Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan, "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazılarında bugün, TV8 ve Hull City'nin sahibi Acun Ilıcalı'nın Championship'de Huddersfield Town'la 1-1 berabere kaldığı maçta son dakikalarda gelen golün ardından iş insanı Murat Ülker'le sarıldığını belirterek, "Tabii ikisi arasında bir duygu ortaklığı da var. İkisi de çok içten Fenerbahçeli. İkisinin de Fenerbahçe'ye çok büyük hizmetleri var. Tabii ki, biz bütün Fenerbahçelilerin içinde hâlâ önceki pazar gününün Galatasaray hüsranı vardı. Belki de o hüsranı biraz hafifletti diye genç bir Türk iş insanının satın aldığı Hull City’nin bu son dakika golüne çok sevindik" diye yazdı.
Özkök'ün, "Geçen pazar Acun'un sevinçle sarıldığı bu çok ünlü insan kim" başlıklı yazısı şöyle:
Geçen pazar Acun'un sevinçle sarıldığı bu çok ünlü insan kim?
Bu fotoğrafı geçen pazar günü ben çektim.Yeri Hull City futbol takımının sahası…Maçın uzatma bölümünün son dakikası…Acun o öğleden sonra iki heyecanı yaşıyor.Biri o akşam TV8’de yeni sezonu başlayacak olan, “Survivor” yarışmasında alacağı sonuç…İkincisi ise İngiltere’de satın aldığı Hull City takımının o maçta alacağı sonuç…
Evet maçın son dakikası ve Acun’un takımı 1-0 yenik durumda…İşte o son dakika, hatta son saniyede bir gol geliyor ve Acun’un takımı durumu eşitliyor.Takım için hayati derecede önemli bir sonuç.Ve Acun işte o an, yanındaki çok ünlü bir iş insanına sarılıyor ve sevinçle haykırıyor:“Gol be…”Kim bu iş insanı, neden orada. Ve Acun’la ortak yanları ne…Birazdan anlatacağım ama önce o tuhaf pazar gününü anlatayım.Çünkü hayatımın geriye kalan şu daha kısa bölümünde böyle bir günü bir daha yaşama şansımın olacağına hiç ama hiç ihtimal vermiyorum.
Pazar günü sabahım İngiltere’nin Manchester şehrinde harika bir otelde başladı.O gün Old Trafford stadında bana göre dünyanın en önemli derbi maçlarından birini seyredecektim.Manchester United-Manchester City maçı…Yani bu şehrin Fenerbahçe-Galatasaray maçı.Maçı bir locadan seyrediyoruz ve yanımda üç tanınmış Fenerbahçeli var…İngiltere’de, “Kraliçe’nin Bisküvisi” olarak bilinen McVities bisküvilerinin de sahibi olan United Buscuits’in ana holdingi “Pladis’in yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker…Parantez açıp küçük bir ayrıntı vereyim.McVitties İngiltere’de, “Kraliçenin bisküvisi” olarak biliniyor.“Crown” Onun, ölümünden hemen önce kutladığı, “Tahttaki 70’inci yılının pastasını Ülker’in sahibi olduğu bu şirket yaptı.Daha ilginç ünlü, “Crown dizisinin” son sezonunda, bizzat Kraliçe’nin ağzından bu bisküvinin adı geçiyor.
Locadaki ikinci kişi, Türkiye’nin önde gelen bisiklet üreticilerinden Ahmet Özaktaç…Ama şurası kesin, aramızdaki en tanınmış, en “Celebrity” kişi Acun Ilıcalı…Bir gün önce özel uçağı ile Survivor’un çekildiği Dominik adasından Hull City’e gelmiş.Ama oraya uçakla 20 dakika mesafedeki Manchester’da da bu derbiyi kaçırmamak için sabah atlayıp bize katıldı…
Benim için büyük bir olay.Otelden çıkmadan, lobideki çok güzel horoz heykeli önünde, “uğur totemi” yapıyorum…Dünyada en beğendiğim takımlardan biri Manchester United ve ben de taraftarıyım…Neden derseniz birinci sebebi George Best…Uzun saçları ile, ‘Beat’ yıllarımın efsane oyuncusuydu o…Dünya yakışıklısı David Beacham’ın takımı…En önemlisi de belki de dünyanın en efsane teknik direktörü Sir Alex Ferguson’un takımı…Maçı, Old Trafford'da, onun adını taşıyan tarafındaki bir locadan izliyoruz.
Karşıda ise bir başka efsane ismin adı yazılı tribünler var.Sir Bobby Charlton…Maç başlarken Acun ilginç bir gözlemini söylüyor.“Staddaki kadın seyirci oranı yüzde 10’un altında…”Yani Fenerbahçe stadındaki kadın seyirci oranından az.
Tam bir Premier League derbisi seyrediyoruz.…City 1-0 öne geçiyor..Sonra ikinci yarının sonuna doğru United bir gol atıyor ve durum eşitleniyor…Ancak işte tam o an bizim için kritik bir karar anı oluyor.Çünkü oradan çıkıp uçağa bineceğiz ve Acun Ilıcalı’nın takımının maçına yetişmeye çalışacağız.Onun için de maçın bitimine az kala ayrılmamız gerekiyor, çünkü bitirirsek, stattan önce yayaların ayrılmasına izin veriliyor. Araçlar bekliyor ve bizim havalimanına yetişmemiz mümkün olmayacak.Ayrılıyoruz ve iki dakika sonra United’in ikinci golü geliyor.Böylece yıllardır beklediğim bir derbi maçının en kritik anını ekrandan izliyorum.
Uçak alçalırken, Hull City üzerinde, Acun’un takımının stadını görüyoruz.Başlayan maçta oyuncuları görüyoruz.Benim gözlerim o kadar iyi değil ama Acun pencereden bakıp maçı bize anlatıyor.Önce ilk izlenimimi yazayım.Acun’un aldığı Hull City AFC takımının maçlarını oynadığı stadın adı “MKM…”Hull City, 1904 yılında kurulmuş bir takım. Geçtiğimiz yıllarda 5 sezon Premier Leage’de oynamış.Stadını uçaktan gördüğümde şaşırdım.20 bin kişilik yeni nesil çok güzel bir stad.Yani öyle sıradan bir taşra kulübü stadı hiç değil.
Daha kapıdan girerken Acun’un bu kadar kısa sürede burada kurduğu insani ilişkiyi fark ediyorsunuz.Stadın, “Owners Lodge” adlı sahibine ait bir özel locası var.Ama loca dediysem öyle bizdeki localar gibi değil.Onun neredeyse 6-7 katı büyüklüğünde lüks bir salon.Yemekler hiç abartmıyorum Manchester United’in Old Trafford Stadı'ndaki locanın yemeklerinin yanında bir “Fine Dining” restoranı kalitesinde.Istakozdan, taze orada pişirilmiş 4-5 çeşit pizzaya, somon fümeden, jumbo karidese ve saşimiye kadar çok zengin bir büfe bu…Önünde kendine ait ve 15 kişiyi alabilecek bir seyirci koltuğu locası var.Her maçtan sonra 3-4 taraftar bu locaya davet edilip yemekte ağırlanıyor.
Acun’un kulüpte kurduğu saygı, otoriteden çok sevgiye dayalı bir saygı olarak hissediliyor.Mesela sahanın iç kenarından kulüp ürünlerinin satıldığı büyük mağazaya giderken, yanımıza gelen sarı kıyafetli genç güvenlik görevlisinin, “Mr. President” diyerek nasıl hayranlıkla baktıklarını bizzat gördüm. Ürün mağazasında ise çok sayıda insan gelip, çocukları ile Acun’la birlikte fotoğraf çektirdi.
Acun, takımın her maçına geliyormuş.20 milyon pound bütçesi olan bir takım bu.Ama Premier Leage’e çıkarsa, en az 200-250 milyon pound televizyon geliri olacak.Şimdilik maçları bir televizyon kanalından değil ama bir internet platformu üzerinden canlı yayınlanıyor.Acun’u orada bir kere daha taktir ettim.Ve tabii ki bir Türk olarak gurur duydum.
Bu arada Acun’dan bir şeyi de öğrendim.Takımın kalecisi hep ceza sahası dışında duruyordu.“Bu riskli bir yerleşim değil mi?” diye sordum.Acun, “Yok bu yeni trend. Kaleciler artık topu daha ilerde karşılıyor ve takımın sahadaki 11’inci oyuncusu olarak oynuyor” dedi.Futbol statik bir şey değil…Değişiyor.
Son andaki sarılma sahnesinin hikâyesiŞimdi geleyim maçın son anına…Hull City maçı son dakikasına kadar 1-0 yenik durumda oynadı.Elimde iPhone kameram, son ana kadar bir belgeselci gibi Acun’u izledim.Onun çeşitli duygusal anlarını yakalamaya çalıştım.Ve sonunda istediğim o anı yakaladım.Hull City son dakikada beraberlik golünü attı.İşte o an tanıdığım, hislerini pek dışa vurmayan Acun ayağa fırladı ve yanındaki ünlü iş insanına sarıldı…Daha doğrusu ikisi birbirine sarıldı ve Acun’un ağzından o iki kelime çıktı.“Gol be….”Bir taraftar içtin futbol işte bu iki anın arasında geçen zamandır…Hüsran ve zafer… O an "acaba" dedim, geçen pazarın tesellisi mi?Sarıldığı kişi, Ülker ve Pladis isimlerinin sahibi ailenin en tanınmış üyesi Murat Ülker’di… O anı daha iyi anlatmak için çektiğim videonun o bölümünü de paylaşıyorum.Tabii ikisi arasında bir duygu ortaklığı da var. İkisi de çok içten Fenerbahçeli.İkisinin de Fenerbahçe'ye çok büyük hizmetleri var.Tabii ki, biz bütün Fenerbahçelilerin içinde hâlâ önceki pazar gününün Galatasaray hüsranı vardı.Belki de o hüsranı biraz hafifletti diye genç bir Türk iş insanının satın aldığı Hull City’nin bu son dakika golüne çok sevindik. Ertesi gün reytingler geldiğinde gördük kiOradan çıkıp doğru havaalanına gittik…Böylece hayatımda ilk defa aynı gün iki ayrı şehirde iki ayrı maçı izleme imkânım olmuştu…İngilizlerin dediği gibi…“Once in a life experience…”Hayatta bir defa yaşanabilecek şeyler yani…Ertesi gün televizyon reytingleri geldiğinde öğrendik.Survivor’ın bu sezonki ilk bölümü geceyi birinci olarak bitirmişti. İşte o an aklıma Rod Stewart'ın şarkısı geldiO an aklıma Rod Stewart’ın şahane şarkısı geldi.“Some Guys Have All The Luck…”Bazı insanlar her bakımdan şanslıdır…O şarkıda anlatılan karakterlerden biri Acun olabilir mi..Galiba değil, kesin o…Bir Türk olarak, “Nazar değmesin” dedim…Locada birbirine sarılan iki insan için de en samimi duygum buydu…Türkiye’den çıkan her küresel başarı hikâyesi için de aynı duyguyu taşıyorum… |