Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun sorularını 5 ay sonra yanıtlayan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın ifadelerini eleştirdi. "Size tavsiyem, sakın “Darbe öne alındı” tezini savunmayın" diyen Özkök, "Bu, kontrollü falan bir darbe değildi. Basbayağı, apaçık, geldiği besbelli olan kanlı bir darbeydi. Ama siz öne alındı falan derseniz, bilin ki, 'kontrollü' diyenlerin amaçlarına hizmet edersiniz" diye yazdı.
Ertuğrul Özkök'ün "Kontrollü şekilde 6 saat öne mi alındı" başlığıyla yayımlanan (31 Mayıs 2017) yazısı şöyle:
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın, 15 Temmuz Darbe Komisyonu’na gönderdiği cevapları tek tek alt alta yazdım.
Ortaya çıkan tablo şudur:
***
- Akar yazılı cevabında diyor ki:
“MİT’e yapılan ihbarda darbe söz konusu değildi.”
Peki MİT’e ve ona göre esrarengiz binbaşı ne demiş:
“Albay beni çağırdı ‘Bu gece bir uçuşumuz olacak ve sonunda da Hakan Fidan’ı alacağız’ dedi.”
Birtakım askerler gelip, ülkenin istihbaratının başındaki insanı alıp götürecekler...
Ne bu şimdi? Basit bir çocuk kaçırma olayı mı?
Devam edelim.
***
- Binbaşı “darbe ihbarı” yapmıyor ama MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı ne yapıyor?
“MİT’e ihbarın büyük bir planın parçası olduğunu düşündük.”
Şimdi birisi çıkıp bize “MİT Müsteşarı’nı kaçırmaktan daha büyük planın” ne olduğunu açıklasın da öğrenelim.
Darbe değil de nedir bu?
- Binbaşı “darbe ihbarı” yapmıyor ama MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı ne yapıyor?
Yine yazılı cevabından bakalım: “Bu esnada MİT Müsteşarı, Sayın Cumhurbaşkanı’nı bilgilendirmek istediğini söyledi. Müteakiben Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü ile bir telefon görüşmesi yaptı.”
***
Yani şimdi “MİT Müsteşarı’nı kaçırma” olayı için, Cumhurbaşkanı’nın koruma müdürü aranıp, “Orayı koruyabilir misin” diye mi soruluyor?
Bitmedi...
***
- Ortada bir “darbe ihbarı” yok ama MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı ne yapıyor?
Mektubundan okuyalım:
“Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu ihbar en başından itibaren çok ciddi bir şekilde ele alınmış ve gerekli tedbirlerin tereddütsüz alınması ve icra edilmesi sağlanmıştır.”
***
Açıklamanın başında “Darbe ihbarı yoktu” ama bu sonunda “en başından itibaren çok ciddi şekilde ele alınan” bir darbe ihbarına dönüşüyor.
Yani binbaşının getirdiği bilginin bal gibi bir darbe ihbarı olduğu kabul ediliyor.
Önlenemeyen bir darbe planı...
Bana göre en vahim kısım, Genelkurmay Başkanı’nın gönderdiği mektubun sonuç bölümünde...
MİT ve Genelkurmay bu darbe ihbarını nasıl değerlendiriyor?
İşte akıllara durgunluk veren cevabı:
“Kanaatimce, alınan bu tedbirlerden dolayıdır ki, hainler paniğe kapılarak, daha sonra sanık ifadelerinden öğrendiğimize göre geç saatlerde yapmayı (saat 03.00) planladıkları işi öne almak suretiyle erkenden ifşa olmuşlardır.”
Büyük başarının ne olduğunu öğrendiniz mi?
Planlanan darbenin başlamasından 12 buçuk saat önce açık açık ihbarı yapılan darbeyi önleyemeyip, öne aldırmak...
Ya bu darbe önlenemediği için erkene alınan darbede hayatını kaybeden 250’den fazla insan?
Bu senaryoyu onlara da anlatabilecek misiniz?
Tabii bunlar olup biterken, bütün ailesiyle birlikte ölüm tehlikesiyle karşılaşan Cumhurbaşkanı’nın, öne alınan darbeyi, darbe başladıktan sonra eniştesinden öğrenmesini neyle açıklayacağız?
Ya bütün bunlardan habersiz Başbakan’ın, darbecilerin arasından geçip evine giderken atlattığı ölüm tehlikesi...
Size tavsiyem.
Sakın “Darbe öne alındı” tezini savunmayın...
Bu, kontrollü falan bir darbe değildi...
Basbayağı, apaçık, geldiği besbelli olan kanlı bir darbeydi...
Ama siz öne alındı falan derseniz, bilin ki, “kontrollü” diyenlerin amaçlarına hizmet edersiniz.