“Esad’lı çözüm ağır basıyor”

“Esad’lı çözüm ağır basıyor”

Paris’i vuran IŞİD saldırılarının gölgesinde Türkiye’nin ev sahipliğinde Antalya’da toplanan G20 zirvesi, dünya liderlerinin IŞİD’le mücadelede önümüzdeki süreçte nasıl bir yaklaşım sergileyeceğinin de işaretlerini verdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; ABD Başkanı Barack Obama’nın yanısıra Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in de aralarında bulunduğu çok sayıda dünya lideriyle ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Zirve Suriye konusunda ayrı düşen Obama ile Putin’i de biraraya getirdi. Erdoğan, zirvenin teröre karşı dünya devletlerini birleştirmesi açısından memnuniyet verici olduğunu söylerken, Obama “Hedefimiz, IŞİD denen zalim örgütü yok etmek” açıklaması yaptı. Putin’den gelen “G20 ülkelerinden kimi devletlerin de aralarında bulunduğu 40 ülke IŞİD’e finansal destek sağlıyor” açıklaması ise şaşırtıcıydı. Bu noktada; en büyük dikkatin Suudi Arabistan’a çevrildiğini belirten zirve katılımcıları, önümüzdeki süreçte G20 ülkelerinin sıkı bir “IŞİD’e destek” sınavından geçeceğini söylüyor.

Suriye’de IŞİD hedeflerine dönük hava operasyonlarının yetersiz olduğu açıklamasıyla akıllarda “Suriye’ye bir kara operasyonu hazırlığı mı yapılıyor” sorusunu uyandırmış olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın aksine Obama’dan “Suriye’de güvenli bölge, uçuşa yasak bölge gibi şeyler amaca zararlı olabilir. Gerçek bir güvenli bölge sahada asker gerektirecek. ABD askerinin katılacağı kara operasyonuna karşıyım” açıklamasının gelmesi “Uluslararası koalisyon, Suriye’de kara operasyonu seçeneğini dışlıyor” şeklinde yorumlandı. Kararlarının bağlayıcı olmadığı G20 zirvesi, dönem başkanı Türkiye’nin istediği gibi sonuç bildirgesine ek olarak hazırlanan bir ‘terörle mücadelede ortak işbirliği açıklaması’nın kabulüyle sona erdi. Suriyeli mültecilerin desteklenmesi için özel çalışmaların yapılmasıyla sonuçlanması beklenen zirve, bu açıdan hayal kırıklığı yarattı. Zirve bildirgesinde sadece bir paragrafla sözü geçen mülteciler için dünya liderleri net bir plan üzerinde anlaşamadı.

“Öncelik IŞİD’le mücadele”

IŞİD’le mücadele için G20 sonrasında nasıl bir strateji uygulanacak? Suriye’de yönetim nasıl değişebilir? Esad gidecek mi, kalacak mı? G20 zirvesinden yansıyanlar ışığında DW’nin sorularını yanıtlayan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen “Uluslararası toplum, IŞİD’le mücadele konusunda anlaşırken, Suriye’deki krizin de siyasi çözümle olabileceğini bir kez daha anladı. Türkiye’nin –Esad gitsin- tezinin ötelendiği, IŞİD’in bitirilmesinin öncelik olarak belirlendiği G20 zirvesi, Suriye konusunda Esad’ın da çözümün bir parçası olması gerektiğinde ısrarcı olan Rusya ile İran’ın tezlerinin daha makul bulunduğunun da ortaya çıktığını gösterdi” diye konuştu. Ülgen, Suriye’deki krizin çözümü için G20’nin hemen öncesinde gerçekleşen Viyana mutabakatına da atıfta bulunurken, “Türkiye de hem bu mutabakata göre hem de G20 zirvesindeki açıklamalardan anladığımıza göre bundan böyle –Esad gitsin- tezinde ısrarcı olmayacak. Çünkü mutabakat, Suriye’de bir seçime işaret ediyor ve bu seçime öyle ya da böyle Esad destekli bir grubun katılması da muhtemel görünüyor” dedi.

Ülgen’e göre Türkiye bugüne kadar ısrar ettiği –Esad gitsin- tezine dayalı Suriye politikasından da uzaklaştığını dünya kamuoyuna önümüzdeki süreçte daha açık göstermek durumunda kalacak. Amerika’nın da Suriye politikasında belirgin bir değişiklik görülmeyeceğini söyleyen Ülgen, “Başkan Obama, önceliği IŞİD’le mücadeleye vereceklerini açıkça söyledi. Suriye’de bir dış müdahalenin gerçekleşebileceği seçeneğinin şu noktadan sonra gerçekçi görülmeyeceği ortaya çıktı” diye konuştu. Ülgen, “Mültecilere destek konusunda yeni bir açılım olabilir mi” sorusunu yanıtlarken, Paris saldırılarına gönderme yaptı ve “AB’nin mülteciler konusunda daha katı bir tutum sergileyeceğini tahmin etmek zor değil. Ne yazık ki; terör saldırılarından sonra mültecilerin durumu daha da zorlaştı. Onları ve sığındıkları ülkeleri çok zor günler bekliyor” dedi.

“Esad’lı çözüm daha ağır basıyor”

G20 zirvesi çerçevesinde yapılan değerlendirmeleri DW’ye değerlendiren Emekli Büyükelçi Ünal Çeviköz de, Türkiye’nin Suriye politikasındaki yanlışların ‘bir kez daha’ ortaya çıktığına dikkat çekti. “Ancak bizde kimse bu yanlışları itiraf etmeyecektir çünkü böyle bir geleneğimiz yoktur” diyen Çeviköz’e göre, önümüzdeki süreçte tüm dikkatlerin ve tartışmaların odağında Suriye’nin geleceği konusunda Viyana’da varılan mutabakat olacak. Mutabakatın Suriye krizinin siyasi çözümle sonuçlandırılması olduğunu hatırlatan Çeviköz “1 Ocak 2016’da başlayan ve 6 ay sonrasında yeni bir hükümet kurulmasını öngören, sonrasında da bir 18 ay içinde yeni bir anayasanın yolunun açılmasını isteyen sürecin nasıl uygulanacağı konusunda zor ve çetrefilli bir döneme giriyoruz. Mutabakata göre yürütülecek müzakerelerde masada Esad ya da onun temsilcileri olacak” dedi.

Türkiye'nin başından beri dile getirdiği “Çözümün yolu Esad’sız açılacak” politikasının Viyana mutabakatında yeri olmadığının G20’de yapılan açıklamalarla da doğrulandığını anlatan Büyükelçi Çeviköz, “G20’de yapılan tüm açıklamalar; siyasi çözüm için Esad’ın ya da onun temsil ettiği düşüncenin müzakerelerde yer alması gerektiği konusunda dünya liderlerinin daha keskin düşünmeye başladığını gösteriyor. Türkiye bunu açıkça dile getirmese de Esad’lı çözüm daha ağır basıyor” diye konuştu. Büyükelçi Çeviköz, IŞİD’le mücadele tartışmalarının mültecilere desteği de gölgeleyeceğinden yakınırken bu konuda Almanya’ya büyük sorumluluklar düştüğüne dikkat çekti. Almanya Başbakanı Angela Merkel’in mültecilere destek konusunda Avrupa’yı cesaretlendirmesi gerektiğini söyleyen Çeviköz “Bunu yapacağının da işaretlerini G20’de verdi. Görüşmelerinde mülteci konusuna özellikle değindiğini biliyoruz. Yakında da Türkiye ile bir zirve yapılacak. Terörün cezasını mülteciler çekmemeli” diye konuştu.