Jill Biden, ABD Başkan Yardımcısı eşi Joe Biden’a Türkiye ziyareti sırasında eşlik etti. Biden, eşinin adaylık sürecini anlatırken “Oğlumuzu kaybettik, Joe’nun aday olup olmayacağına karar vermesi gereken günlerde derin bir acı yaşadık, yapamadık” dedi. Biden, eşinin hiç mutfağa girip yemek yapmadığını söylerken “Bu iyi bir şey değil biliyorum ama o hep çok meşgul…” diye konuştu. Biden çifti geçtiğimiz sene 46 yaşındaki oğulları Beaue Biden'ı beyin kanseri nedeniyle kaybetmişti.
Habertürk’ten Kübra Par’a konuşan Jill Biden’ın açıklamaları şöyle:
Bu İstanbul’a ikinci gelişiniz. Geçen yıl kasım ayında da gelmiştiniz. Türkiye ve İstanbul’a dair ilk izlenimleriniz nasıldı?
İstanbul’a tekrar geleceğim günü iple çekiyordum, çünkü geçen sefer gelişimizde çok iyi karşılanmıştık. Türk insanı çok misafirperver ve sıcakkanlı. İstanbul’u o kadar sevdim ki bu sefer torunum Naomi’yi de yanımda getirdim. Onun da bu güzel deneyimi yaşamasını istedim.
Damadınız Howard da gelmiş ama kızınız Ashley gelmedi sanırım…
Evet, kızımın katılması gereken bir konferans vardı, gelemedi.
Geçen sefer İstanbul’u gezmeye vakit bulabilmiş miydiniz?
Bazı camileri ve Kapalıçarşı’yı ziyaret etmiştik.Birkaç restorana gidip yerel yemeklerden tatmıştık.
Türk yemeklerini nasıl buldunuz?
Bayıldım! Özellikle zeytin, humus ve ekmek harikaydı.
Bu kez şehri daha çok gezme fırsatınız olacak sanırım...
Evet, Torunumuzu Sultanahmet Camii’ne ve Arasta Çarşısı’na götüreceğiz. Bu sabah bir kız meslek lisesini ziyaret ettim. Bildiğiniz gibi ben bir öğretmenim ve gittiğim şehirlerde özellikle kız okullarını ziyaret etmek istiyorum çünkü kız çocuklarının ve genç kadınların eğitim alması çok önemli.
5 torununuz varmış. Derslerinde yardım ediyor musunuz?
Evet, gerçekten ediyorum. Aslına bakarsanız 2 torunuma sömestr tatilinde ödev olarak birkaç kitap vermişler. Onların okumak zorunda olduğu kitapları ben de satın aldım. Okuyup onlara sorular soracağım. Görev yaptığım okulda ikinci yarıyıl başladı, o yüzden üzerinde çalışmam gereken şeyleri de yanımda getirdim. Hatta dün akşam Joe erkenden yattı ama ben biraz daha oturup sınav kâğıtlarını okudum! (Gülüyor...)
Notu kıt bir öğretmen olduğunuzu duydum, doğru mu?
Aaa, bunu nasıl öğrendin, yoksa öğrencilerimle mi konuştun! (Gülüyor…)
Second Lady olarak öğretmenlik yapmak zor olmuyor mu?
Açıkçası onlara kendimi tanıtırken ‘Second Lady’ olduğumu söylemiyorum. İlk derste sınıfa girdiğimde tahtaya adımı yazıyorum ve bana “Dr. B” demelerini istiyorum. Pek çoğu kim olduğumun farkında değil. Sınıfta sadece onların İngilizce öğretmeni olarak kalmak istiyorum. Bu dönem bir öğrenci yanıma geldi ve “Second Lady ile aynı ismi taşıyor olmanız komik değil mi?” dedi. Ben de “Evet, çok komik” dedim. Eğer sonra gerçeği öğrendiyse biraz utanmış olabilir! (Gülüyor...)
Şu an bu röportajı, Suriyeli mültecilerin açtığı bir kitabevinde yapıyoruz. Türkiye, 2 milyon 500 bin Suriyeli mülteciyi ağırlıyor. Dünyada en çok mülteciyi barındıran ülke biziz ama yapabileceklerimizin bir sınırı var. Uluslararası toplum bu konuda yeteri kadar sorumluluk üstleniyor mu sizce?
Bu kadar çok sayıda mülteciye kapılarını açtığı ve onlara kendilerini güvende hissedebilecekleri bir ortam sağladığı için Türkiye’ye minnettarız. Uluslararası toplum da bu konuda ayağa kalkmalı. Özellikle de çocuklar için…
Peki, Ortadoğu’da politik ve kültürel koşullar nedeniyle eğitim alamayan kız çocukları için bir proje geliştirmeyi düşünmez misiniz?
Okuma-yazma öğrenmek hayat boyu sahip olabileceğiniz en önemli beceridir. Eğer bu bölgede okuma-yazma oranının artmasına önayak olabilirsek harika olur.
Joe Biden, geçenlerde bir açıklamasında ABD’de başkanlık yarışına girmediği için pişmanlık duyduğunu ama ailesi için doğru kararın bu olduğunu söyledi. Yarışa katılmama kararını siz nasıl karşıladınız?
Bu karar benim için hem acı hem tatlıydı. Aslında onun çok iyi bir başkan olabileceğini düşünüyordum.
Aday olması için ikna etmeye çalıştınız mı?
Bu sefer değil... Bildiğiniz gibi geçen yıl oğlumuzu kaybettik. Zamanlama çok kötüydü. Joe’nun aday olup olmayacağına karar vermesi gereken günlerde derin bir acı yaşıyorduk. Yapamadık işte... Yapamadık... (Hüzünleniyor...)
Emeklilik için planlarınız var mı?
Oh evet! (Gülüyor...) Aslında ikimiz de uzun zamandır önem verdiğimiz şeyleri yapmaya devam edeceğiz. Ben yine eğitimle ilgileneceğim. Joe ise kanser tedavisinin kolaylaştırılması için bir girişim üzerinde çalışacak. Oğlumuzu kanserden kaybettikten sonra bu konunun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladık. Umarım bizim yaşadığımız acı, başkaları için iyi şeyler yapılmasına vesile olur.
Sevdiğiniz bir Türk yazar var mı?
Henüz okuma fırsatım olmadı ama Elif Şafak’ı çok tavsiye eden oldu, okuma listeme aldım.
Oğlunuz Beau Irak’ta savaşırken, ona özlem duyan torununuzun yaşadıklarını anlatan bir çocuk kitabı yazmışsınız. Yeni bir kitap daha yazmayı düşünüyor musunuz?
Geliri asker ailelerine bağışlanacak bir kitap daha yazmak istiyorum. Biz de bir asker ailesiyiz. Oğlumuz Irak’ta savaşırken bunun ne kadar zor olduğunu anlamıştık. O aileleri desteklemek için elimden geleni yapmak istiyorum. Joe da böyle düşünüyor.
Bugünlerde biz de benzer acılar yaşıyoruz. Pek çok Türk askeri terörle mücadele ederken şehit oluyor, geriye acılı aileler kalıyor. Asker ailelerini desteklemek için bize ne tavsiye edersiniz?
Michelle Obama ve ben, bütün yıl boyunca ABD’deki asker ailelerini ziyaret ediyoruz ve etraftaki herkese bu ailelere doğrudan destek olmalarını tavsiye ediyoruz. Örneğin Washington’da sık sık kar fırtınası olur. Eğer mahallenizde savaşa gitmiş bir askerin ailesi yaşıyorsa, o evde anne ve çocuklar yalnız kalmış olabilir. Hiçbir şey yapamıyorsanız gidip o ailenin evinin önündeki karları küreyin. Oğlum savaştayken bir gün biri gelinimin evinin önüne gidip karları temizlemiş ve yolu tuzlamış. Bu bizi çok duygulandırmıştı. En zor kısmı çocuklar yaşıyor. Babaları orduda görev yapıyorsa sık sık taşınmak zorunda kalıyorlar. Durmadan okul değiştiriyorlar. Onlara babalarıyla gurur duymaları gerektiğini hatırlatmalıyız. Ben de sınıfımdaki asker çocuklarını herkesin içinde onurlandırıyorum. Oğlum savaştayken, torunum Natalie’nin öğretmeni, babasının savaştığı bölükteki askerlerin fotoğrafını sınıf kapısına asmıştı. Çocuklar her geçtiğinde Natalie’nin babasının askerde olduğunu hatırlıyor ve ona destek oluyordu.
Sağlığınıza çok düşkün olduğunuzu duydum. Düzenli spor yapıyormuşsunuz. İstanbul’da kaldığınız oteldeki spor salonunu da kullanacak mısınız?
Kullandım bile! (Gülüyor...) Bu sabah erken kalktım, alt kattaki gym’e indim ve kendimi koşu bandının üstüne attım. Spor ve sağlıklı beslenme sadece beden sağlığınız için değil hayatınızda bir denge yakalayabilmeniz için de gerekli.
First Lady Michelle Obama ile birlikte, ABD’deki yemek alışkanlığını değiştirmek için uğraşıyorsunuz. Amerika’ya ilk ziyaretimde porsiyonların büyüklüğü karşısında çok şaşırmıştım. Fast food denilen sağlıksız yiyecekler, geçtiğimiz 30 yılda Amerikan kültürü üzerinden tüm dünyaya yayıldı. Kendi ülkenizdeki yemek alışkanlığını değiştirirken dünyada da yeni bir akım başlatsanız fena olmayacak galiba...
First Lady Obama, şekerli yiyeceklerin ve egzersiz yapmamanın yaratacağı tehlike konusunda insanları uyarmak için çok şey yaptı. Amerikalıların yedikleri yiyecekler konusunda bilinçlenmelerini sağladı. Okullardaki gazozlu içecek otomatlarını kaldırttı. Çocukların taze meyve tüketmesini teşvik etti. Aslında yeme içme konusundaki mesele annelerde düğümleniyor. Eğer kadınları bu konuda eğitebilirsek, ailelerini sağlıklı bir yaşama kavuşturmalarını sağlayabiliriz.
Evde yemek yapıyor musunuz?
Evet yapıyorum. Genellikle İtalyan mutfağı... Kocam Joe, İtalyan mutfağı seviyor. Second Lady olarak çok yoğun olsam da fırsat buldukça mutfağa giriyorum. Makarna makinesiyle kendi makarnamızı evde yapıyorum. Büyükbabam İtalyan olduğu için büyükannem pek çok İtalyan yemeği tarifi biliyordu. Ondan çok şey öğrendim.
Ya Bay Joe Biden? Hiç mutfağa girip yemek yaptığı oluyor mu?
Hayır, asla olmuyor! (Gülüyor...) Bu iyi bir şey değil biliyorum ama o hep çok meşgul...
En sevdiği yemek ne?
Joe’nun en sevdiği yemek makarna!
Michelle Obama, Beyaz Saray’ın bahçesinde kendi sebzelerini yetiştiriyormuş. Sizin için yemek yaptığı oluyor mu?
Evet, Beyaz Saray’ın bahçesinde muazzam bir tarlası var. Genellikle çok meşgulüz. Ben gündüzleri okulda oluyorum. Akşamları da programlar oluyor. Bir araya gelmemiz kolay değil...
Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın