20 yılı Genel Yayın Yönetmeni olmak üzere 35 yıl aralıksız çalıştığı Hürriyet'in kasım ayında yollarını ayırdığı Ertuğrul Özkök, eşinin adına gönderme yapan "Tansu'ya Mektuplar" başlığı altında yazılarını sürdürüyor. Yazılarını "newsletter" olarak geniş bir gruba gönderen Özkök, son yazısında, ABD'de ev hayvanları arasında evliliklerin arttığını belirterek, "Bazı varlıklı ailelerde bir düğünün masrafı 25 bin doları buluyormuş. En hayvanseverimize bile “Yok artık” dedirtecek bir şey gibi geliyor değil mi…Hiç öyle demeyin, büyük bir ihtimalle önümüzdeki 10 yıl içinde bu törenler dünyaya yayılırsa hiç kimse şaşırmasın" ifadelerini kullandı.
Özkök'ün "Tansu'ya Mektuplar" dizisindeki "Yıldız Tilbe öldürtmediği köpeklere 25 bin dolarlık düğün yapar mı?" başlıklı yazısı şu şekilde...
"Bu sabah güne New York Times’ta okuduğum çok ilginç bir yazı ile başladım.Amerika Birleşik Devletleri’nde “Pet Wedding” denilen törenler hızla yayılıyormuş.Türkçesi şu:“Ev hayvanı düğünleri…”Yani çiftleşecek kedi ve köpeklerine düğün yapıyorlarmış.Erkeklere damat kıyafeti, dişilere ise gelinlik giydirip resmen düğün töreni düzenliyorlarmış.Bazı varlıklı ailelerde bir düğünün masrafı 25 bin doları buluyormuş.
En hayvanseverimize bile “Yok artık” dedirtecek bir şey gibi geliyor değil mi…Hiç öyle demeyin, büyük bir ihtimalle önümüzdeki 10 yıl içinde bu törenler dünyaya yayılırsa hiç kimse şaşırmasın.Çünkü son yıllarda ev hayvanlarına “Halloween”, yani “Cadılar Bayramı” kıyafetleri giydirmek bütün dünyada hızla yayılıyor.Sadece ABD’de Cadı Bayramı hayvan kıyafeti yazarı milyarlarca dolara ulaştı.Şunu da unutmayalım.Bundan 30 yıl önce Türkiye’de kışın ev hayvanlarına koruyucu elbise giydiren insan sayısı çok azdı.Şimdi bir çok evde sıradan ve normal bir uygulama haline geldi.Yani olmaz olmaz demeyin…
Sabah bu haberi okurken aklıma başka bir şey geldi…Ev hayvanları düğün törenleri artarken, insanların düğün törenleri azalıyor.Son 2 yıldır pandemi nedeniyle birçok düğün ertelendi.Türkiye’de smokin ve gelinlik satışları düştü.Orta Doğu’da savaşlar düğünleri yapılamaz hale getirdi.Muhtemelen işgal altındaki Ukrayna da aynı şeyi yaşayacak.Olayın bir tarafı bu, öteki tarafı ise, bütün dünyada hayvan hakları konusundaki hassasiyetin hızla yükselmesi.New York Times’taki haberi okurken aklıma Yıldız Tilbe’nin sözleri geldi.Saldırgan sokak hayvanlarına zehirli et atıp öldürün diyordu.Dün Bülent Ersoy’un bir açıklamasından öğrendim. Meğer Yıldız Tilbe’nin evinde çok sayıda kedi varmış.
Durum böyleyse bir sanatçı, hem de çok iyi besteci ve yorumcu olan bir sanatçı nasıl olur da “Sokaktaki saldırgan hayvanları zehirli etle öldürün” diyebilir.“Saldırgan hayvanlar sokakta serbest bırakılmamalı” dese, “Kontrol altında tutulsun” dese kimsenin itirazı olmayacak.Ama bu Yıldız Tilbe…Dilinin hiçbir kontrolü yok…Nitekim çok büyük bir tepki aldı ve bir otel de onunla yaptığı kontratı bozduğunu açıkladı.Haklılar da, çünkü onun yüzünden otel de kötü bir sicil alabilirdi.
Oysa dünyadaki sanatçılar artık bunun tersini yapıyor.Rolling Stones’un solisti Mick Jagger geçenlerde beni çok şaşırtan bir video paylaştı. Bir divanda otururken yanında bir kedi vardı ve onun kuyruğunu okşuyordu.Mick Jagger ve yanında bir kedi…Beni şaşırttı…Ama çok sıcak bir paylaşımdı.İşte o nedenle başlıkta “Yıldız Tilbe kedilerine düğün yapar, damatlık ve gelinlik giydirir mi” diye tuhaf bir soru sordum.Geleyim asıl meseleye…
Kedi köpek düğününün bize verdiği çok daha önemli bir mesaj var.Dünya kamuoyunda insanı insan yapan değerler konusunda hassasiyet giderek yükseliyor.İnsan Hakları, Çocuk Hakları, Kadına Karşı Şiddet ve Eşitsizlik, Farklı Yaşam Biçimlerine Saygı, Hayvan Hakları , Adalet, Demokrasi, Çevre Duyarlılığı, Küresel Isınma…Hepsini büyük harflerle yazdım… Çünkü bütün konular giderek daha yaygın bir küresel dayanışma duygusu yaratıyor.
Şundan emin olalım ki Ukrayna’nın işgali demokratik dünyada bu duyguları daha da yukarı taşıyacak.Bunun ilk işaretlerinden biri geçen gün Almanya Şansölyesi Scholz’un Ankara’yı ziyareti sırasında geldi.Hürriyet yazarı Sedat Ergin her zamanki gibi çok güzel bir çalışma yapmış ve Alman Şansölyesinin konuşmasının bazı bölümlerini Almanca’yı çok iyi bilen bir tanıdığına çevirtmiş.Yazısında Scholz’un şu sözlerini aktarıyor:“Şu an önemli olan, bizlerin demokratik Batılı devletler olarak işbirliği yapmamızdır. NATO’daki işbirliğimiz de bunun için önemli bir zemin oluşturuyor. Transatlantik ilişkilerin bir kez daha güçlü bir şekilde ağırlık kazandığına inanıyorum. Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’nın, AB’nin, NATO’da bir araya gelmiş devletlerin, ki Türkiye de dahil buna, yakın işbirliği yapmaları, güvenlikleri, hukuk devleti, demokrasi ve insan hakları söz konusu olduğunda, önem atfettikleri değerleri savunmak zorunda olduklarının bilincinde olmaları iyi bir şey.”Scholz Erdoğan’a “Sizin yeriniz bizim yanımızdır” diyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna krizinde iyi bir yol izliyor.Arabuluculuk yapmak istiyor.Ama bu arabuluculuğu yaparken kendini nereye konumlayacak?Scholz’un ifade ettiği “Demokratik dünyaya mı” yoksa Putin gibi, halkının kaderini otoriter liderin iki dudağına emanet etmiş ülkeler safında mı…Bence Türkiye’nin önünde harika bir fırsat var.Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002-2008 arasındaki “Medeniyetler İttifakı Eş Başkanlığı” dönemindeki politikalara dönebilirse, Türkiye dünyanın en önemli barış yapıcı ülkeleri arasına girebilir.Ama bunun için ilk şart kendi evimizde İnsan Haklarını, özgürlükleri, Adaleti, demokrasiyi yine baştacı etmek…Bizim yerimiz NATO ise, evimiz de demokrasi olmalı.Yani kedi köpek düğünleri artarken, mutlu insan düğünleri azalmamalı…