Ertuğrul Özkök, "Tansu'ya mektuplar" başlığı altında, yazdığı ve "newsletter" olarak paylaştığı yazısında bugün İzmir İkinci İktisat Kongresi'de Sir Bob Geldof'un konuşmasına değindi.
İzmir İkinci İktisat Kongresi dün başladı.
Açılış oturumunda konuşan ünlü isimlerden biri Sir Bob Geldof’du…
Bizim neslimiz üzerinde “Live Aid” konserlerinin mimarı…
Şu an dünyada açlık, eşitlik, çevre konularında çalışan en itibarlı isimlerden biri…
Daha önce katılmaya karar vermiştim ancak son anda çıkan bir engelim dolayısıyla katılamadım.
Çünkü Geldof ve bir de bu akşam konuşacak olan fizikçi Michio Kaku’yu dinlemeyi çok istiyordum.
Konuşmaları hiç not almadan kayıt gibi tutan iki kadın gazeteciKongreye gidemedim ama gazetecilik titizliklerini hayranlıkla izlediğim iki arkadaşım Özlem Gürses ve Elif Soyseven toplantıyı çok dikkatle izlediler ve onlardan neredeyse canlı yayın gibi bilgi aldım. Özlem Gürses’in kafası kayıt cihazı gibidir. Bugüne kadar dinlediği şeyleri hiç not almadan neredeyse kelimesi kelimesine hafızasına kaydedebilen iki gazeteci tanıdım ikisi de kadındı. Biri Hürriyet’in eski Yazıişleri Müdürü ve Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nurcan Akad. Öteki de Özlem Gürses. Gürses’in hafıza kayıtlarından Bob Geldof’un konuşmasını size özetlemek istiyorum. |
Çetin Altan’ın ölümünden önceki, hepimizin büyük düşkırıklığını mükemmel özetleyen cümlesini o da söylemiş:
“Hayal ettiğimiz dünya bu değildi.”
Geldof bugün 71 yaşında.
Yani benim de içinde yer aldığım “68 Kuşağı neslinin” mensuplarından biri.
Amerika’da onlara “Baby Boomer” diyorlar…
Savaş sonrası çocukları yani.
Kıtlığı, karneleri pek hatırlamıyorlar.
Geldof özetle şunları söylemiş:
(*) Biz şanslı bir kuşağın insanlarıyız. Savaş görmedik. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ekonomik büyümenin nimetlerinden yararlandık.
(*) Demokrasilerin kuvvetlendiği bir dönemdi. Bizim dönemimiz liderleri insanların daha iyi yaşaması için çaba harcadılar.
(*) Ancak bugün geldiğimiz dünyada artık çok başka gerçeklerle karşı karşıyayız.
(*) Bugün dünyanın yüzde 70’ini otokrat liderler yönetiyor. Bu ülkelerde demokrasi, İnsan hakları geriledi. Hayal etmediğimiz bir dünya oldu.
(*) Şöyle bir masa düşünün. Etrafında Rusya Devlet Başkanı Putin oturuyor. Çin lideri Şi Çinping oturuyor. Türkiye lideri Erdoğan var. Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un oturuyor. ABD’nin eski başkanı Trump. İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnnson oturuyor. Bu insanlar dünyanın iyiye gitmesi için ne konuşabilir ki? Çevre konularında ne bekleyebiliriz bu liderlerden. Bir sabah uyandığımızda Putin’in Ukrayna’ya girdiğini görüyoruz. Yarın bir yerde bir savaş patlayabilir.
(*) Live Aid konserleri 2008’de bitti. O konserleri G-8 toplantıları bitirdi.
(*) Ben Çin devlet başkanı ile tanıştım. Çin’de su meselesini konuştuk. “Gelecekte suyu nasıl bulacaksınız” diye sordum. ‘Himalayalar’dan alırız’ dedi. İyi de Hindistan ne diyecek buna? Onun hiç önemi yok mu?
(*) "Geçmişte Turgut Özal’ı da tanıdım. Onun için ‘Türkiye’nin Thatcher’ıdır’ dediler. Olabilir. Biz Thatcher dönemini yaşadık. Evet onların liberal ekonomi modellerinin ekonomiye katkısı oldu. Ama dünya o liberal politikaların bedelini ağır ödedi.
(*) Bazı ülkeleri görmezden gelebilirsiniz. Ama Türkiye öyle bir ülke değil. Görmezden gelemezsiniz.
(*) Burada beni dinleyen insanlar okumuş, dünyanın meselelerini anlayan insanlar. Ama dışarda dünyanın realitesi bundan çok farklı.
(*) Bugün ekonomik rakamlara, siyasetçilere bakarak gelecekte ne olup biteceğini anlamanız mümkün değil. Buraya bilim insanlarını, fütürologları çağırıp onları dinlemeniz lazım.
(*) Teknolojik gelişmeler çok hızlandı. Ancak bu teknolojilerin bizi nereye götüreceğini bilemiyoruz. Hiç beklemediğimiz durumlarla karşılaşabiliriz.
Emine Erdoğan 29 Mart'ta BM'de sıfır atığı konuşacakKonuşmanın özellikle çevre sorunları kısmını okurken dün öğrendiğim bir bilgi aklıma geldi. Cumhurbaşkanı'nın eşi Emine Erdoğan, eğer son dakikada bir değişiklik olmazsa, 29 Mart’ta New York’a gidip Birleşmiş Milletler’de “Sıfır Atık Projesi"ni anlatacak. Onun gayretleri sayesinde dünyada bir “Sıfır Atık Günü” ilan edildi. Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan belki çevreyle ilgili görünmüyor ama eşi bu konuda çaba harcıyor. Bunu da bir bilgi olarak aktarıp tekrar Sir Bob’a döneyim. |
Evet Sir Bob Geldof’un anlattığı “dünya otokrat liderler masasının” durumu böyle.
Toplantıyı izleyen arkadaşlarımız bir de Sir Bob’un kulisteki masasının bir fotoğrafını gönderdiler.
Yakından inceledim.
Altta yapacağı konuşmanın metni var. Kendisi hazırlamış.
Üstünde kendisine verilen konuşmacı tanıtım kartı.
Bir kahve fincanı.
Ve küçük bir zeytin ağacı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hediye etmiş.
Yani Sir Bob’un kulis masası, otokratlar masasından daha güzel ve barışçı.
Konuşmanın bu bölümleri dün medyada pek yer almadı.
Ben de bu iki masayı anlatayım dedim.