyla ciddi bir gerileme yaşadığı gerçeğini görmemizi engellememelidir" ifadesini kullandı.

Günay'ın açıklamasından satırbaşları şöyle:

 "30 Mart seçimi, özünde 'yerel yönetim' seçimi olmasına karşın, bütünüyle bir genel seçim havasında geçti. O nedenle, bu seçim sonuçlarını -dünya krizinin olumsuz ekonomik koşullarında yapılan- 2009 Seçimiyle  değil, 2011 Genel Seçimiyle karşılaştırmak daha doğru görünüyor. Bu seçimin özelliği nedeniyle, farklı sandıklardaki oy oranlarıyla farklı değerlendirmeler yapılabilir. Ama en doğru değerlendirme, herhalde milletvekili seçimi oyuyla karşılaştırılabilecek olan Belediye Meclisleri ve Il Genel Meclisleri oyları toplamıdır."

 

'AKP'nin 2.5 milyon oy kaybı var'

 

Kazanılan belediye başkanı sayısına bakınca iktidar partisinin başarılı olduğu açıktır. Ancak bu başarı, 2011'le karşılaştırıldığında, Ak Parti'nin, artan seçmen sayısına karşın, 2.5 milyona yakın oy kaybıyla ciddi bir gerileme yaşadığı gerçeğini görmemizi engellememelidir. Sayın Başbakan'ın -sesini yitirmesine kadar giden- büyük gayretine, örgütünün yaygınlığına, bütün kamu gücünün ve sınırsız ekonomik olanakların seferber edilişine rağmen bu oy kaybı, -ilk değerlendirmelerde söylenenin aksine- son aylarda yaşanan olayların ve tartışmaların AKP seçmeni üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Hele, bütün kamuoyu araştırmacılarının üzerinde birleştiği gibi, bir yıl önce (Mart/Nisan 2013'te) AKP'nin siyasal desteğinin %52-53'lere yükseldiği kabulünden bugüne bakılırsa, 2013 yazından buyana yaşanan 'demokratlık','dürüstlük' ve 'dış politika' eksenli tartışmaların, iktidara daha da pahalıya, özellikle Sayın Başbakan'ın toplumsal desteğinin gerilemesine mal olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.

 

'Türkiye'nin partisi olmadılar'

 

Öte yandan, muhalefet partileri açısından da seçim sonuçlarının başarı olarak nitelenemeyeceği açıktır. Üç önemli muhalefet partisinin (CHP/MHP/BDP) en önemli eksiği, 'Bütün Türkiye'nin Partisi' olmamaktan, belli bölgelerde yoğunlaşırken, bazı bölgelerde hiç derecesine inmiş görünmekten kaynaklanmaktadır. Bu bölgesellik ya da kitle tabanlarındaki sınırlılık, yerel başarılarına rağmen, genel oy oranlarını ciddi biçimde aşağı çekmekte ve büyüme umutlarını yok etmektedir.

 

'Tehlike işareti'

 

30 Mart sonuçlarının bir kez daha ortaya çıkardığı bu parçalı tablo, Türkiye için bir tehlike işaretidir. Büyük şehirlerde kültürel, ülke düzeyinde ideolojik ve etnik bölünmüşlük görüntüsü, Sayın Başbakan'ın, önceki yılların aksine, seçim sonrası da sürdürdüğü sert ve tehditkar söylemle giderilemez; sert ve giderek otoriterleşen bir devlet yapısı, Türkiye'de birarada yaşama  duygusunu zedeler ve büyük kırılmalara yol açabilir. 30 Mart'tan çıkarmamız gereken ilk ders, Türkiye'nin AB ölçütleri doğrultusunda demokrasisini geliştirmesinin vazgeçilmez olduğudur. Türkiye, otoriter, kapalı, eski dönemlerin çağrışımlarına yol açan baskıcı yapılarla bir yere varamaz. Çoğulcu, katılımcı, barışçı, şeffaflığı önemseyen demokratik hukuk devletine  bütün kural ve kurumlarıyla sahip çıkmak, iktidarı ve muhalefetiyle, hepimizin, ülkemizin tek ve ortak güvencesidir."