Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün Anaheim’deki Disneyland’de 2 yıldan beri çocukların Disney karakterleri ile kucaklaşmasına ilk defa izin verilmesine değindi. Özkök, "Böyle bir kucaklaşma Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısından daha etkili olabilir mi… Olmasa da umutlanalım… Bazen bir kucaklaşma insan için küçük, ama insanlık için büyük bir adıma dönüşebilir… O yüzden bu fotoğrafta umut var" düşüncesini dile getirdi.
Özkök'ün, "Dünyayı Mickey Mouse'la bu kucaklaşma kurtarır mı?" başlığıyla paylaştığı yazısı şöyle:
"Bu fotoğraf önceki gün, yani pazartesi, California’nın Anaheim şehrinde çekildi.
Tam yeriyle söylemek gerekirse, Anaheim’deki Disneyland’de…
İlk bakışta insana çok normal gibi görünüyor. Çünkü çocuklar bu parklarda 1950’li yıllardan beri Disney karakterleri ile böyle kucaklaşıyor ve fotoğraf çektiriyor.
Ama bu fotoğrafın tarihi bir özelliği var.
Çünkü 2 yıldan beri çocukların Disney karakterleri ile kucaklaşmasına ilk defa izin verildi.
Öylesine önemli bir andı ki, İkinci Dünya Savaşı'nın bitişini simgeleyen denizci ile genç kız öpüşmesi gibi, bu fotoğraf da New York Times gazetesinde yayımlandı.
Amerikalı bir çocuk için Mickey Mouse'la kucaklaşma, çocukluk döneminin en önemli hatıralarından biridir.
Gerçekten çok güzel bir fotoğraf ve belki de ilerde Covid’in bitişini anlatan en önemli sembol olarak kalacak.
Evet bu fotoğraf Covid’in bitişini anlatıyor ama belki bugünü anlatacak asıl çocuk fotoğrafı bu olmayacak.
O kare belki de Ukrayna’da tek başına yüzlerce kilometre yürüyen bir “savaş çocuğu” olacak…
Dünyanın bir ucunda çocuklar Mickey Mouse'larına kavuşurken, öteki tarafında ise çocuklar annelerinden, babalarından, kardeşlerinden, vatanlarından kopuyorlar…
2022 yılının iki çocuk fotoğrafı bunlar olacak…
Disney’e gelince..
Bu fotoğraf dünyanın en büyük eğlence şirketi açısından bir başka anlam daha taşıyor.
Şirketin başı geçen mart ayından beri kendi çalışanları ile dertte.
Disney parklarından birinin bulunduğu Florida’da Eyalet Meclisi ilkokullarda cinsiyet farklılığı ile ilgili bilgilerin verilmesini engelleyen bir kanun çıkarıyor.
Kanunun adı “Gay deme Kanunu…”
Adından da anlaşılacağı gibi, ilkokullarda çocuklara LGBT konularının anlatılmasını yasaklayan bir kanun bu.
Disney’in önde gelen birçok çalışanı, bu kanuna karşı açıklamalar yaptı.
Ama bu yetmedi, şirketin resmî olarak da kanuna karşı çıkan bir açıklama yapmasını istiyorlar.
Şirket ise buna yanaşmıyor. Haklı oldukları bir taraf da var. Çünkü Disney tematik parkları grubun en önemli gelir kaynaklarından biri. Covid öncesi, 2019 yılında bu parklardan 26 milyar dolar gelir elde etmişti. Parklar geçen yıl açıldı ama gelir 16 milyar doları geçemedi.
O parklara demokrat aileler gibi Cumhuriyetçiler de çocuklarını götürüyor. O nedenle şirket kamuoyunu bölen bu konuda resmî tavır almak istemiyor.
Ama Disney’in artık en önemli çizgi film şirketi olan Pixar çalışanlarını ikna etmek kolay olmuyor. Pixar daha geçtiğimiz yıllarda LGBT konularını yaptığı çocuk filmlerine de hafifçe monte etmeye başlamıştı.
Mesela 2021 yılında gösterime çıkan “Luka” filminde iki kız arasında böyle bir yakınlaşma anlamına gelen sahneler vardı.
Disney’in bu en yaratıcı ekipleri karşı çıkıyor ama şirketin işi de hiç kolay değil.
Dediğim gibi resmi bir açıklama yapsalar bu defa Cumhuriyetçilerin önemli bir bölümü ayağa kalkacak.
Kültürünü aile filmleri üzerine kurmuş bir şirket için hiç de kolay bir şey değil.
İşte o nedenle Disney, pazartesi günü yeniden başlayan bu kucaklaşma kararına özel bir anlam vermeye çalışıyor.
Bu kucaklaşmayı “Herkesle kucaklaşmaya hazırız” şeklinde yorumluyor.
Ama Trump sonrası iyice kutuplaşmış, iyice gerilmiş bir toplumu Mickey Mouse’la kucaklaşma kurtarır mı?
Müslüman'ın Müslümanı, Hristiyan’ın Hristiyanı acımasızca katlettiği bir dünyada küçücük sempatik bir farenin kollarını herkese açması katilleri durdurur mu?
Böyle bir kucaklaşma Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” çağrısından daha etkili olabilir mi…
Olmasa da umutlanalım…
Bazen bir kucaklaşma insan için küçük, ama insanlık için büyük bir adıma dönüşebilir…
O yüzden bu fotoğrafta umut var…"