ABD’li C.B adlı kadın ile Amerika’da eşcinsel evlilik yapan Türk N.S’nin boşanmaları, iki ülke arasında velayet krizine dönüştü. ABD mahkemesi, sperm bankasından alınan sperm ile hamile kalıp doğum yaptıktan sonra oğluyla Türkiye’ye gelerek bir daha dönmeyen N.S’den çocuğu teslim etmesini istedi. Ancak Ankara 5. Aile Mahkemesi, eşcinsel evliliğin Türk hukukuna göre yok sayıldığını ve ABD’li eski eşin çocuk üzerinde hukuki bir hakkı olmadığını belirterek talebi reddetti. İtiraz üzerine dosyaya bakan Ankara İstinaf Mahkemesi de kararı hukuka uygun bulundu. İstinaf kararında Türk hukukuna göre eşcinsel evliliğin geçersiz sayılması nedeniyle çocuğun da “evlilik dışı” olduğunun kabul edilmesi gerektiği kaydedilerek, “Evlilik dışı doğduğu kabul edilen çocuğun velayetinin N.S’de olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi.
Dava dosyasına göre, İstanbul’da yaşayan ABD vatandaşı C.B, 2008 yılında internet üzerinden Ankara’da yaşayan N.S ile tanıştı. Sevgili olan çift İstanbul’da birlikte yaşamaya başladı. Bu süreçte C.B, Danimarka’daki bir sperm bankası aracılığıyla hamile kalarak bir kız çocuğu dünyaya getirdi. Bir süre sonra çocuğa otizm teşhisi konulunca, çift tedavi için 2013 yılında ABD’ye taşındı ve eşcinsel evliliğin yasal olduğu Minnesota’da nikah kıydı. Birkaç yıl sonra bu kez de N.S sperm bankası aracılığıyla hamile kalarak bir erkek çocuk dünyaya getirdi. Her iki çocuğun doğum belgesinde de C.B ve N.S ebeveyn olarak yazıldı.
Ancak ABD’li kadının kıskançlıkları nedeniyle çift arasında başlayan geçimsizlik, daha sonra şiddete dönüştü. Türk N.S, kendisine şiddet uygulayan eşi hakkında ABD mahkemesine başvurarak 4 kez koruma kararı aldı. Çift, Aralık 2019’da boşandı. Boşanmaya ilişkin protokolde N.S’nin dünyaya getirdiği çocuğun velayeti ortak olarak belirlendi. ABD’li eşin N.S’ye 2500 dolar nafaka ödemesi de kararlaştırılan protokolde ayrıca N.S’nin yılda bir defa çocuğuyla Türkiye’de yaşayan ailesinin yanına giderek 1 ay kalabileceği de yer aldı.
Bu süreçte kendisine kanser teşhisi konulan N.S, Temmuz 2020’de oğluyla beraber Türkiye’deki ailesinin yanına geldi. N.S hem gördüğü şiddet hem de hastalığı nedeniyle bir daha ABD’ye dönmedi, o tarihte 4.5 yaşında olan oğlunu da Türk vatandaşlığına kaydettirdi. Bunun üzerine ABD’li eski eş C.B, ABD hukukuna göre ortak velayetlerinde bulunan çocuğun Türkiye’de alıkonulduğunu belirterek, Minnesota’da çocuğun iadesi talebiyle dava açtı. Mahkeme, velayetin ortak olması nedeniyle çocuğun iadesine karar verdi. ABD merkez makamları da mahkemenin kararı üzerine çocuğun iadesi için Türkiye’den talepte bulundu.
Bunun üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı N.S ve C.B arasında uzlaşma sağlanamadığı gerekçesiyle çocuğun iadesi için taraflar hakkında davaname hazırladı. Açılan dava Ankara 5. Aile Mahkemesinde görüldü. C.B’nin avukatları çocuğun ortak velayette olması nedeniyle ABD’ye iadesini isterken, N.S’nin avukatı eşcinsel evliliğin Türkiye’de hükümsüz olduğunu, davacı C.B ile çocuk arasında da kan bağı ve velayet ilişkisi olmadığını, ayrıca kanser tedavisi gören müvekkilinin davacıdan hem psikolojik, hem ekonomik hem de çocukların gözleri önünde fiziksel şiddet gördüğünü vurguladı. Avukat, C.B’nin müvekkilini öldürmeye çalıştığını ve bu nedenle ABD mahkemelerince hakkında uzaklaştırma kararları verildiğini ifade ederek, çocuğa da fiziksel şiddet uygulayabileceğini öne sürdü. Bir uzman tarafından görüşmeye alınan küçük çocuk ise, C.B’nin annesini öldürmeye çalıştığını gördüğünü ve korktuğunu, C.B’nin kendisini sevmediğini hissettiğini ve bu nedenle ABD’ye dönmek istemediğini anlattı.
Yargılama sonunda mahkeme, Türk hukukunda eşcinsel evliliğin yok hükmünde olması ve çocuğun “velisinin” doğuran kadın olduğunu belirterek, davayı reddetti. Böylece çocuğun, annesi N.S’de kalmasına karar verilmiş oldu. Dosya hem savcılığın hem de C.B’nin avukatlarının itirazı üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2. Hukuk Dairesine geldi. Dosyayı inceleyen İstinaf Dairesi de ilk derece mahkemesinin kararını hukuka uygun buldu. Daire kararında Türk hukukuna göre eşcinsel evliliğin geçersiz sayılması nedeniyle çocuğun da “evlilik dışı” olduğunun kabul edilmesi gerektiği kaydedilerek, “Türk hukukuna göre anne baba evli değilse çocuğun velayeti annesindedir. ABD’de yapılan evliliğin Türk mevzuatına aykırı olması nedeniyle evlilik dışı doğduğu kabul edilen çocuğun velayetinin N.S’de olduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır” denildi. Davada son sözü Yargıtay söyleyecek.