Gezi Parkı eylemleri sırasında 6 Temmuz'da gözaltına alınan ve çıkarıldığı mahkemede tutuklanan bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek'in eşi Merhamet Sarıçiçek, “Tamam benim kocam örgüt kurdu. 7 kişiyiz biz örgütüz. (Çocuklarını sayarak) 5 tane çocuğum var. Biz örgütüz." dedi.
Gezi Parkı olaylarıyla ilgili 6 Temmuz'da gözaltına alınan ve çıkarıldıkları mahkemede tutuklanan 8 şüphelinin aileleri Çağlayan'da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önündeki meydanda toplandı.
Tutuklanan Ali Sarıçiçek'in ailesinin de aralarında bulunduğu grup, avukatları aracılığıyla mahkemeye dilekçe sunarak, tutuklanan 8 kişinin serbest bırakılmasını talep etti.
6 aylık ikizleri Hasan ve Hüseyin Sarıçiçek'in de aralarında bulunduğu 5 çocuğuyla adliye önüne gelen Merhamet Sarıçiçek, "Eli palalıyı serbest bırakın, onlara öyle adalet bize böyle adalet. Kazlıçeşme'de de (AKP mitingi) benim eşim bayrak sattı. O zaman niye tutuklamadınız? O zaman örgüt kurmamış da, o zamanlar suç işlememiş de Taksim'de satarken mi suç işledi? Bu ne biçim adalet? Bizden ne istedin ki... O, '3 tane çocuk' dedi. Allah verdi... Bir de ikiz verdi. 5 tane çocuğum var. Ben senin sözünü de dinledim" diye konuştu.
Ali Sarıçiçek'in eşi Merhamet Sarıçiçek (36) de 6 aylık ikizleri Hasan ve Hüseyin Sarıçiçek'in de aralarında bulunduğu 5 çocuğuyla adliye önüne geldi. Merhamet Sarıçiçek, şöyle konuştu:
"Eşim bayrakçı. Biz 30-40 seneden beri bayrakçılıkla geçimimizi sağlıyoruz. Şu çocuğuma sorsanız 'Okuyup öğretmen mi, doktor mu olacaksın?' diye sorsanız, 'Yok anne ben bayrakçı ya da posterci olacağım' der. Biz böylesine yetişmişiz. Biz günübirlik kazanan, günübirlik yiyen azıcık aşımız, kaygısız başımız olan insanlarız. Ekmek davasına düştü o gün. Çocuğumun işleri durunca o da kemercide çalışıyordu, baba -oğul Gezi olayları olunca bayrak aldılar bayrak satışına çıktılar. Kazlıçeşme'de de benim eşim bayrak sattı. O zaman niye içeri almadınız, tutuklamadınız. O zaman örgüt kurmamış da, o zamanlar suç işlememiş de Taksim'de satarken mi suç işledi? Bu ne biçim adalet" diye konuştu.
"Vicdanları rahat mı acaba?" diye soran Merhamet Sarıçiçek, şöyle devam etti:
"Bu bayrakları Taksim'e hediye etmek için mi gitmiş. Bunu hiç mi hakim, savcı düşünmüyor? Onların okudukları günlere yazıklar olsun. Adalesizce, vicdansızca okumuşlar. Beni mağdur etmenin bir anlamı yok ki. Örgüt kurmuş. Tamam benim kocam örgüt kurdu. 7 kişiyiz biz örgütüz. (Çocuklarını sayarak) 5 tane çocuğum var. Biz örgütüz. Adamın evinde çocuğunun tişörtü yok ya. Örgüt kuranın çoluğunun çocuğunun tişörtü olmaz mı ya? İlkokuldan okuması, yazması yok. Bu nasıl örgüt kurmak? Bir ceza kesilecekse, Ali Sarıçiçek'e mi kesildi, 5 tane çocuğuma mı kesildi? Sen diyon ki Başbakan 'Ben başörtülü hanımın arkasındayım, başındayım' diyon. Ben daha fazla zarar gördüm. Bizden ne istedin ki. O, '3 tane çocuk' dedi. Allah verdi, bir de ikiz verdi. 5 tane çocuğum var. Ben senin sözünü de dinledim" diye konuştu.
İkiz çocuklarından Hasan Sarıçiçek'in hasta olduğunu ve doktorun birçok ilaç verdiğini söyleyen Merhamet Sarıçiçek, çocuklarının ilaçlarını gazetecilere gösterdi. Merhamet Sarıçiçek, "Geçimimizi sağlayacak kimse yok. Bir oğlum var o da bayrağı alıp işe de gidemiyor. Korkuyor. Eli palalıyı serbest bırakın, onlara öyle adalet bize böyle adalet. İki türlü adalet var. Mazlumların yanında olmuyorlar. Bir an önce bunlar serbest bırakılsın. Suç işlemediler ki. 50 milyon insan gördü suç işleyen eli palalıyı. Eli palalıyı yakalasın, tutuklasın; onu bir atsın cezaevine benim eşim de suç işlediyse onu da atsın. Kanunun kestiği parmak acımaz derim. Ben de buna katlanırım. Bu olayları 8 kişiye mal etmenin anlamı yok" ifadelerini kullandı.
Adliye önündeki meydanda basın açıklaması yapan Ali Sarıçiçek'in avukatı Tülay Odabaş ise şöyle konuştu:
"Ali Sarıçiçek Atatürk amblemli Türk Bayrağı satan ve geçimini bundan sağlayan bir vatandaşımızdır. Bunu defalarca savcılık ve sorgu hakimliğinde dile getirdik. Gazetelerde de var müvekkilim bayraklarla yere yığılmış gözaltına alınırken. Sorgu hakimliği tutuklama yaparken suç delilleri toplanmadığından bahsetmektedir. Şimdi benim müvekkilimin suç delili olarak gösterilen Türk bayraklarına el konulmuştur başka hangi delil toplanacaktır? Sorgu hakimliği tutuklama gerekçesinde kimliklerini gizlediklerinden bahsetmektedir. Kimlik bilgileri var. TC numaraları var. Kimliğin gizlenmesi nasıl olur, bunu da anlamış değiliz. CMK tutuklamayı istisnai durumlarda düzenlemiştir. Atılı suçun vasıf ve mahiyeti tutuklamayı gerektirir nitelikte değildir. 2911 sayılı yasa kapsamında gözaltna alınan bütün şüpheliler serbest kalmıştır. Benim müvekkilimin özgürlüğünden mahrum kalması hukuki olmayıp tamamen siyasidir."
Sarıçiçek ailesinin mağdur olduğunu söyleyen Odabaş, "Aile geçim sıkıntısı yaşıyor. Benim müvekkilimin bayrak sattığına dair, bayrak satın aldığı firmadan belgeleri temin ettik. Bunu mahkemeye sunacağız. Tahliyelere ilişkin dilekçe verdik. Sonucunu bekliyoruz" dedi.
Ali Sarıçiçek'in 17 yaşındaki oğlu Selami Sarıçiçek, "Cumartesi günü Taksim'e babamla bayrak satmaya çıktık sabah. Olaylar başlamadan önce polis önce geldi. Anons etmeden, İstiklal Caddesi'nin girişinde TOMA'yla milletin üstüne yürümeye başladı. Polis müdaheleye başlayınca, o anda benim üzerime tazyikli su geldi. O anda ben babamı kalabalığın içinde kaybettim. O andan sonrada çıktım eve geldim" dedi.
Bayrak satarak geçimlerini sağladıklarını ve el konulan bayrakların kendilerine verilmediğini söyleyen Selami Sarıçiçek, 5 Ağustos'da Ergenekon Davası'nın karara bağlanacağı gün de Silivri'ye giderek bayrak satacaklarını söyledi.
Tutuklanan Ahmet Erol'un eşi Hanife Erol da bir haftalık evliyken eşinin tutuklandığını, eşiyle birlike tekstil işiyle uğraştıklarını belirterek eşinin serbest bırakılmasını istedi. Konuşma yapan diğer 7 aile de, tutuklanan çocuklarının serbest bırakılmasını istedi. Yapılan konuşmaların ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı. Ali Sarıçiçek'in de aralarında bulunduğu 8 kişi, 8 Temmuz da "2911 sayılı Gösteri ve Yürüyüş Kanunu'na muhalefet etmek" ve "Polise mukavemet" iddiasıyla tutuklanmıştı.