ESAD: TÜRKİYE BÜTÜN SÜREÇTE YER ALMALI ŞAM (A.A)

-ESAD: TÜRKİYE BÜTÜN SÜREÇTE YER ALMALI ŞAM (A.A) - 07.10.2010 - Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Suriye ve İsrail arasında barışın sağlanabilmesi için bütün süreçlerde Türkiye'nin yer alması gerektiğini söyledi. Arapça yayın yapan TRT El Turkiya kanalına demeç veren Esad, Türkiye-Suriye ilişkilerinin yanısıra bölgesel gelişmeleri ve PKK sorununu da değerlendirdi. Esad, Türkiye'nin arabuluculuk yaptığı Suriye-İsrail dolaylı barış görüşmelerine ilişkin, "Biz, Türkiye ile başladığımızda amacımız, doğrudan görüşmelere ulaştıracak dolaylı görüşmeler için ortak zemini yoklamaktı. Türkiye bu süreci başlattı ve başardı" dedi. ABD'nin İsrail üzerinde etkili önemli bir güç olduğunu belirten Esad, ABD'nin barış sürecinin uygulanması aşamasında garantörlüğünün çok önem taşıdığını söyledi. Ancak barışın sağlanmasına kadar olan müzakere sürecinin yürütülmesi, sorunların çözülmesi ve engellerin kaldırılması aşamasında diğer ülkelere ve Türkiye'ye rol düştüğünü vurgulayan Esad, "Türkiye'nin (barışın tesisi için gerekli) bütün süreçlerde rol alması gerektiğini" kaydetti. Suriye'nin ve bölge ülkelerinin Türk yetkililere güvendiğini belirten Esad, Türkiye'nin bölgeyi iyi tanıması ve barış sürecine başından beri katılması yönüyle rolünün önemine vurgu yaptı. Esad, ABD'nin 1991 yılından beri bölgede barışın sağlanmasına ilişkin çalışmalarda bulunduğunu ancak garantörlük gücüne sahip olmasına rağmen arabuluculuk yapamadığını kaydederek, "ABD'nin arabuluculuk yapamamasının bölgeyi iyi tanımamasından kaynakladığını" söyledi. Bölgede barışın sağlanması için Fransa ve ABD dahil birçok ülkenin temsilcilerini bölgeye göndermesine rağmen henüz hiç birşeyin netleşmediğini hatırlatan Esad, "İsrail'de radikal bir hükümet var, en azından barış yanlısı bir hükümet değil" dedi. -TÜRKİYE-SURİYE İLİŞKİLERİ- Esad, Türkiye ve Suriye'nin ilişkilerinin uzun yılların ardından çok kısa sürede iyileştiğini belirterek, "Türkiye ile ilişkilerimizi düzeltme yönünde vizyonumuz vardı ancak bu kadar kısa sürede iyileşmesine biz de şaşırdık" dedi. İki ülke ilişkilerindeki hızlı iyileşmenin halklarının arzusundan kaynaklandığını anlatan Esad, halk desteği olmadan bunun başarılamayacağını söyledi. Türkiye ve Suriye halkının arzusunu, ortak kültür, ortak ilgiler ve Suriye'de yaşayan Türk kökenli ailelerin veya Türkiye'de yaşayan Suriye kökenli ailelerin bulunmasına bağlayan Esad, "Uluslararası veya bölgesel gündeme göre değil, halkların gündemine göre hareket ettik" diye konuştu. Türkiye'nin bölgesel bazı konulardaki duruşunun da Türkiye-Suriye ilişkilerini hızlandırdığını belirten Esad diğer nedenleri şöyle sıraladı: "Birincisi, Türkiye'nin her Arap ve Müslümanı ilgilendiren Filistin konusundaki tutumu. İkincisi, Irak işgali öncesinde Amerikan uçaklarının topraklarını kullanma isteğini reddetmesi. Üçüncüsü ise bazı ülkeler Suriye'yi izole etmek istediklerinde gösterdiği duruş oldu. Birçok ülke korktukları ya da dış baskıya boyun eğdikleri için bu izolasyonda yer aldılar. Fakat Türkiye, mevcut ilişkileri sürdürdü ki bunun anlamı bağımsızlıktır" dedi.  Esad, Türkiye ve Suriye arasında büyük bir güvenin olduğunu ve iki ülke ilişkilerinin (bölgedeki) zor şartlar altında başladığını vurgulayarak, iki ülke ilişkilerinin başladığı dönemde "Filistin'de intifada olduğunu, Afganistan'ın işgal edildiğini ve 2003 başlarında Irak'ın işgalinin ardından Suriye'nin izole edildiğini" söyledi.  Esad, aynı dönemde Türkiye ve Suriye üzerindeki baskılara rağmen iki ülke ilişkilerinin bozulmadığını, aksine daha sağlam bir zemine oturduğunu kaydetti. -TÜRKİYE-İSRAİL GERGİNLİĞİ- Esad, daha önce yaptığı, Türkiye ve İsrail ilişkilerinde yaşanan gerginliğin barış sürecini olumsuz etkileyeceği yönündeki açıklamasına açıklık getirerek, "Ben, Türkiye ve İsrail ilişkilerinin kesilmesinin barış sürecini etkileyeceğini söyledim. Bu, Türkiye'ye barış sürecinde rol alabilmesi karşılığında evlatlarının (Mavi Marmara gemisinde hayatını kaybeden Türkler) kanını satması yönünde bir çağrı değildir. Türkiye'nin barış sürecinde alacağı rol için evlatlarının kanını vermesi halinde Türkiye'ye olan güvenimiz kaybolur" diye konuştu. Türkiye-İsrail ilişkilerinde gerginliği önce hangi tarafın başlattığının önemli olduğuna dikkati çeken Esad, "İsrail, Türkiye ile ilişkileri kesen taraftır. İsrail, Türkiye'nin tarafları barışa taşıyacak olan gerçekçi ve adil rolünden dolayı rahatsız ve öfkeliydi" diye konuştu. -TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ- Esad, Türkiye'nin İran'ın yanısıra diğer komşuları ile iyi ilişkilerinin Suriye'nin menfaatine olduğunu söyledi. Türkiye-Suriye ilişkilerinin düzelmesinden önceki dönemde, Türkiye-İsrail ilişkilerine olumsuz baktıklarını belirten Esad, "İlişkilerimiz düzeldikten sonra Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin barış sürecinde yardımcı olduğunu gördük. Bölgedeki ülkeler arasındaki çözümüne yardımcı olmaya çalışmalı ve iyi ilişkiler kurmalıyız. Uzaklaşmak, izole etmek veya kaçmak hiçbir fayda getirmez" diye konuştu. Esad, İran'a yönelik bir askeri müdahale olasılığının ise '''mantık çerçevesinde düşünüldüğünde'' bulunmadığını, yıldırma ve psikolojik savaş yapıldığını söyledi. Suriye'ye geçtiğimiz yıllarda özellikle Irak savaşından sonraki dönemde aynı yıldırma ve ve psikolojik savaşı yaptıklarını belirten Esad, "Ancak İran'a karşı yapılacak bir askeri müdahalenin sadece bölgede değil bütün dünyada daha fazla felaketin öncüsü olacağını" kaydetti. Esad, böyle bir askeri müdahalenin bedelini bütün dünyanın ödeyeceğini söyledi. -DEMOKRATİK AÇILIM VE PKK- Esad, PKK sorununun Suriye, Türkiye, Irak ve İran'ı ilgilendirmesi nedeniyle bölgesel bir sorun şeklinde nitelendirerek, "Fakat bu ülkelerdeki Kürtlere bakıldığında çoğunluğunun o ülkeye tabi kaldığı kanaatindeyim. Iraklı Kürtler Irak'a, Türkiye'deki Kürtler Türkiye'ye, Suriye'deki Kürtler Suriye'ye tabi. Aslında karşı karşıya olduğumuz sorun Kürt sorunu değil, sorun Kürt meselesini kullanarak içişlerimize müdahale etmek isteyenler" dedi. Kürtlerin de Türkler veya Araplar gibi yüzyıllardır bu coğrafyada yaşadığına dikkati çeken Esad, "Geçmişte birtakım hataların yapıldığını ancak bu anlaşmazlıkların normal olduğunu" belirterek, "Bazı güçler tarafından aldatılanlarla daha fazla iletişimde olmamız gerekiyor" diye konuştu. Esad bu çerçevede, "Türkiye'nin demokratik açılım sürecinin veya affın doğru olduğunu ancak bunların ulusal çerçeve içinde yapılması gerektiğini" söyledi. Demokratik açılım veya af gibi süreçlerde bölgedeki ilgili ülkelerle koordinasyon içinde kalınması gerektiğini belirten Esad, Türkiye ile Suriye arasında koordinasyon bulunduğunu kaydetti. Esad, bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulması gibi bir endişesinin olmadığını söyledi. -IRAK- Irak'taki son durumu ve Suriye-Irak ilişkilerini de değerlendiren Esad, "Irak'ta etnik veya mezhepsel bir bölünme yaşanabileceği endişesi taşıdığını" söyledi. Irak'ın Şii, Sünni veya Kürt, Arap gibi küçük devletçiklere ayrılması ihtimaline ilişkin kaygısına, ülkedeki mezheplerin durumunu örnek olarak gösteren Esad, "Irak'taki gelişmelerin komşu ülke olarak Suriye'yi doğrudan etkileyeceğini, bu nedenle gelişmeleri yakından izlediklerini" ifade etti. Iraklı yetkililerin yanısıra bu konuda Türkiye ve İran ile de sürekli temasta olduklarını belirten Esad, Irak'taki bütün gruplarla ve siyasi cephelerle ilişkilerin normalleşmeye başladığını söyledi. Irak'ta hükümet kurulmasına ilişkin gecikmenin Irak'ın aleyhine olduğunu vurgulayan Esad, "bu gecikmeden dolayı endişeli olduklarını" kaydetti. Esad, Irak'ın birliğinin ve istikrarının Suriye için önemli olduğunu ancak Irak hükümetinin de Suriye dahil olmak üzere komşuluk ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini söyledi. -LÜBNAN VE FİLİSTİN- Esad, "Lübnan'daki durumun son gerginliklerin ve son yıllarda gözlemlenen dış müdahalelerin ardından endişe verici olduğunu" belirterek, Lübnan halkının bilinçliliğine güvendiğini söyledi. Filistin-İsrail barış görüşmelerini de değerlendiren Esad, "görüşmelerden beklentilerinin olmadığını", mevcut İsrail hükümetinin diğer İsrail hükümetlerinden farkının bulunmadığını ve aşırı fanatizm sergilediğini kaydetti. Esad, İsrail'in barış yanlısı olmadığını anlamak için izlediği politikalara ve uygulamalarına bakmanın yeterli olduğunu ifade etti. Suriye Devlet Televizyonu'na bağlı kanallar, röportajın tamamını yayımladı. Resmi haber ajansı SANA ise röportaj metninin önemli bir kısmını Arapça, İngilizce, Türkçe sayfasından abonelerine duyurdu.