Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan Türkiye ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab'ın mahkemede 'Türkiye ile İran arasında gerçekleşen altın ticareti'yle ilgili "İran'la yapılan ticaret konusunda sonuna kadar devletimin yanındayım" ifadesini kullandı."Milli çıkarımız neyse gereğini yapacağız" diyen Özkök, 'Sarraf şerhi' koyarak "Ama bu üçkâğıtçı Zarrab söz konusu olduğunda kimse kusura bakmasın... Bu adi rüşvetçiyi, ülkemi bir üçüncü dünya ülkesi gibi gösteren bu pis itirafçıyı, bu herifi ve onun rüşvet çetesini savunamam..." dedi.
Ertuğrul Özkök'ün "Acaba o 264 milletvekili önceki gece ne hissetti" başlığıyla yayımlanan (1 Aralık 2017) yazısının ilgili kısmı şöyle:
20 Ocak 2015 günü... Tam 264 el kalkmıştı... Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 264 milletvekili...
O gün oylarıyla Zafer Çağlayan’ı Yüce Divan’dan kurtarmışlardı...
*
Önceki gece Zarrab konuşurken, işte o 264 milletvekilini düşündüm...
Acaba bütün Türk milleti gibi onlar da Amerika’da konuşan iğrenç iftiracının ağzından çıkanları dinliyor, kahroluyor muydu?
Mesela “Zafer Çağlayan’a 40-45 milyon dolar vermişimdir” cümlesini işittikleri an ne hissetmişlerdir...
*
O Meclis ki, bundan 14 yıl önce, 1 Mart 2003 günü, iktidarı ve muhalefeti ile Amerikan askerine geçiş iznini reddederek bütün dünyanın gözünde bir itibar abidesi haline gelmişti...
2003’lerden sonra Türkiye’yi “yükselen yıldız” yapan direklerden biriydi o karar...
*
Ve ondan 12 yıl sonra Yüce Divan oylaması...
20 Ocak 2015 günü Zafer Çağlayan’ı kurtarırken, acaba o 264 oyun bir bumerang gibi kendilerinin üzerine geleceği akıllarına gelmiş miydi...
Üstelik hepimiz çok iyi biliyoruz ki, çoğunun içine de sinmemişti verdikleri oy.
*
İşte o yüzden merak ettim...
Acaba o 264 kişi, önceki gece 40-45 milyon dolar rüşvet lafını duyduğunda ne hissetmiştir?
Ne demişlerdir kendi vicdanlarına...
Çoluklarına çocuklarına, eşlerine, dostlarına...
*
“Biz ‘Zafer’ bayramı zannediyorduk, meğer Zarrab hezimetiymiş...”
Bunu demişler midir acaba...
- İran’la yapılan ticaret konusunda sonuna kadar devletimin yanındayım. Elbette gaz, petrol alacağız, karşılığında mal satacağız. Milli çıkarımız neyse gereğini yapacağız.
Amerika’nın bu dava üzerinden ülkemi yaralamasına karşı çıkarım. Ama bu üçkâğıtçı Zarrab söz konusu olduğunda kimse kusura bakmasın...
Bu adi rüşvetçiyi, ülkemi bir üçüncü dünya ülkesi gibi gösteren bu pis itirafçıyı, bu herifi ve onun rüşvet çetesini savunamam...