Hülya Karabağlı/ANKARA
AKP İzmir Milletvekili, Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay, yeni yasama öncesinde siyasete sağduyu çağrısı yaptı. Günay, "Geçen yasama döneminin son aylarında başlayan ve devam eden siyasal gerginlik, TBMM'nin bu dönem sakin ve sağduyulu bir ortamda çalışmalarını sürdürebileceği konusunda umut vermiyor" dedi.
TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Günay, tezkere ile ilgili sorulara da yanıt verdi. Meclis'e gelecek olan tezkerede oyunun renginin ne olduğunun sorusuna Günay "Tezkerenin içeriğini görelim" dedi. "Yurtta barış ve dünyada barış" ilkesine inandığını belirten Günay, "Türkiye'nin savunması çerçevesindeki duruşa her milletvekilinin destek vermesi gerektiğine inandığını ama bunun dışında yeni düşmanlıklar yaratacak unsurlara destek verilmemesi gerektiğini" söyledi. Sağduyu çağrınızın asıl muhatabı Başbakan mı? sorusuna Günay, "Çağrımın muhatabı Meclis'tir" yanıtını verdi.
Hırçın bir söylem geliştiğine dikkat çeken Günay, bunun rahatsız edici olduğunu vurguladı ve " Bu kadar siyah-beyaz ayırımı, bu kadar kategorileşme, bu kadar kamplaşma güzel değil. Demokrasi, bu kadar kamplaşma üzerinde yürümez. Sanat, spor, herşey siyasallaştı, sertleşti. Türkiye'nin sükunete, kişilerin birbirini anlamaya ihtiyacı var" dedi. Kutuplaşma yaşandığını ifade eden Günay, "Oysa, Türkiye'nin iç ve dış sorunları, siyasetin toplumsal ayrışmaları kutuplaştırdığı, siyasal partilerin birbiriyle düşmanlaştığı bir ortamda çözülemez. Sağlıklı ve kalıcı çözümler, tarafların uygarca tartıştığı ve yarıştığı bir ortamda aranabilir, bulunabilir, gerçekleştirilir. Öte yandan, ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya, tarihin yeni acılarına tanıklık ediyor. Kadim Orta Doğu toprakları, uzak diyarların egemenlerinin ve onların işbirlikçilerinin çıkarları uğruna yine kana bulanıyor. Türkiye, komşu topraklarda yaşanan bu acılara, insan haklarının çiğnenmesine, ölümlere, darbelere elbette duyarsız kalamaz. Bu açıdan, siyasetin ve kamuoyumuzun bütün kesimlerinin, bu vahim olayları yakından takip etmesi ve tepki göstermesi son derece doğal ve insanidir. Ancak, bu takip ve tepkilerin bile, içeride Türkiye'nin birliğini ve demokrasiye olan bağlılığını güçlendirmek yerine, yeni ayrışma ve acımasız tartışmalara neden olması üzüntü vericidir" dedi.
"Türkiye, komşu coğrafyasındaki olaylara, siyasal ve dinsel önyargılarla yaklaşmak yerine, tümüne insan hak ve özgürlükleri temelinden bakmak ve bu ülkelerde yaşanan talihsiz bölünmelerin taraflarından biri olarak görünmekten özenle sakınmak durumundadır" diyen Günay şunları söyledi: "İşlenen vahim ve insanlık dışı suçların bir kısmına haklı olarak tepki gösterirken, bir kısmını görmezden geliyor görünmek, tarih önünde açıklanması imkansız, ağır bir sorumluluktur. O nedenle, olaylar karşısında ölçülü ve ilkeli bir tutum, ülkemizi dış politika alanında içine itildiği ileri sürülen 'yalnızlık' görüntüsü yerine, bölgede ve dünyada ağırlığı gün geçtikçe artan ve komşularının yaşadığı sorunlarda başvurulması gereken 'değerli' bir konuma taşıyabilir. Önümüzdeki günlerde TBMM'ye gelecek olan 'tezkere' konusu görüşülürken, iktidar ve muhalefetin bu gerçekleri gözeterek müzakere etmesi ve buna göre karara varması, ulusal yararlarımızın gereğidir. Ama, içinde bulunduğumuz gergin ortamın böyle soğukkanlı bir değerlendirmeye olanak vereceği de son derece kuşkuludur."